Abdul-Aziz el-Hayir: Yıllarca Baas'a göğüs germek

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • 18 Ekim 2012
  • 09:18

Sair Dib – 17 Ekim 2012

Yılların Suriyeli muhalifi Abdul-Aziz el-Hayir geçen ay Şam'da kaçırıldı. Bu, Hayir'in siyasi tutumundan ötürü ülkesinde ilk defa tutuklanışı değildir.

Abdul-Aziz el-Hayir, Komünist Emek Partisi'nin ve Suriye'de Demokratik Değişim için Ulusal Eşgüdüm Organı'nın önde gelen bir lideridir. Geçen ay Şam Havaalanından ayrıldıktan sonra kaçırıldı.

Hayir'in Suriye makamları ile olan öyküsü çok eskilere uzanır. Uzun süre ortalıktan kayboldu ve saklanarak yaşadı, aranan bir adam olarak yeraltında 12 yıl, hapiste 13 yıl geçirdi ve şimdi de kaçırıldı.

2011 Kasımında Ulusal Eşgüdüm Organı'nı meşru muhalefet olarak görmeyen Suriyeli protestocular, Kahire'deki Arap Birliği binası önünde “Yumurta Saldırısı”nda Hayir ve diğer Ulusal Eşgüdüm Organı üyelerine yumurta ve domates fırlattılar.

Hayir, Ulusal Eşgüdüm Organı'nın kurulmasında ve 30 Haziran 2011'de kuruluşunun ilan edilmesinde yer aldığı vakitler Suriye devrimi halen sağlıklıydı, şiddet içermeyen, sivil (askeri olmayan ve dini olmayan) ilkelerin rehberliğindeydi ve özgürlük ve onur istiyordu. Rejimin darbeleri ve acımasız baskısı altında halen yabancı yardıma, silahlara ve mezhepçiliğe yüzünü dönmemişti.

Ulusal Eşgüdüm Organı saflarında Suriye'deki tüm milliyetçi, demokratik ve solcu güçleri içeriyordu – bir süreliğine yurtdışı temsilciliğini yapan [Suriye Ulusal Konseyi'nin eski başkanı] Burhan Galyun'dan Hayir'in liderliğindeki Komünist Emek Partisi'ne kadar.

Komünist Eylem Partisi, 1970'lerin sonu ile 1990'ların başı arasındaki dönemde ün kazanan küçük bir partidir. Bugün bu siyasi deneyimin öğrencilerinin Suriye'nin çeşitli şehirlerinde ortaya çıktığını halen görebilirsiniz.

1980'lerde başlangıcından 1992'de tutuklanmasına kadar ve sonra hapisaneden salıverilmesinden şimdiye kadar Hayir partinin bir numaralı adamı olmuştur. Komünist Eylem Partisi'nin çalışmasını sarmalayan gizliliğe ve kolektif bir liderliğin varlığına ve bir genel sekreterin olmayışına karşın bu görülebilir.

Hayir en azından partinin önde gelen bir lideri ve partinin el-Raya el-Hamraa (Kızıl Bayrak), el-Nidaa el-Şaabi (Halkın Çağrısı) ve el-Şuyui (Komünist) gibi dergi ve gazetelerinin yayın kurulunun bir üyesiydi.

Partinin yayınları, tarihsel bağlamlarında ve çeşitli Bekdaş tarzı (Suriye Komünist Partisi Genel Sekreteri Halid Bekdaş'a referansla) ve ondan kopan gruplar dahil komünist gruplar tarafından yayınlananlara istinaden bakıldığında teori ve praksis açısından yüksek bir incelmişlik seviyesine erişmişlerdi.

Rejimin baskısı sonucu bu küçük partinin birçok kadro ve militanı gizlenmek zorunda kaldı. Ancak Hayir'in deneyimi, rejim 12 yıl onun izini sürdüğünden en kötü şöhretlisidir. Ailesi ve akrabaları dövüldü, tutuklandı ve rehin olarak tutuldu.

Tıpkı saklanması ve rejimin onun peşinden koşması gibi 1 Şubat 1992'de tutuklanması da özeldi. Eski Şam'ın Bab el-Cebiye mahallesinde tutuklanması üzerine Şam kalesi meydanında havaya kutlama ateşi açıldı.

Hayir acımasızca işkenceden geçirildi ve devlet güvenlik mahkemesinin onu “yasaklanmış bir siyasi örgüte üyelikten ve halkın devrimin amaçlarına ve sosyalist sisteme olan güvenini sarsacak yalan haberler yaymaktan” 22 yıl cezaya çarptırdığı 1995 yılına kadar yargılanmaksızın hapis tutuldu. Hayir, serbest bırakılması için örgütlenen uluslararası kampanyalardan sonra 2005 yılında bir devlet başkanlığı affının parçası olarak serbest bırakılmadan önce 13 yılını Saidnaya Askeri Hapisanesinde geçirdi.

Hapisanede el-hekim (doktor) – hapishane arkadaşlarının onu çağırdığı adla - onun yanında bir yıl kalan bir tutsağın anlattığı gibi “sınır tanımaksızın yaşamı korumaya, haşerelerin yaşam hakkına kadar uzanan tıbbi pratiğinde Babil doktorlarının çağına yolculuk yapmaya” koyuldu.

Yeraltına inmezden önce uzun bir süre tıp pratiği yapamayan doktor, hapishane idaresini hücrelerden birini kliniğe çevirmeye ikna etmezden önce bile hapishanede binlerce hastayı muayene etti. Hayir'in en meşhur ve en kalıcı fotoğrafı, ölen bir tutsağı hayata döndürmek için suni solunum yaparken bir hapishane arkadaşının çektiği fotoğraf olmuştur. Hıçkırıklara boğulmazdan önce gözleri kıpkırmızı olup neredeyse yuvalarından fırlayacak derecede şişene kadar tutsağın ağzına soluk verdi.

Tıbbi hizmetleri onu yemek pişirmek ve temizlikten, duruşunu inatla koruyan partizan bir komünist için belli yönler alan siyasi eğitime kadar diğer hapishane vazifelerindeki yükünü azaltmadı. Bir zamanlar sıkı Marksist iken sonra liberal olan yoldaşlarına kıyasla muhtemelen liberal düşüncede en bilgili kişidir ve gitgide gelişen önermelerinin çoğu duyulmamıştır.

Hapisten çıktıktan sonra geriye kalan yoldaşları ile partide siyasi faaliyetini sürdürdü. Şam Deklarasyonu’na katıldı ve başkan yardımcısı seçildi. Partisi Şam Deklarasyonu’ndan çekildikten sonra 2011 Martında Suriye devriminin patlak vermesiyle bitkinlik safhasına erişen sessiz, çalışkan tarzıyla 2007'de Marksist Sol Meclis'in kuruluşunda yer aldı.

Ulusal Eşgüdüm Organı adına medyada görünmelerinin gösterdiği gibi Hayir, devrimin milliyetçi, demokratik ve sivil rotasının en iyi temsilcisiydi. Rejimin çalıştığı – ve devrimin bazı güçlerinin oyuna geldiği – yani askerileşme, mezhepçilik ve dış müdahale çağrılarını reddeden bir rotaydı.

Devrimin içerisinde tam da Suriye'nin bölgesel ve uluslararası ittifaklarını değiştirmek isteyen güçlerin olduğuna ilk dikkati çekenlerden biriydi. Bu güçler devrimin mezhepçiliğini kabul ediyorlar, çünkü rejimin kendisi mezhepçi; devrimin suçlarını mazur görüyorlar ve bunlara hata diyorlar, çünkü rejimin kendisi sabıkalı; ABD ve Türkiye ile müttefik olmak istiyorlar, çünkü rejim Rusya, Çin ve İran ile müttefik.

Hayir ve genel olarak milliyetçi demokratik solcu hareket başından itibaren bu devrimin merkezindeydiler ve halen de öyledirler.

Lübnan merkezli El-Ahbar gazetesinin ingilizce sitesinden kizilbayrak.net tarafından çevrilmiştir.