Aaa hapiste gazeteciler varmış – Özgür Mumcu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 01 Kasım 2012
  • 05:12

Hep aynı konuları çok farklı olaylar üzerinden ha bire tartışan bir tuhaf ülke Türkiye. O sebeple hem sürekli zaplanan gündem nedeniyle bir baş dönmesi hem de hep aynı konular etrafında dönüp durmaktan kaynaklanan bir yorgunluk var.

Önümüzde üç seçim var. Bir de çok muhtemelen AKP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminden önce cebinden çıkaracağı başkanlık sistemini öngören yeni bir anayasa tartışması da buna eklenecek.

Bir ihtimal yerel seçim, genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yanında bir de anayasa referandumu yapılacak.

Suriye devasa ve kalıcı bir Lübnanlaşma sürecine girerken açlık grevleri ve tecrit tartışmalarıyla Kürt meselesi tarihteki en ciddi halini alacak. Şimdilik küllenen cemaat-Erdoğan tartışması çeşitli biçim ve şekillerde derinden devam edecek.

Bu zor dönemde Erdoğan daha da sinirlenecek. Bir gün Erdoğan tarafından azarlanmamış bir kişi dahi kalmayacak.

Bir çeşit sıra dayağıdır ki bu baksanıza Cumhurbaşkanı’na kadar uzandı uzanacak.

İşte bu karmaşık gündem bazı tartışmaların çok hızlı başlayıp bitmesine de yol açıyor. Gazetecilere Özgürlük Komitesi’nin memleketteki hapis gazeteciler hakkında hazırladığı rapor için de bu geçerli. Hükümetsever bazı kalemlerin raporu eleştirip, itibarsızlaştırmaya çalışmasıyla tartışma biteyazdı. Oysa aynı kalemler aynı komitenin daha önceki raporunu pek sevmişlerdi. Komite, tartışmalar üzerine bir açıklama yayımladı. Özetle şöyle diyor:

“CPJ gazetecilerin haklarını savunmak için 31 yıldır dünya çapında faaliyet göstermiştir. Tarafsızız, ideolojisiziz ve bağımsızız.”

“Araştırma titizlikle yürütüldü. Araştırmacılarımız dört ayı aşkın bir süre Adalet Bakanlığı’nın yanı sıra yerel ve uluslararası gruplarca düzenlenen gözaltı listelerini gözden geçirdiler, iddianameleri incelediler, belli başlı kanuni belgelere başvurdular, savunma avukatlarıyla görüştüler, davaları izleyen gazetecilerle konuştular ve sanıkların yayımlanmış, birinci ağızdan beyanlarını değerlendirdiler.”

“Şu anda bu araştırmayı tamamlamış ve Türkiye’de 61 gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste olduklarını kesinleştirmiş bulunuyoruz.”

“Raporumuz eleştirel ama adil. Araştırma ile verilerin kontrolü titizlikle yapıldı ve sonuçları ile analizleri detaylı delillere dayandırılıyor. Türkiye medyasının şu anda aşırı ölçüde baskıya maruz kaldığını ve düzinelerce gazetecinin mesleklerinden dolayı hapiste olduklarını dolaysız ama ölçülü bir dille anlatıyoruz.”

“Raporumuzun kamuoyunda tartışılıyor olması Türkiye’deki medyanın ne kadar canlı ve renkli olduğuna işaret ediyor. Ancak bu ülkenin tartışma götürmez şekilde dünyanın lider gazeteci zindancısı pozisyonu, kaçınılmaz olarak gazeteci hapseden diğer ülkelerle kıyaslanmasını getiriyor.”

Bilmem bu açıklama “Sansüre uğramadan sansür yaygarası yapabiliyorsunuz, daha ne” diye yazanları tatmin eder mi? Yoksa ne güzel sansüre uğramadan gazetecilerin hapishanede olmasını eleştirebiliyoruz diye sevinmemizi mi, lütfettiniz diye önlerinde eğilip sadakatimizi bildirmemizi mi beklerler?

AB’nin ve Gazetecileri Koruma Komitesi’nin raporlarını çöpe atarak, görmezden gelerek kendinizi kandırabilir ve aslında çok demokratik bir ülkede yaşadığınıza kendinizi inandırabilirsiniz. Ancak herkes sizinle aynı halüsinasyonu görmek mecburiyetinde değil.

Radikal / 01.11.12