2 Temmuz’u unutmadık, unutturmayacağız!

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • 23 Haziran 2010
  • 12:32

Sivas’ın katili sermaye devletidir!


2 Temmuz 1993. Bu tarih Sivas katliamının yıldönümüdür. Bu tarihte 35 ilerici ve aydın insanımız, Sivas Madımak Oteli'nde çıkartılan yangınla, diri diri yakılarak, dumanla boğularak katledildi. Madımak Oteli’nde sergilenen tam bir gözü dönmüşlük örneğiydi ve her şey tüm dünyanın ve insanlığın gözleri önünde gerçekleştirildi.

Tüm diğer katliamların ve kirli provakasyonların arkasında olduğu gibi, bu katliamın arkasında da, yine sermaye devletinin kendisi vardı. Katliamı planlayan ve örgütleyen bizzat devletin kontra merkeziydi. Katliamın tetikçileri de, bir kez daha, din afyonu ile sersemleştirilmiş, gözü dönmüş çağdışı gericilerdi. 60’lı yıllarda, bizzat devlet tarafından, “Komünizmle Mücadele Dernekleri'nde” örgütlenip, yükselen sosyal mücadeleyi kanla bastırmak amacıyla meydanlara salınan, o tarihteki adıyla, “çember sakallılar”ın mirasçılarıydı. Türkiye’nin işçileri, emekçileri, ilericileri ve devrimcileri onları “Kanlı Pazar” olayından hatırlamaktadır. Bu gerici güruh, tam da çağdışı karekterleri ile uyumlu bir biçimde, satır ve bıçaklarla, 6. Filo’yu protesto etmeye giden gençliğe saldırmış ve iki insanımızın ölümü ile sonuçlanan bir katliamın altına imza atmışlardı.

Emekçiler, kardeşler,

Pir Sultan’dan Madımak’a asan da, yakan da devlettir! Bunu asla unutmayın. Maraş ve Çorum katliamını gerçekleştirenlerin de, askeri, polisi, ülkücüsü ve çember sakalısı ile gözü dönmüş katliam çeteleri olduğunu unutmayın.

'77 1 Mayıs’ını kana bulayanlar da onlardı. Aynı kanlı eller Gazi’de de sahnedeydi. Sivas’ta semaha duranları yakan ve dumana boğanlar, Ulucanlar’da halaya duran devrimcilerin üzerine kurşun yağdıranlar, Bayrampaşa Cezaevi'nde çıkardıkları yangında devrimci tutsakları diri diri yakanlar bu güçlerdi. Bu aynı güçler, daha yakın bir tarihte, Ankara’nın göbeğinde, hakkını arayan işçilerin üzerine gaz bombaları fırlattı, biber gazına boğdu. Yıllardır kardeş Kürt halkının üzerine bomba yağdıranlar, kimyasal gazlar boşaltanlar, ormanları ateşe verenler, evleri yakıp, insanlarımızın acımasızca ölmesine neden olanlar yine katil sermaye devleti ve onun katliamcı güçleridir. Bunların hiç birini unutmayın!

Alevi emekçileri,

Dün Alevileri diri diri yakıp, dumanlarda boğanlar yine işbaşındadırlar. Dün sizleri baskıyla, katliamla yola getirmeye çalışanlar, günümüzde ise daha iğrenç ve kirli silahlara başvuruyorlar. “Alevi Açılımı” gibi, tam bir iki yüzlülük örneği çabalarla, sizleri “düzenin Alevisi” yapmaya, Hızır Paşa sofrasında zehirleyip, düzene bağlamaya çalışıyorlar.

Bu arada, Laiklik-Şeriat sahte ikilemi ile siz Alevi emekçilerini aldatıp, onları daha sıkı bir biçimde düzene bağlamak ve düzenin çimentosu yapmak isteyenler de var. Bunların da diğerlerinde özde bir farkları yok.

Unutmayın! Onlar, Sivas Katliamı sırasında hükümet ortağıydılar ve katliamı büyük bir soğukkanlılıkla izlemişlerdi. Maraş ve Çorum katliamları bunların işbaşında olduğu zanman gerçekleştirilmişti. Gazi Katliamı'nı onlar da seyretmişti. Cezaevleri bir gecede ölüm tarlalarına çevrilirken, Bayrampaşa cezaevi yakılırken, Ulucanlar kan deryası haline getirilirken onlar işbaşındaydı. Ve dahası, onlar, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin kana bulanmasında da aktif görev aldılar. Kürt halkına dönük kirli savaş en çok onların hükümet olduğu dönemde acımasız boyutlar kazanmıştır.

Tam da bu nedenle diyoruz ki, Hızır Paşa sofralarından uzak durun. Devletin çimantosu olmayı reddedin. Unutmayın, 2 Temmuz devletten hesap sorma günüdür.

Canlar, kardeşler,

Alevi sorunu, kendi içinde bir sorun olmayıp, toplumsal bir sorundur. Çözümü de ancak ve ancak, işçi sınıfının önderliğindeki bir toplumsal devrimle gerçekleşecektir. Gelin Kürt, Türk, Alevi, Sunni, işçi ve emekçi tüm canlar bir olalım, birlik olalım, devletten hesap soralım!

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, 2 Temmuz’da Sivas’ta yakılan canlarımızı anıyor, tüm Alevi emekçilerini Pir Sultan ruhu ile, “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan”, “yedikleri yoksul eti, içtikleri kan olanların” olmadığı, sınıfsız, sömürüsüz, özgürlüğün ve eşitliğin egemen olduğu bir toplum, yani sosyalizm için omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.


2 Temmuz’u unutmadık, unutturmayacağız!

2 Temmuz’un hesabını işçi ve emekçiler soracak!

Kürt, Türk, Alevi, Sunni, tüm emekçi canlar bir olsun!

Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!


İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR)