15-16 Haziran ruhunu yaratan bir mevzi: Alpagut işgali

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Değerlendirme
  • |
  • 02 Haziran 2012
  • 11:43

15-16 Haziran Direnişi işçi sınıfının istediğinde neleri başarılabileceğinin en somut biçimidir. Bu büyük direniş, düzenin sınırlarını, ordusunu, tankını polisini barikatını aşarak gerçekleşmiştir. Öyle ki birçok noktada ordu ile çatışmalar yaşanmış onlarca işçi barikatlarda yaralanmış ve şehit düşmüştür. Yüzbinlerce işçinin sendikalar yasasına ve DİSK’in kapatılmasına karşı gerçekleştirdiği bu muazzam karşı duruş burjuvaziye geri adım arttırmıştır. Sermaye devleti İstanbul ve Kocaeli’nde oğlanüstü hal ilan ederken burjuvazinin meclisi de gerçekleştirilmesi planlanan yasayı geri çekmek zorunda kalmıştır.

Bu büyük direnişe Demir Döküm, Derby, Arçelik, Gamak, Otosan ve daha birçok fabrikadan işçiler katılmıştır. İşçi sınıfının kendi özgücüne ve örgütlülüğüne dayanarak gerçekleştirdiği bu büyük direniş gittikçe büyüyen öfkenin ve inancın bir anlamda patlamasıydı. Fırtınanın habercisi olan bu direnişin tam anlamıyla zafer kazanamamasın nedeni ise sınıfın devrimci partisinin olmamasıdır. Bu direniş yine ancak sendika bürokratları tarafından bitirilmiş fakat etkisi ve gücü sınıfın hafızasından hiç silinememiştir.

15-16 Haziran Direnişi’ni birçok eylem, işgal, yasa dışı grevler adeta mayalamıştır. Singer işgali, Demir Döküm ve Gamak fabrika işgalleri, Alpagut Linyit işletmelerindeki işgaller, 15-16 Haziran Direnişi’nin bu şekilde kitlesel, coşkulu ve militan geçmesini sağlamıştır. Alpagut Linyit işletmelerindeki işgal ise birçok yönden öğretici olmuştur. Sınıfın özyönetim organlarını oluşturulabilmesi, elden edilen ürünün eşit şekilde dağıtılabilmesi açısından Alpagut direnişi önemli bir tecrübedir.

Alpagut direnişi

Yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı için binlerce işçiye mezar olan yerdir madenler. Uzun çalışma saatlerinin hüküm sürdüğü, ücretlerin alınamadığı karanlık dehlizlerdir. Yeryüzüne hasret kalmalarına rağmen “asgari ücretleri” dahi daha fazla kâr için verilmeyen yerlerdir. Ağır çalışma koşullarının ve ücret gasplarının yaşandığı yerlerden biri de 1945 yılında Çorum’da kurulan Alpagut maden işletmeleridir. Bu sömürü ve açlık koşulları altında çalışmayı ve yaşamı reddeden, Birleşik Maden İşçileri Sendikası üyesi Alpagut işçileri, 13 Haziran 1969 günü işgal diyerek mücadele yolunu tercih ettiler. İlk iş olarak, tabanın iradesini yansıtan bir konsey-komite kurdular. Bu komite işletmedeki üretimi daha planlı ve sistemli bir şekilde sağlarken aynı zamanda da elde edilen ürününün pazara sunulmasını sağlıyordu.

Alpagut işgalini diğer işgallerden ayıran en temel özellik üretimin durdurulmamasıdır. Oluşturulan özyönetim organlarında üretimin her kademesi denetlenip, üretim arttırılmıştır. Günlük olarak yaklaşık 300 ton olan üretim, işgal sırasında günlük 450 tona çıkmıştır. Dışarıdan herhangi bir destek alınmadan satılan ürünler işçiler arasında eşit bir şekilde dağıtılmıştır. Bine yakın işçinin bu direnişi ülkede büyük ses getirmişti. Toplumun tüm kesimlerinden çok büyük bir destek sağladı, işgal günden güne fabrikalardan, amfilere yayıldı. 34 gün süren bu direniş sınıfın da gündemi olmuştu.

Burjuvazi gittikçe büyüyen bu direnişi bitirebilmek için her yolu denemeye çalışıyordu. İnsiyatif komitede olduğu için sendikal bürokrasi “arabulucu” rolünü oynayamıyordu. Jandarmanın birçok saldırısı işçi sınıfının barikatlarına çarpıyordu. Öyle ki oluşturulan özsavunma örgütlerinde işçilerin eşleri dahi aktifti. 17 Temmuz’da Ankara’dan gelen özel askeri birlik madenlerin etrafını sararak madenlere saldırarak direnişi bitirdi. İşgalin bitirilmesinden sonra gözaltına alınan 10 işçi tutuklandı.

İşçiler bu seferde tutuklu bulunan arkadaşları serbest bırakılana kadar madenlere inmeme kararı aldılar. 2 gün boyunca işçilerin madene inmemesi burjuvazinin bir kez daha geri adım sağladı. Tutuklu bulunan işçileri serbest bırakmak zorunda kaldılar. Serbest bırakılan dahil işletmedeki bütün işçiler toplu iş sözleşmesi imzalayarak işbaşı yaptılar.

15-16 Haziran büyük işçi direnişinin önünü açan bir anlamda bu büyük direnişin harmanlanmasını sağlayan Alpagut maden ocakları işgali, işçi sınıfın istediğinde neleri başarabileceğinin bir kanıtı. İşçi sınıfının mücadele tarihinde dönüm noktalarından birini oluşturan bu işgal yolumuzu aydınlatmaya devam edecek.

A. Haki

(Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak, 1 Haziran 2012, Sayı 22)