Hiranur Vakfı Onursal Başkanı Yusuf Ziya Gümüşel'in kızına, başta tarikat şeyhi babası olmak üzere ailesinin icazetiyle yıllarca uygulanan istismar ve bu olayın hukuk ve devlet eliyle üstünün örtülmesi tarikatlarda yaşananların bir kez daha tartışılmasına vesile oldu.
BirGün’de Timur Soykan’ın kaleme aldığı yazı vesilesiyle konunun gündeme gelmesi üzerine Yusuf Ziya Gümüşel’in adı kurucusu olduğu Hiranur Vakfı’nın sitesinden silindi. Yandaş basın çok farklı alanlarda “faaliyet yürüten” bu vakfın reklamını verdi. Hiranur Vakfı açıklama yaptı ve “konun aile içi” olduğunu iddia etti ve hukuk sistemine güvendiklerini ifade etti.
Bu iğrenç olay, din istismarcısı gerici zihniyetin bünyesinde yaşanan kokuşmanın ve çürümenin hangi boyutlara sıçradığını bir kez daha açığa çıkardı. Olay hiçbir biçimde münferit değil. Aile içinde yaşanan bir olay hiç değil. Enes Kara, bu kokuşmuş ve karanlık dünyadan bunaldığı için yaşamına son vermişti. Karaman’da, Adıyaman’da, Çorum’da, Uşak’ta, Antep’te ve birçok yerde tarikat, cemaat ve vakıf yurtlarında yaşanan istismarlar açığa çıkmış ancak üstü örtülmüştü. Ensar Vakfı ve Kaim-Der yurtlarında da onlarca çocuk cinsel istismara uğramış ve “bir kereden bir şey olmaz…” denilmişti.
Hiranur Vakfı’nda açığa çıkan istismar, medyası, yargısı, gerici vakıfları ile bu kokuşmuş ve çürümüş düzen gerçeğine ayna tutmaktadır. 6 yaşındaki kız çocuğunun ailesinin icazetinde yıllarca ve sistematik olarak bir tarikat mensubu tarafından cinsel istismara uğraması sistemin “kutsal ailesi”nin göstergesidir. Bir tarikat yapılanmasının güvendiği hukuk sistemi ise “adaletin” kimlerin iki dudağı arasında olduğunun ifadesidir.
Hiranur Vakfı valilik, kaymakamlık, belediye her türlü kurumla çok yakın ilişki içindedir. Şanlıurfa Valiliği ile birlikte ortak eğitim çalışmaları yaptığı, Suriye’den öğrenci getirdiği, icazet töreninde AKP’li isimlerin boy gösterdiği ve İstanbul Sancaktepe’de bir okulda ders verdiği bilinenler arasındadır.
Dinci-faşist rejimin açtığı alanda bir salgın gibi yayılan bu karanlık oluşumların sermaye iktidarıyla ilişkisi çok açık bir biçimde orta yerdedir. AKP çatısı altında birleşen din istismarcısı gericilik, gerici-faşist iktidar bloğuyla ülkeyi yönetmektedir. Ordu, bürokrasi, polis, yargı, eğitim, diyanet, medya, hükümet ve meclis tümüyle bu gerici-faşist koalisyonun elinde ve denetimindedir. Bu koalisyon iktidarı, çıkarları farklı bu güç odakları sayesinde elinde tutmaktadır.
Aşağıdaki değerlendirme bu tabloyu en özlü biçimde tanımlamaktadır:
“Resmi devlet aygıtları gayrı-resmi paramiliter yapılar, toplumun lümpen tortusu gruplar ve mafya çeteleri ile iç içe geçmiştir. Sistemin kendi işleyişi içinde temel meşruiyet aracı olan seçimler güvenirliğini, parlamento işlevini yitirmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin Fettullahçı çete tarafından önemli ölçüde ele geçirildiğini açığa çıkardığı düzen ordusu, bir zamanların sözde cumhuriyet bekçisi o anlı şanlı kurum, artık tarikatların ve cemaatlerin işgali altındadır. Bu şekliyle dinsel gericiliğin ve tek adam diktasının bekçisidir. İktidarın yasa, ölçü ve kural tanımaz sopası olmaktan öte bir işlevi kalmamış düzen yargısı, itibarsız devlet kurumları içinde denilebilir ki en itibarsız olanıdır. Diyanet kendi yönünden benzer bir çürümüşlüğün bir başka örneğidir.” (TKİP VI. Kongresi toplandı! Sınıfa karşı sınıf! http://www.tkip.org/parti/yazi/-/tkip-vi-kongresi-toplandi/ )
AKP iktidarı “Aile kanunu” düzenlemesi adı altında din istismarcısı yapıların “Büyük aile mitingleri” yoluyla ahlak üzerine vaazlar vermesinin yolunu düzlüyor. Her türlü kirli ve karanlık yöntemi kullanarak toplumu birbirine düşürmeye çalışan gerici-faşist iktidar, LGBTİ+ ve kadın düşmanı politikalarla kendi gerici tabanını memnun etmeye çalışıyor.
AKP iktidarının tepesine oturduğu din istismarcısı gerici güçler, toplumun çok geniş kesimlerine kendi gerici zihniyetini ve hayat tarzını dayatıyor. Bu çürümüş ve kokuşmuş rejime son vermek, kapitalist düzenin temeli olan bu kurumlara, dinsel gericiliğe, sermaye düzenine ve emperyalizme karşı mücadele ile mümkün olabilir.
Çocukların güvenli geleceği, toplumsal hayatın tüm alanlarında kadın-erkek eşitliği, inanç ve vicdan özgürlüğü, işçi ve emekçilerin insanca çalışma koşulları için birleşik mücadeleye!
Diyanet dağıtılsın!
Devletin dinsel kurumlara her türlü yardımına son!
Tarikatlar, cemaatler, gerici vakıflar dağıtılsın!