İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda yaşanan…

Çocuk istismarı davası görüldü

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda yaşanan çocuk istismarı davası görüldü. Duruşma öncesi adliye önünde eylem yapıldı ve kadın örgütleri “Davanın takipçisiyiz” dedi.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 30 Ocak 2023
  • 12:30

İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G'yi 6 yaşında “evlendirmesi” ve H.K.G.'nin yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasına yönelik davanın ilk duruşması, Kartal’da bulunan Anadolu Adliyesi’nde görüldü.

Bakanlığın dayaya ilişkin "gizlilik" talebini kabul eden mahkeme, duruşma için yayın yasağı getirdi ve duruşmaların kapalı yapılmasına karar verdi.

Duruşma öncesi İşçi Emekçi Kadın Komisyonları’nın (İEKK) da aralarında bulunduğu kadın örgütleri adliye önünde eylem gerçekleştirdi. İEKK eyleme flamaları ve “Çocuk istismarına son” ile “Kapitalizm şiddet üretir yaşamak için sosyalizm” dövizleriyle katıldı.

“İstismar herkesin gözü önünde gerçekleştiriliyor”

İlk olarak Bodrum Kadın Platformu adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bu olay bize gösterdi ki genellikle kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen çocuğun cinsel istismarı yani tecavüz, aleni ve herkesin gözü önünde gerçekleştiriliyor. 6 yaşındayken babası tarafından 29 yaşındaki bir adam evlilik kılıfı kullanılarak yetişkinlerin ve tarikat üyelerinin bilgisiyle verildi. 2004 yılından 2020 yılına kadar tam 16 yıl süren cinsel istismar yani sistematik tecavüz 2012 yılında resmi kurumlarca örtbas edilmekle kalmamış tarikata bağlı olan herkes 6 yaşındaki çocuğa istismarı normal karşılamış, suçu görmezden gelmiştir.”

“Bu dava yüz binlerce kız çocuğunun çığlığı”

Sol Feminist Hareket adına yapılan konuşmada tarikatlarda yaşanan skandalların münferit olmadığına dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:

“20 yıldır her olayda faili aklayan AKP yine failleri aklamaya devam ediyor. Son Anayasa tasarısı ile bir kez daha çocuk istismarının önünü açan yasalar Meclis'e getiriliyor. H.K.G’ nin yaşadığı bu karanlık münferit değil. Son açıklanan verilerle 1,5 milyonu aşkın kız çocuğu okullarda değil. Memleketin her yerinde kız çocukları sessiz çığlıklarıyla haykırıyor. H.K.G’nin sesi, cesareti, bu dava yüz binlerce kız çocuğunun çığlığı, yüz binlerce kız çocuğu için bir umut.”

“Çocuk istismarı bir politika”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına yapılan konuşmada istismarın bir politika ve siyaset olduğunu vurgulandı. Konuşmanın devamında istismarı örtenlerin, çocukların üstün yararını gözetecek yasaları uygulamayanların bu istismarın ortağı olduğu hatırlatılarak şöyle devam edildi:

“Bu siyasi iktidarın politikaları sonucunda çocuklar istismara uğradı. Meselesinin bir başka boyutu daha var, nerede daha çok yaşanıyor bu durumlar, hangi yurtlarda çocuklar intihara sürükleniyor. Tarikatlar ve cemaatlerin bu ülkedeki etkisini, yetkisini bütün kamu kurumlarına nasıl çöktüklerini bilmiyor muyuz?”

“Mücadelemizle buradayız”

Kadınlar Birlikte Güçlü adına yapılan konuşmada H.K.G.’nin yaşadığı şiddet aktarılarak “Erkek, aile, tarikat, cemaat istismar ediyor; devlet istismarcıyı koruyor” denildi. Konuşmanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Bugünkü davada da H.K.G.’nin suç duyurusu başka bir savcının elinde iki yıl süründükten sonra soruşturmayı devralıp iddianameye dönüştüren savcının görev yerinin değiştirildiğinin görüyoruz. Biz kadınlar, erkek adalet değil, gerçek adalet demek için buradayız. Bu davanın takipçisiyiz ve biliyoruz ki birlikte güçlüyüz. Sadece suçun birinci dereceden failleri değil görevini yerine getirmeyen tüm kamu yetkilileri de hesap verene kadar ses çıkarmaya devam edeceğiz. Görevi istismarı önlemek olanların “ama biz koruma kararı almıştık” diyerek işin içinden çıkmasını kabul etmiyoruz. Erkekler istismar ediyor, yeri geliyor adına “evlilik” diyor; bu istismara aileler, toplum, dini vakıflar, yargı ve bütün kurumlarıyla devlet ortak oluyor. Artık yeter! Biz kadınlar, LGBTİ+’lar birbirimize, mücadelemize güveniyoruz. Tüm çocukların yoksulluktan uzak, eşit ve özgür yaşayabileceği bir dünya için isyanımız. Bu isyan hepimizin. Tüm sorumlular yargılanıp cezasını alana, bu devletin derinlerine nüfuz etmiş suç şebekeleri ortadan kaldırılana, çocuklar güvenle yaşayabilene kadar kadın dayanışmamızla, mücadelemizle buradayız, sokaklardayız.”

Eylem sloganlarla sona erdi.

Yayın yasağı talebi

Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, duruşma öncesinde mahkemeye dilekçe vererek, davada gizlilik kararı alınarak duruşmaların kapalı yapılmasını ve davaya ilişkin yayın yasağı konulmasını talep etti.

Gericilerden provokasyon girişimi

Dava öncesi 6 yaşındaki kızını evlendiren Yusuf Ziya Gümüşel için adliye önünde toplanan gericiler, “Hocamız yalnız değildir” sloganları attı.

Yayın yasağı ve kapalı duruşma kararı

2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya geçildi. Mahkeme önünde bekleyiş sürerken savcılığın sözlü talimatının olduğu ve salona avukatlar dışında kimsenin alınmayacağı ifade edildi. Avukatların keyfi karara tepki göstermesi sonucu duruşma büyük salona alındı. 81 ilden baro temsilcilikleri üzerinden avukatlar müdahil oldu.

Tutuklu sanıklar Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli duruşmaya jandarma eşliğinde getirildi. Tutuksuz sanık anne Fatıma Gümüşel ise duruşmaya katılmadı. H.K.G. de daha önce talimatla ifadesinin alınmış olması nedeniyle duruşmaya katılmadı.

Mahkeme, iddianameyi okumadan önce avukatların katılma taleplerini aldı. Duruşmadaki avukatlar, mahkeme başkanının usule aykırı davrandığını, öncelikle iddianamenin okunmasını, ardından katılma taleplerinin sorulmasını talep etti. Avukatlar, usülen katılım taleplerinin iddianame ve beyanlardan önce alınmasının yanlış olduğunu belirtti.

Avukatların ısrarının ardından mahkeme heyeti, SEGBİS kaydını açtı ve iddianame okunmaya başlandı.

Derneklerin, siyasi partilerin ve baroların davaya katılım taleplerini beyan etmesinin ardından mahkeme heyeti, dosyanın gizliliği hakkında karar vermek için duruşmaya ara verdi.

Aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, yayın yasağı kararı aldı ve duruşmaların kapalı yapılmasına karar verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul