AKP-MHP iktidarı büyük bir bataklığın içinde debeleniyor ve her geçen gün daha da derine batıyor. Rejimin mafyatik niteliği faşist mafya Peker’in içeriden ifşaatları ile bir kez daha gözler önüne serilmişti. Yolsuzluk, rant, talan, yağma, uyuşturucu ticareti, kara para aklama, mala çökme vakaları son bir yılın en çok konuşulan gündemleri oldu. Bu iktidarın ortaya saçılan pisliklerinden adeta bir dağ oluştu. AKP-MHP iktidarı işte bu dağın altında kalmak üzere.
Din istismarcısı iktidarın temsilcileri sistemin bekası ve kendi sefil çıkarları için ömürlerini bir gün daha uzatacak her yol ve yöntemi deniyorlar. Bunların başında ise işçi ve emekçileri dinci-gerici, ırkçı-şoven histeriyle sersemletmek, zihinlerini bulandırmak ve onları dinci-faşist eksende taraflaştırmak geliyor. Atılan her adımda bunun izlerini görmek mümkün. Toplumsal yaşamın her alanında bunun kaygısı güdülüyor. Eğitim, sağlık, yargı sistemleri hep bu eksende dizayn edilerek, tek adam rejiminin hizmetine koşuluyor. Hastanelere, sağlık kuruluşlarına “manevi aile rehberi” adı altında dini kadrolar atanıyor. Eğitim sisteminde ise son Milli Eğitim Bakanlığı Şurası’nda alınan karar ile okul öncesi dini eğitim dahi yasalaştı. Bunun yanı sıra kreşlerden ilkokullara, liselerden üniversitelere ve öğrenci yurtlarına varıncaya dek eğitim kurumları ve müfredatların içeriği-niteliği tamamen dinsel gericilik sosuna bulandırıldı.
Bu çerçevede son günlerde gündeme gelen konulardan biri de Diyanet Akademisi oldu. Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sunulan Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanunu’nda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edildi. Önümüzdeki günlerde Meclis’te de kabul edilerek, Cumhurbaşkanının onayına gidecek.
Söz konusu teklifte Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) bünyesinde, ona doğrudan bağlı bir Diyanet Akademisi kurulması öngörülüyor. Akademi; dini yüksek ihtisas, dini ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşacak. Başkanlığın din hizmetleri sınıfına ait kadrolarına atanacak aday din görevlilerinin mesleki eğitimi ile hizmet içi eğitim faaliyetlerini ve yurt dışından gelen mahallin din görevlilerine yönelik eğitim faaliyetlerini yürütecek. Diyanet Akademisi’nin açılması ile DİB’e yeni kadrolar da açılacak.
Dinci gerici iktidarın DİB vb. gerici kurumlara verdiği önem ve aktardığı bütçe elbette ki boşuna değil. İktidar, çözülmeye yüz tutan, her türlü çürümüşlüğü ve kokuşmuşluğu içinde barındıran bu düzeni hayatta tutma mücadelesi veriyor. 20 yıllık iktidarları döneminde bunu yapmakta en zorlandıkları dönem ise bu dönemdir. Çünkü içerde ve dışarda kurdukları düzenin dört bir tarafı kriz. İşte bu yüzden, toplumsal yaşamın tamamında dinsel gericiliği tırmandıracak uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılıyor. Toplumsal yaşam dinsel gericilik temelinde biçimlendirilmek isteniyor. Devletin bütün imkanları bu uğurda seferber ediliyor. Tarikatlara, vakıflara ve cemaatlere bunun için sınırsız destek veriliyor.
İşçi ve emekçileri, gençleri, çocukları hedef alan dinsel gericiliğe geçit vermeyelim!