Saray rejiminin aparatı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) skandalları peş peşe sıralanıyor. Kokuşmuş bir rejimin kirli işlerine ‘dinsel kılıf’ uydurma işini üstlenen Diyanet, bir tür skandallar yuvası olmuştur. Saray rejiminden aldığı bütçe on milyarlarca liraya ulaşınca, bu sayede lüks makam araçlarına binmek, lüks otellerde tatiller yapmak mümkün olunca, Diyanetin şefleri de ‘yoldan çıkıyor’ anlaşılan. Zira bu kadar dünyevi nimete boğulanların dini vecibelere bakış açılarının değişmesi de kaçınılmazdır.
Diyanetin ‘Din İşleri Yüksek Kurulu’ (DİYK) adıyla anılan bir tür ‘fetva kurulu’ var. Bu kurul ahiret işleriyle pek ilgilenmese de rejimin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde dünyevi, siyasi, ekonomik sorunlar konusunda ahkam kesiyor. Bu kepazeliğin son örneği, ekonomi konusunda yayınlanan ‘fetva’ oldu.
Söylendiğine göre bir yurttaş Diyanet’in fetva kuruluna “Ticarette kâr haddi var mı?” diye bir soru sormuş. Ekonomi alanındaki dehasını gösteren fetva kurulu DİYK şu yanıtı vermiş: “İslam dini, alım satım akitlerinde kesin bir kar haddi koymaz. Bunu piyasa şartlarına bırakır.” “Serbest piyasa ekonomisi kutsaldır demeye” getiren DİYK esas bombayı bundan sonra patlatıyor: “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır.”
Mafyatik yağma/talan rejimini aklamaya çalışan fetva kurumu zamların, açlığın, yoksulluğun, sefaletin ve rejimin yarattığı cümle musibetlerin suçunu Allah’ın sırtına yıkıyor. Buna göre 128 milyar doların iç edilmesi, toplumun geniş kesimlerinin yoksullaşması, sefaletin diz boyu olmasının saray rejimiyle hiçbir alakası yok! Ülkeye ve insanlara bütün bu kötülükleri Allah yapmış. Milyonlarca liralık makam otosuyla hava atan Diyanetin şefine o lüks mercedesi de Allah bahşetmiş. Saraylarda sefahat sürenlere de bu nimetleri Allah vermiş.
Görünen o ki, sarayın aparatı Diyanet, şimdiden Allah’ı ‘seçim malzemesi’ yapmaya başladı. Diyanet şefleri arasında ahireti düşünen yok. Ancak saray rejiminin yıkılması durumunda sahip oldukları lüksü kaybetme korkusundan dolayı paçaları tutuşmaya başlamış görünüyor. İşçilerin, emekçilerin ve ilerici devrimci güçlerin bu kepazelikler yuvası kurumun dağıtılması talebini yükseltmeleri elzem hale gelmiştir.