NATO nükleer tatbikata hazırlanıyor

Bugün dünyada yaklaşık 25 bin nükleer silah bulunmaktadır. Bu silahların tahrip gücü 1945 yılında Hiroşima’ya atılan atom bombasının 400 bin katıdır. Bu silahlar gezegenimizdeki ekolojik ve biyolojik varlığı birkaç defa yok edebilecek kapasitedir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 17 Ekim 2022
  • 08:00

“Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm.
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
Ya dünyamıza inecek ölüm.” 

Ukrayna’da ABD-NATO ve Rusya arasında süren savaşın gölgesinde egemenler dünyamıza ölüm indirmeye hazırlanıyor.

İnsanlık, 77 yıl önce Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarıyla tarihinin en büyük kitle imha ve doğa tahribatına tanıklık etti.

Gezegenimizi kana bulayan İkinci Dünya Savaşı’nda, ilk defa nükleer silah kullanıldı.

Hiroşima’ya atılan atom bombası ile 120 bin, Nagazaki’ye atılan atom bombasında ise 75 bin insan öldürüldü. Daha fazlası sonraki süreçler içinde sakatlıklar, hastalıklarda öldü. Doğa tahrip edilerek “ot bitmez” hale getirildi.

Dün olduğu gibi bugün de egemen sermaye-kapitalizm, bunalımını aşmak için dünyanın ekolojik-biyolojik varlığını tehdit etmekte, adım adım yıkıma sürüklemektedir.

Ukrayna’da ABD-NAT0 ve Rusya arasında devam eden savaş üzerinden nükleer tehdit ve tehlike her geçen gün daha da artıyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg 11 Ekim günü yaptığı açıklamada şunları söyledi: “NATO Ukrayna’daki savaşla beraber artan gerilimlere ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya topraklarını savunmak için mevcut tüm araçları kullanma açıklamasına rağmen, uzun süredir planlanan nükleer tatbikat önümüzdeki hafta yapılacak.”

NATO tarafından her yıl düzenlenen, yaklaşık bir hafta süren ve “Steadfast Noon” (İstikrarlı Öğlen) olarak adlandırılan nükleer tatbikat bu yıl 30 NATO ülkesinden 14’ünün katılımı ile gerçekleştirilecek.

Nükleer başlıklı füzeler taşıyabilen savaş uçaklarının da katıldığı bu tatbikatta, nükleer silahları en kısa zamanda öngörülen hedefe ulaştırılması, savaş uçaklarına yüklenmesi ve taşınması tatbik edilecek.

Konvansiyonel savaş uçaklarının yanı sıra casus uçaklar ve yakıt ikmal uçakları da yer alacak bu tatbikatta.

Her ne kadar tatbikatın Rusya’ya 1000 kilometre uzaklıkta gerçekleşeceği söylense de bu tatbikatta hedefin Rusya olduğu aşikar.

Bu nedenledir ki Rusya, NATO tarafından yapılacak bu provokatif nükleer tatbikata hararetle karşı çıkıyor.

Geçen hafta, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, “NATO Rusya’ya karşı caydırıcı nükleer silah kullanmalı” açıklamasına Rusya’nın, “Bu bir Üçüncü Dünya Savaşı kıvılcımıdır” tepkisi ve onu izleyen ek tepkiler üzerine Zelenski, “sözlerim yanlış tercüme edilmiş. Önleyici yaptırımlar demek istedim” açıklaması yapmak zorunda kalmıştı.

Tüm bu gelişmeler ve “ateşli” ortama rağmen, NATO nükleer tatbikatla Rusya’ya karşı güç gösterisi yapmakta kararlı görünüyor. 

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “NATO’nun kararlı, öngörülebilir davranışı ve askeri gücümüz, gerilimi ‘önlemenin’ en iyi yoludur” diyerek yapılacak güç gösterisinin “meşruluğunu” savundu.

Rusya’ya karşı NATO silahlarıyla donatılmış Ukrayna kuvvetlerine rağmen, Rusya dört Ukrayna bölgesini ilhak ederek cephe gerisine moral, 300 bin yedek asker için kısmi seferberlik ilan ederek cephe hattına güç veriyor.

Nükleer tehdit ve tatbikatların tam da böylesi riskli bir dönemde yapılıyor olması oldukça tehlike arz ediyor.

ABD’nin Belçika, Almanya, Hollanda, İtalya ve Türkiye’deki askeri üslerinde depolanmış 200 civarında nükleer başlıklı füzeleri bulunmaktadır.

Buna ek olarak Fransa ve İngiltere’nin de atom silahları bu üslerde depolanmış bulunuyor. Tatbikat gerektiğinde bu silahların kullanımını öngörüyor.

Bugün dünyada yaklaşık 25 bin nükleer silah bulunmaktadır. Bu silahların tahrip gücü 1945 yılında Hiroşima’ya atılan atom bombasının 400 bin katıdır. Bu silahlar gezegenimizdeki ekolojik ve biyolojik varlığı birkaç defa yok edebilecek kapasitedir.

ABD’nin başını çektiği “savaş ve iç savaş örgütü” NATO, dünyamıza ölüm getirmeye hazırlanıyor.

Onların dünyamıza ölüm getirmesine fırsat verilmemeli. Ölü yıldızlara hayatı biz götürmeliyiz…