AKP şefi Tayyip Erdoğan’a göre her şey bir pazarlık konusu olduğu için, en keskin laflar ettiği konularda U dönüşü yapması “sıradan” bir vakadır. Sermaye sınıfı adına siyaset yapanlar için elbette ilke, değer, ahlak gibi şeyler pek gerekli sayılmaz. Buna karşın ortalama bir düzen siyasetçisinde asgari düzeyde de olsa bir tutarlılık, bir “sözüne güvenilir olma” kaygısı olur. Aksi halde “güvenilmez, kaypak, her an ortaklarını satabilen ne zaman ne yapacağı belli olmayan” diye damgalanır. Böylelerine “ucube siyasetçiler” tanımı uygun düşer.
Türkiye “ucube siyasetçi” türünün yaygın olduğu ülkelerden biridir. Denebilir ki, bunların başını AKP şefi çekiyor. Dün düşman dediğine bugün dost der. “Bu can bu bedende olduğu sürece bu olmayacaktır” dediği şeyler birden oluverir. “Katil”, “darbeci”, “diktatör” gibi sıfatlarla anılıp düne kadar lanetlenen kişiler birden farklı sıfatlarla anılmaya başlar. Sarayın karanlık ortamında siyaset yapanlar bu dönüşleri “sorun” değil “başarı” diye selamlarlar. Bundan dolayı İstanbul’da Adnan Kaşıkçı’yı doğratan Muhammed bin Selman da 15 Temmuz darbe girişiminin “finansörü” olmakla suçlanan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Emiri de “darbeci” diye damgalanıp lanetlenen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi de kıymete biner. Tayyip Erdoğan onlara elçiler gönderir, görüşmek için yalvar yakar dilekte bulunur.
Saray rejiminin “U dönüşü siyaseti” bu kez Finlandiya’nın emperyalist savaş aygıtı NATO’ya üyelik sürecinde görüldü. Önce “boşuna uğraşmayın, üyeliğinize onay vermeyiz” diye vaazlar verildi Saray’dan. Sonra belli pazarlıklar yapıldı. Ardından keskin açıklamalar ton değiştirmeye başladı. NATO şefi Ankara’ya gelip Tayyip Erdoğan’la görüştü. Saray’ın “gölge Dışişleri Bakanı” diye anılan İbrahim Kalın ABD’ye uzun bir seyahat yaptı. Bu gelişmelerin ardından AKP şefi U dönüşünü ilan etti; artık Finlandiya’nın adaylığı önünde bir engel kalmamıştır.
17 Mart’ta açıklama yapan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Finlandiya'nın NATO üyeliğinin meclisteki onay sürecinin başlatılmasına karar verdiğini açıkladı. AKP şefi, Ankara'da ağırladığı Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, şu ifadelerle “müjde”yi verdi:
“Finlandiya'nın üçlü muhtıradaki taahhütlerini yerine getirmek için samimi adımlar attığını gördük. Finlandiya'nın NATO'ya katılım protokolünün, meclisimizdeki onay sürecini başlatmaya karar verdik."
Meclis'e iletilen Finlandiya'nın NATO'ya katılım protokolü kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. AKP-MHP oylarıyla onaylanan teklifle Finlandiya’nın resmen emperyalist savaş aygıtına üye olmasının önünde bir engel kalmadı. Nitekim ilk açıklamayı yapan NATO şefi Jens Stoltenberg, alınan karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi, aynısını İsveç için beklediğini hatırlattı.
Bu arada İsveç’in üyelik kararı henüz onaylanmadı. Belli ki kirli pazarlıklar devam ediyor. U dönüşü yapmak Saray rejimi için bir sorun sayılmadığı için, İsveç’in üyeliğinin de bir süre sonra onaylandığını duymak şaşırtıcı olmayacaktır. Bu olay bir kez daha gösterdi ki, “Tayyip Erdoğan NATO’ya kafa tutuyor” laflarının zırvadan öte bir anlamı yoktur.