Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçtiğimiz günlerde (6 Ocak) yaptığı açıklamada, “Zafere kadar, Avrupa’ya barış gelene kadar, Ukrayna’ya desteğimiz artarak devam edecek. Fransa Ukrayna’ya muharebe tankları tedarik edecek. Zelenski’ye bunun sözünü verdim” dedi.
AMX-10 RC tanklarının Ukrayna’ya gönderileceğinin duyurulmasının ardından, France 24 televizyonu “Batı tasarımı tanklar Ukrayna silahlı kuvvetlerine ilk kez tedarik ediliyor” haberini verdi.
Macron’un açıklamasından bir gün sonra ABD Başkanı Joe Biden ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Bradley, Leopard ve Marder panzerlerinin yanı sıra ikinci bir Patriot füze bataryasını da Ukrayna’ya göndereceklerini açıkladılar.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Fransa’nın “hafif tankları ve Bastion ZPT’leri Ukrayna’ya transfer etme” kararına methiyeler dizdi. Oysa Ukrayna’ya ne kadar çok silah gelirse savaş da o kadar yıkıcı oluyor. Göründüğü kadarıyla kukla Zelenski iradesini Washington’daki efendilerine teslim etmiş.
***
Savaşın başlamasından bu yana ABD Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık askeri “destekte” sağladı. Sözü geçen ikinci Patriot bataryası da bu “desteğin” bir parçası. ABD’de yayın yapan günlük Politico gazetesi, “Ukrayna nihayet Batı’nın tanklarına kavuşuyor” yorumuna yer verdi.
ABD ile suç ortaklarının Ukrayna’ya silah gönderme konusunda “cömertlik” yarışına girmeleri, hegemonya savaşının bedelini Ukrayna ve bölge halklarına ödetme pervasızlığının göstergesidir. Tüm bunlar savaşın başka bir boyuta taşınmak istendiğine işaret ediyor.
NATO’nun bu “cömert desteğini” arkasına alan Ukrayna, sonraki günlerde Rusya içinde bir dizi saldırı gerçekleştirdi. ABD yapımı HIMARS füzeleriyle yılbaşında gerçekleştirilen saldırıyla bilanço daha da ağırlaştı. Bu saldırılarda yüzlerce Rus askerinin öldürüldüğü iddia edildi. Yılbaşından bu yana karşılıklı çatışmalarda her iki tarafta sivil ve askeri kayıplar artarak devam ediyor. Rusya, son saldırıda 600 Ukrayna askerini öldürdüğünü iddia etti.
“Savaşın yeni aşaması”
The Economist gazetesi, “Fransa’nın ve Almanya’nın açıklamaları, saldırı silahlarına karşı uyarıdan, saldırıları silahları sağlamaya vardırılan destek, Batı’nın ‘kırmızı çizgilerinin’ geçen ilkbahardan bu yana ne kadar değiştiğine işaret ediyor” yorumuna yer verdi.
Washington Post ise, üst düzey bir hükümet yetkilisine dayandırdığı haberinde, “ABD öngörülebilir gelecekte çatışmaların şiddetlenerek devam edeceğini varsaymaktadır. Müttefikler, belirli silah sistemlerini kullanmak üzere sadece küçük birlikleri eğitmek yerine, artık binlerce Ukraynalı askeri Avrupa’da birleşik manevra eğitimi almaları için cepheden çekiyorlar” ifadelerine yer verdi.
Aralık 2022’de “piyadeler, zırhlılar, hava kuvvetleri ve topçuların eşzamanlı manevralarını içeren ‘müşterek birlik harekâtları’ konusunda eğitilecekler” açıklaması yapan Pentagon, Almanya’daki ABD üslerinde Ukrayna askerlerinin eğitim programlarını artırdıklarını ve bir seferde 500 askerden oluşan bir taburu eğiteceklerini belirtmişti.
“Müşterek birlik savaşının büyük bir kısmını, tanklarla birlikte hareket edebilen, onlara ayak uydurabilen, korumalı piyadelere sahip olmanız oluşturur. Piyadeler, zırhlılar, topçular da müşterek birliklerin parçasıdırlar. Piyadelerinizin onlarla birlikte hareket etmesi, bu savaşı çok daha ölümcül hale getirir” diyen ABD’nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı Ben Hodges, “ABD Ukrayna’ya M1 Abrams gibi muharebe tankları göndermeyi de düşünüyor” diyerek savaşın daha ölümcül bir aşamaya vardırılmak istendiğine işaret ediyor.
Bu açıklamalar, ABD ile suç ortaklarının savaşı daha da tırmandırmak, halklara daha büyük acılar çektirmek konusundaki pervasızlıklarını gösteriyor.
***
Ukrayna savaşının başlangıcından sadece bir ay sonra, Mart 2022’de ABD Başkanı Biden şu açıklamayı yapmıştı: “Saldırı teçhizatı göndereceğimiz ve uçakların, tankların ve trenlerin, Amerikan pilotları ve Amerikan mürettebatıyla gideceği fikri, ne derseniz deyin bu III. Dünya Savaşı demektir.”
Haziran 2022’de Macron şunları söylemişti: “Savaşa girmiyoruz. Bu nedenle, saldırı uçakları ve tanklar da dahil olmak üzere bazı silahların tedarik edilmemesi konusunda anlaşmaya varıldı.”
ABD, NATO ve AB’nin savaş kundakçıları şimdi tankları, topları, füzeleri, iletişim araçları, ajan ve gizli servisleriyle topyekûn oradalar. Bu ise III. Dünya Savaşı tehlikesini her geçen gün arttırıyor. Bu riski nükleer güç kullanmakla birlikte telaffuz savaş baronları zıvanadan çıkmış görünüyor.
ABD ile suç ortaklarının “Rusya’ya karşı” Ukrayna’ya sağladıkları muazzam destek III. Dünya Savaşı’na giden yolu düzlüyor. “Nükleer silahların kullanılabileceği” lafları her geçen gün daha fazla dillendirilerek olası bir felaket için toplumları alıştırmaya çalışıyorlar.
Prusyalı General Carl von Clausewitz’in dediği, Marx, Engels ve Lenin’in de atıfta bulundukları gibi, “Savaş politikanın alenen başka araçlarla devamıdır.” (Der Krieg ist eine blosse Fortsetsung der Politik mit anderen Mitteln). Emperyalist odaklar stratejik ve jeopolitik politikalarını Ukrayna üzerinden savaş aracı ile sürdürüyorlar.
ABD-NATO cephesinin “Rusya’nın olası bir nükleer silah kullanımı bizi caydıramaz” mealindeki açıklamaları, Rusya’yı zayıflatıp zamanı geldiğinde hegemonya savaşının Çin cephesini açma hesapları yaptıklarına işaret ediyor.
