İsviçre’de 25 Eylül günü halk oylaması yapıldı. Oylamaya sunulan önergelerden biri de kadınların emeklilik yaşının 64’den 65 çıkarılarak erkeklere “eşitlenmesi” idi.
Referandumda seçmenlerin yüzde 52,2’si oy kullandı. Kadınlarda çalışma yaşının 65’e çıkarılmasına 32 bin oy farkı ile yüzde 50,6’lık bir “çoğunluk” evet dedi.
Böylece Emeklilik Reformu 21 (AHV 21) adı altında oylamaya sunulan yasa tasarısı sermaye ve sermaye hükümetinin istediği gibi sonuçlandı. Kadınlar bundan böyle emekli olabilmek için 65 yaşına kadar çalışacaklar.
Federal Hükümet ile Federal Meclis AHV 21 Referandumu’nun kabul edilmesi için sermaye çevreleri ile hummalı bir çalışma yürüttüler. “Madem cinsiyet eşitliği var, çalışma hayatı da eşit olmalı”ydı. Eşit işe eşit ücretin kamuda bile hala olmadığı göz önüne alındığında, bu kampanyada sermaye ve onun siyasi temsilcilerinin “eşitlik” kelimesini dillerine dolayarak, yalan ve yanlışlarla işçi ve emekçileri manipüle etmek için elinden geleni ardına koymadılar.
Verilen tek “güvence” önümüzdeki on yıl boyunca AHV emekli maaşlarını “güvence altına almayı” hedeflerken, hazineye de yılda yaklaşık 1,5 milyar franklık ek bir kazanç sağlanacağı idi.
Bu saldırı daha öncede gündeme getirilmişti
Emeklilik yaşında yapılan “düzenleme”, daha önce de gündeme getirilmişti. 2017 yılında oylamaya sunulan aynı yönlü yasa tasarısı büyük çoğunluğun “hayır” oyu ile reddedilmişti.
İsviçre Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan ücret farkları analizi raporuna göre, eğitim veya pozisyon gibi kriterlerle açıklanamayan nedenlerden dolayı, her çalışan kadın erkeklerden ortalama 700 Frank daha az kazanıyor. Bu demek oluyor ki kadınlar emeklilikte de erkeklerden daha az emekli maaşı alacaklar.
Daha önceki başarısız girişimlere rağmen, konuyu ısrarla gündeme getiren sermaye çevreleri, Federal Hükümet ve Federal Meclis, reformun tek amacının “emekli sandığını orta vadede (10 yıl) istikrara kavuşturmaktır” diyordu.
Kadınlarda emekli yaşını “eşitlik”, “istikrar” demagojisi ile yükseltenler, kadınların eşit işe eşit ücret alamamalarında bir eşitsizlik görmüyor olacaklar ki üzerine laf söyleme gereği bile duymuyorlar.
Sermayenin isteği doğrultusunda hükümetin gündeme getirdiği ve halk oylamasında da “onay” alan “AHV 21 Reformu”na göre, ancak önümüzdeki on yıl boyunca AHV emekli maaşları “güvenceye” alınmış olacak. Bu demek oluyor ki 10 yıl sonra, “Emekli sigortasının kasası boşaldı” denilerek yeni bir saldırı dalgası başlatılacak. Kadın-erkek, bütün çalışanlar şimdiden sözü edilen 67 yaşına kadar çalışmaya zorlanmaları gündeme gelecek.
Ekim Devrimi’nin gölgesinde kapitalist merkezlerde “sosyal devlet” olma iddiası
İsviçre’de emekli sigortası-AHV ilk olarak 1917 Ekim Devrimi’nin ardından “sosyal devlet” olma iddiasıyla 1925 yılında gündeme geldi. Ve ancak 1948 yılında yürürlüğe girdi. O dönemde de kadın ve erkelerde emekli yaşı 65’ti. Ekim Devrimi’nin dünyada olduğu gibi Avrupa’da da işçi ve emekçiler üzerinde yarattığı etkinin önüne geçmek için “sosyal devlet” vurgusu kapitalizmin “kalesi” Avrupa’da sistemi ayakta tutmak için bir zorunluluk olarak ortaya çıktı.
Sosyal ve demokratik haklar bu dönemde işçi ve emekçilerin mücadelesinde olgunlaştı ve elde edildi. Birçok “sosyal devlet” iddiasında olan ülkelerde olduğu gibi, İsviçre’de emekli yaşı düşürüldü. Düşürüldü düşürülmesine ama bu “sosyal devlet”te kadınlar 1971, Appenzell Kantonu’nda da 1991 yılına kadar seçme ve seçilme hakkından yoksundu. Kadınlarda 1957’de 63, 1964’te de 62’ye düşürüldü. Doğu Bloku ve Sovyetler’in çöküşünden sonra “sosyal devlet”ler hızla asosyalleşti. İsviçre’de kadınların emekli yaşı nezdinde gündeme gelen saldırıda bunun devamından başka bir şey değildir.
Bir taraftan genç işsizlik, diğer taraftan “mezarda emeklilik”
İsviçre’de yaklaşık 140 bin insan işsizken, genç işsizlik yüzde 3,5 civarında iken ve emekli sandığı 2021 yılında 2,5 milyar kâr yapmışken çalışanların emekli yaşını arttırmak kapitalizmde olabilecek paradoksal bir yaklaşımdan başka bir şey olamaz.
Bu nedenle -kadın örgütleri, sendikalar ve sol çevreler emeklilik kasasını çalışma yaşını arttırarak doldurulmasının çözüm olmadığını savunuyorlardı.
Verilen “güvencenin” on yılla sınırlı olması bunun zaten bir çözüm olmadığını gösteriyor. Kadın örgütleri, sendikalar ve sol çevreler, İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) 100 milyar Frank’a tekabül eden yedek rezervlerin emekli sigortasını finanse etmede kullanılması gerektiğini savunuyorlardı.
Yeni düzenleme ile birlikte kadınlar ve erkekler için “eşit” bir ücret olmasa da “eşit” bir emeklilik yaşı olmuş oluyor.
Kadın örgütleri, sendikalar ve sol çevreler, “halihazırda kadınlar üçte bir oranında daha düşük maaş ve daha düşük yaşlılık aylığı alıyor olmalarına rağmen, kadınlar üzerinden tek taraflı tasarruflar yapılıyor ve bu sadece ilk adım, çünkü herkes için emeklilik yaşının 67’ye çıkarılması şimdiden gündemde” diyor.
Uzmanlara göre kadınların emekli yaşının 65’e çıkarılması adımı, emeklilik sigortası AHV’nin giderlerini uzun vadede karşılamaya yetmeyecek. Bu nedenle, sermayenin yakında yeni bir saldırı dalgasını gündeme getirmesine kesin gözü ile bakılıyor.
Daha şimdiden Meclis, Federal Hükümet’e, 2026’da yeni bir teklif sunma talimatı vermiş bulunuyor. Yeni saldırı dalgasında, emeklilik yaşının kademeli olarak 67’ye çıkarılacağı şimdiden konuşuluyor
Referandumla kabul ettirilen kadınlarda emekli yaşının erkeklere “eşitlenmesine” karşı, kadın örgütleri, sendikalar ve sol çevreler, “o zaman eşit işe de eşit ücret” kampanyası başlatmış bulunuyorlar.
Daha şimdiden sermaye tarafından bilinçli olarak dillendirilen 67 yaş saldırısının er ya da geç gündeme geleceğine kesin.
Kadın-erkek tüm işçi ve emekçiler, yasallaşan 65 yaş saldırısını püskürtmek ve şimdiden konuşulan 67 yaş saldırısının gündeme gelmesini engellemek için örgütlenip mücadele etmelidirler.