İsviçre inşaat sektöründe mücadele ve grev

İsviçre’de inşaat sektöründe çalışan on binlerce duvar işçisi ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı belli kantonlarda 7-8 Kasım günlerinde greve gidecek.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 25 Ekim 2022
  • 08:00

İsviçre’de inşaat sektöründe çalışan 80 bin duvar işçisinden SİT (Meslekler Arası İşçi Sendikası), Syna (İsviçre Meslekler Arası Birliği) ve Unia sendikalarına üye 20 bini işçi grev kararı alarak belli kantonlarda 7-8 Kasım günlerinde greve gidecek. Belli bölgelerde de eylemler yapılacak. Grev ve eylemlerin nedeni, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücretlerin yükseltilmesi ve İsviçre Girişimciler Derneği’nin (SSE) Ulusal Sözleşmeyi (TİS) değiştirilmek istenmesine karşı yapılacak.

17 Ekim günü İtalyan bölgesinde bulunan Bellinzona kentine toplantı için giden SSE, 2500’u aşkın işçinin eylemi ve tepkileriyle karşılaştılar. O gün İtalyan kantonunun inşaat işçilerinin %80’i iş durdurma eylemi gerçekleştirdi.

Geçen hafta Friburg kantonunun inşaat işçileri de Cenevre, Vaud ve Neuchatel kantonlarındaki inşaat işçilerinin aldığı iki günlük grev kararına katılma kararı aldılar. Lozan’da 900 işçinin tamamı, Neuchatel’de 200 işçi ve Cenevre’de de 2 bin inşaat işçisi grev kararını onayladı. Bu greve Jura kantonu ve Bern-Jura bölgesindeki işçiler de eşlik edeceğini duyurdu. İsviçre’nin Alman bölgesinin Kuzey-Doğusu’nda ve Basel’de 1 Kasım günü eylemler düzenlenecek. Sonrasında, 11 Kasım günü Zürih, Bern kentleri ve İsviçre’nin Orta ve Doğu bölgelerinde protestolar yapılacak.

Şimdiye kadar ulusal düzeyde yeni TİS için yapılan görüşmelerde uyumsuzluk yaşandığı için, 16 Eylül’de yapılan 5. müzakere toplantısından sonra patron kurumu SSE, kendi dayatmalarını görmezden gelerek, iş barışına saygı gösterilmesine ve müzakereleri törpülememeye davet etti.

İnşaat sektöründe yaz-kış demeden mevsimsel koşulların zorluğuyla çalışan işçiler, insan bedenine ağır bir çalışma sektörü olması ve uzun çalışma saatlerine maruz kalmaları yetmiyormuş gibi mesai saatleri sermayedarlar tarafından daha da uzatılmak isteniyor. Çalışma saatleri konusunda yürürlükteki hükümler kaldırılmak amaçlanıyor. Daha şimdiden 11 saatti bulan mesai saatleri, gelecekte patronların keyfi uygulamalarına bırakılıp, işe gidiş yolculuğu hariç günlük 12 ve haftalık 58 saatlik çalışma süreleri olağanlaştırılması hedefleniyor. Üstelik bu değişimi SSE, “daha iyi bir iş ve yaşam dengesi” sağlayacağı yüzsüzlüğüyle öne sürüyor. Aslen yeni çalışma modeliyle yaratılmak istenen çalışma koşulları, işçilerin can güvenliğinin tehlikeye atılması, sosyal ve aile hayatlarının da bozulmasını kaçınılmaz hale getirecektir.

İşçilerin yaşam maliyetini dengelemek için %3,3 ve artı %1’lik ücret zammı artışı talep etmekteler. Talep edilen miktarın toplamı aylık net 260 İsviçre Frank’ına tekabül etmektedir. Ayrıca şantiyelere deplasman sürelerinin giderek artmasına rağmen, ilk yarım saatlerinin ödenmemesine karşın, bedava çalışmaya karşı da mücadele edilmektedir. Unia’nın sendika temsilcisi Nico Lutz’de, işyerlerine deplasmanların senede 2 haftadan fazla ödenmemiş çalışma süresine denk geldiğini ve bunun da yasadışı olduğunu vurguladı.

Lutz, sektördeki işçi kıtlığına da vurgu yaparak, “İnşaat işçisi çocukları daha uyanmadan evden çıkarlar. Çocukları uyuduktan sonra eve gelirler. Çalışma biçimini değiştirip, ücretleri artırmak gerekiyor” dedi. Unia ve Syna sendikaları, son altı senede inşaat sektöründe meslek yapan gençlerin oranı yarı yarıya düştüğünü ve 2 işçiden birinin er ya da geç mesleği bıraktığını vurgu yaptı.

 İnşaat işçileri çalışma koşulları ve ücretler konusunda şunları ifade ediyorlar:

“Deplasmanlarda muazzam zaman kaybediyoruz”

Gomes (51) 2018’den belli inşaata çalışıyor, öncesinde de çiftçi: “Saat 6.15’de depoda olmak için saat 04.30’da uyanıyorum. Saat 07.15’de iş başlıyor. Günlük sekiz saat çalışıp artı deplasmanları yapmak bile çok. Şantiyeye gidiş veya gelişlerde bir tek kaza bile günümüzü uzanıyor. Deplasmanlarda muazzam zaman kaybediyoruz”.

“Bana göre grevi hemen yapmak gerekiyor”

Fernando da Costa (59) senelerdir inşaat sektöründe çalışıyor: “Patronlar istediklerini yapıyorlar. Eskiden Lozan’a deplasmana için 10 frank veriliyordu, şimdi ise çok daha az. Bu da çözülecek sorunlardan birisi. Erken emekliliğe yaklaştığıma seviniyorum. İlerledikçe daha az kazanıyoruz. Daha fazla vergi ve sosyal kesinti ödediğimiz için ücretlerimiz düşüyor. Patronlar hiçbir şey vermek istemiyorlar. Bütün eylemlere ve grevlere katıldım. Daha yıllarca çalışacak olan kişilerle dayanışmak için buradayım. Kadınların emeklilik yaşının 65’e çıkarılmasıyla, yaş emekliliği herkes için 67’e çıkarılmak istenilecektir. Erken emeklilik hakkımız saldırıya uğrayabilir. Bana göre grevi hemen yapmak gerekiyor.”

“Grev yapmamız ve korkmamamız gerektiği kesin!”

Agim (57) büyük bir şirkete kalıpçı: “Bu kurul tüm işçiler için çok önemli. Benim çalışacak 3 senem kaldı, aslen gençler için geliyorum. Her gün patron bizlerden daha fazlasını istiyor. Eskisi gibi değil artık. Yaklaşık 15 seneden belli durumlar kötüleşiyor. Zorluklar muazzam. Aynı zamanda deplasmanlar da var: Ben kadrolu işçiyim ve elime bir şeyler geçiyor, fakat bizde geçici olarak çalışanlara hiçbir şey verilmiyor. Kontratları şantiyede oldukları andan itibaren başlıyor. Bu doğru değil. Buna karşı sendika bir şeyler yapması gerek. Cenevre’deki gibi, 15 dakikalık molalarda ödenmesi gerekir. Dört sene önce bizlere söz verildi, fakat halen elimize geçen bir şey yok. Kötü hava koşullarına karşı da çözülmesi gereken bir mesele. Yağmur yağdığında ben çalışmıyorum, sağlığım söz konusu. Fakat birçok taşeron işçi saat ücreti aldığı için yine de çalışıyor. Ve deplasmansız haftalık 48 saat çalışma süreleri… Bunu kabul eden hiçbir işçiyi bulamazsınız. Grev yapmamız ve korkmamamız gerektiği kesin. Bazı patronlar greve katılmamanızı söylüyor, yoksa kapı dışarı edeceklerini ifade ediyorlar, başkaları da senin tercihin olduğunu. Bence bu bizim hakkımız, greve gitmeliyiz.”

 “Yaşamak için çalışmak istiyorum, çalışmak için yaşamak değil”

Fred (38) inşaat mühendisi, ekip şefi: “Haftalık 60 saat çalışmak istemediğim için buradayım. Bir hayatım, bir ailem ve üç çocuğum var. İşe gittiğimde uyuyorlar, eğer iş günlerini uzatılırsa, döndüğümde de uyumuş olurlar. Zorluklar? Mesleğin kendisinde var, ama birçok şeyi düzeltmemiz gerekiyor. Mesela, kötü hava koşulları için fonun kullanılması. Yağmurun altında kalacağımıza, bir günlük işi durdurabilmemiz için. Taşeron işçilerle de bir sorun var. Sürekli bir sirkülasyon var ve bazıları bir tek kelime bile anlamıyor. İşçi kıtlığıyla karşı karşıyayız, idare etmesi zor oluyor, küçük şantiyeler dahil. Ücretler içinde buradayım. Doğru düzgün maaş verilmiyor. Her defasında kırıntılar için mücadele etmek gerekiyor. İş zor, fiziki ve dışarıda olduğu için ücretler düzgün bir şekilde ödenmesi gerekiyor. Bir aile var ve onunla zaman geçirmek istiyorum. Yaşamak için çalışmak istiyorum, çalışmak için yaşamak değil. Ay sonu faturalarımı yatırmak ve biraz da hayatın tadını çıkarmam gerekir. Ailesi olan işçi meslektaşlarımız için bu çok zorlaşıyor.”

Kızıl Bayrak / İsviçre