İsviçre’de Kiracılar Derneği’nin (Asloca), Çalışma ve Sosyal Politika Araştırma Bürosuna (BASS) yakın bir zamanda yaptırdığı bir araştırma, kiralarda 2006-2021 yılları arasında 78 milyar frank değerinde devasa bir vurgunun gerçekleştirildiğini ortaya çıkardı.
Bu devasa vurgunun arkasında, 2006 tarihinden itibaren kiralarda yüzde 10,3 indirim olması gerekirken yüzde 36,1 artış yapılması yatıyor. Vurgunun senelik ortalama tutarı 5 milyar frangı buluyor.
İsviçre’nin sözde özgürlükçü mantığı ve serbest piyasası, sermayedarların işçi ve emekçilerin cebindeki paralara el koymasına ve kasalarını doldurmasına yarıyor. Beslenmeden sonra, insanın yaşamını düzene sokması için gereksinim duyduğu ikinci en temel ihtiyaç barınmadır. Bu sebepten ötürü, özellikle nüfusun kalabalık olduğu kentlerde yaşayanlar başta olmak üzere gençler ve yeni taşınanlar soygunun kurbanı ilk kurbanları oluyorlar. Nitekim araştırmaya göre, kiracıların çoğu aynı evde sekiz yıldan fazla oturmamaktadırlar.
On altı sene üzerinden yapılan hesaplamaya göre söz konusu vurgun, kiracı başına ayda ortalama 200 İsviçre Frangına tekabül ediyor. Bu rakam 2021 yılında daha da artarak, bir senelik toplam ödenen kira fazlalığı 10,4 milyara, kiracı başına ise 370 franga kadar ulaşmış bulunuyor.
Araştırmayı yaptıran Asloca, bu vurgunun ortaya saçılmasından kaynaklı, kira fiyatlarının kontrol edilmesini isteyerek, Federal Konseyi ve Parlamentoyu müdahale etmeye çağırdı.
Demokrasinin beşiği olarak lanse edilen İsviçre büyük vurgunların ülkesi olarak da biliniyor. Federal bir hükümet yapısı ve bağımsız bir ülke görünümü verip, özgürlükler ülkesi olarak algılanıyor. Fakat bu örtünün altında, sermayedarların sınırsız sömürü ve vurgun ilkesi gizlenmekte.
Geçmişte İsviçre’de bu tür büyük vurgunlar veya bankaları kurtarma adı altında milyarlar aktarılıp, faturası da halka kesilmişti. 1999 yılında sigorta şirketleri, oluşabilecek risklere karşı sınırsız para stoklama hakkına sahipti ve 5 milyar İsviçre Frangını borsaya yatırıp kaybetmişlerdi. O dönemki vurgun üzerine gelişen tepki nedeniyle, 50 bin kişi başkent Bern’de eylem gerçekleştirmişti. 2008 “subprime” krizi sırasında ise, İsviçre’nin en büyük bankası UBS’in kurtarılması için İsviçre devleti ve Merkez Bankası bir kerede 68 milyar frank peşkeş çekti. Bu devasa vurgun emeklilik fonu sigortasından karşılanmak üzere yine işçi ve emekçilerin sırtına yüklenmişti.
Kızıl Bayrak / İsviçre