AKP-MHP iktidarı, işçi sınıfını sefalete mahkum eden koşulları ağırlaştırırken, asgari ücret görüşmeleri gibi toplu iş sözleşmesi süreçleri de işçilerin öfkesinin dışa vurduğu arasında gündemler yer alıyor. Bu gündemler, sermayenin ajanlığını üstlenen ve bugüne kadar işçiler için kılını kıpırdatmayan sendika bürokratlarını da “bir şeyler yapıyor görüntüsü vermek” zorunda bırakıyor.
Asgari ücret görüşmeleri süreci bunun örneklerini sunarken diğer yandan 150 bine yakın işçiyi doğrudan ilgilendiren MESS Grup toplu iş sözleşmesi sürecinde de benzer bir tablo bir kez daha ortaya çıkıyor. Yıllar önce gerçekleşen Metal Fırtına sonrasında görüntüyü kurtarma amacıyla “eylemler”, basın açıklamaları yapmak zorunda kalan ve görece yüksek zamlar elde edilen metal iş kolunda öfkenin büyümesiyle birlikte bir kez daha “eylem” ve “mücadele”nin adı anılmaya başlandı.
Metal işçilerine ihanetleri ayyuka çıkmış bulunan fakat buna karşın iş kolunda en fazla üyeye sahip sendikalardan Türk Metal de bu kapsamda “göstermelik” eylemlere başladı.
MESS ile iş kolundaki sendikalar Türk-İş/Türk Metal, DİSK/Birleşik Metal-İş ve Hak-İş/Özçelik-İş arasında yürütülen TİS görüşmeleri ücret zammı başta olmak üzere kimi başlıklarda anlaşmazlıkla sürerken, görüşmeleri ilk yapan Türk Metal Sendikası ile MESS arasında uyuşmazlık zaptı tutulmuştu.
MESS kapitalistlerinin yüzde 12 sınırındaki sefalet zammı dayatmasına karşı bugün Türk Metal MESS Genel Merkezi’nin yanı sıra ile Ankara, İzmir ve Bursa’daki bölge temsilciliklerine siyah çelenk bırakarak eş zamanlı eylemler yaptı.
“MESS’in reva gördüğü sadece ve sadece yüzde 12”
Basın açıklamasında Türk Metal’den övgüyle bahsedilerek “Herkes bilsin ki; Biz o emanete bugüne kadar halel getirmedik, bundan sonra da getirmeyiz. Bu yolda kimseye boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyiz” iddiasında bulunuldu. MESS’in “çalışma huzurunu bozan” ve uyuşmamakta ısrarcı tutumunun teşhir edildiği açıklamanın devamında, TİS görüşmelerine dair şu bilgi aktarıldı:
“Bizim istediğimiz yüzde 29,57’lik zam talebimize karşı, MESS’in bize reva gördüğü sadece ve sadece yüzde 12 olmuştur. Gerisini de enflasyona bağlamış, geçmiştir. Bununla da kalmamış, bütün yeni taleplerimizi geri çevirirken, bize çalışma hayatımızı cehenneme çevirecek düzenlemeleri dayatmıştır. İşte MESS’in bize layık gördüğü çalışma yaşamı budur.”
Kazanmanın yolu “şov” değil, yeni “Fırtına”lar!
İddialı söylemlerin ileri sürüldüğü ve bolca hamaset yapılan açıklamada, “Türk Metal Genel Başkanı ne derse işçilerin onu yapacağı” demagojisi de eksik bırakılmadı.
Türk Metal’in öne sürdüğü boş söylemler ve hamasetle, kapitalistlerle masa başı pazarlıklarla işçi sınıfının ve metal işçilerinin haklarını alamayacağı ortadadır. Hakkını almanın yolu, 2015 Metal Fırtınası’nın gösterdiği üzere, “Kazanana kadar grev” iradesini göstermekten geçmektedir.