“Zayıf ekonomide pandemi hasarı büyük”

Makina Mühendisleri Odası’nın ‘Sanayinin Sorunları Bülteni’nin yeni sayısı pandeminin ekonomideki etkilerini ve hükümetin güvensizliği arttıran “çözüm” yöntemlerini ele alıyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 17 Haziran 2020
  • 19:43

TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın ‘Sanayinin Sorunları Bülteni’nin yeni sayısında salgınla ağırlaşan ekonomik kriz ele alındı ve iktidarın çözüm arayışlarının karşılıksız kaldığına işaret edildi.

İktisatçı/yazar Mustafa Sönmez’in katkılarıyla hazırlanan bültenin özet bölümünde, Türkiye kapitalizminin zayıf yönleri hatırlatıldı. Buna salgının eklenmesiyle birlikte Nisan ayında sanayinin yüzde 33 dolayında gerilediği, ekonominin ikinci çeyrekte yüzde 15 civarında küçülmesinin beklendiği, gerçek işsizlik oranının yüzde 40’ı, işsiz sayısının 13 milyonu bulduğu belirtildi. AKP-MHP rejiminin yağma ve soygun düzeninin pandemi karşısında kaynak bulamadığı, kredi teşvikleriyle çözüm aradığı üzerinde duruldu ve bunun yarattığı güvensizlikle “siyasi değişim” talebinin arttığı ifade edildi.

Bültenin özeti şöyle:

-AKP yönetimi, uzun süredir kan kaybı yaşayan ekonomiye kalıcı çözümler üretemiyor, üretmesi de kolay görünmüyor. Döviz kazandırma yeteneği güçsüzleşmiş ekonominin dış kaynaklara olan bağımlılığı, dış yatırımcının çıkış yapmakta olduğu son yıllarda ekonomiyi sık sık sarsmaya yetiyor. Dış kaynak bulmanın kolaycılığına aldanan iktidar, hesapsızca üstlendiği döviz riskinin altında iki büklüm kalıyor.

-Pandemi öncesi döviz krizi ile sarsılan ekonomi hızla küçülürken, işsizlikte tırmanma ve enflasyonda iki haneliliğe saplanma zafiyetleri sergilendi. Pandemi de bu yapıya tuz biber ekti. Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 15 dolayında küçülmesi beklenen ekonominin sonraki çeyreklerde kısmi toparlama sağlaması halinde bile yılı yüzde 5 ile 8 arasında küçülme ile tamamlaması olası. Sanayi üretiminin Nisan ayında yüzde 33 dolayında gerilemesi, otomotivde gerilemenin yüzde 75’i, giyim-tekstilde gerilemenin yüzde 60’a ulaşması ürpertici boyutları ortaya koyuyor. Resmi işsizliğin yüzde 13 dolayında görünmesine karşılık, genişletilmiş gerçek işsizlik yüzde 25’lere ulaşmış durumda. Zorunlu izne çıkarılmış olan fakat istihdamda görünen işsizler dikkate alındığında işsiz sayısı 13 milyonu, işsizlik oranı yüzde 40’ı buluyor.

-Ortada pandemi sonrasına kullanılacak Hazine kaynağı bırakmayan rejim, daha çok genişletilmiş para politikaları ile dümen tutmaya çalışıyor. Hazine açıkları ve kamu borçlanması büyürken Merkez Bankası, kamu bankaları ve Hazine genişletici para politikaları ile kredi ucuzlatıp ekonomiyi canlandırmaya çabalıyorlar.

-Ekonominin sert düşüşünün önünü kesmek için salgını önlemeye dönük tedbirleri erkenden kaldıran rejim, şimdi ülkeyi ikinci bir salgın dalgasının riski altına soktu. Enflasyonu tek haneye indirme yönünde henüz bir gelişme görülmez iken ucuzlatılmış kredi faizleri için indirilen mevduat faizleri, dövize yönelişi teşvik ediyor ve bu sayede dolarlaşma riski büyüyor.

-Sadece kamu bankalarına değil özel bankalara da kredi musluklarının açtırılması ile büyümede düşüş frenlenmek isteniyor. Ne var ki, bu yaklaşım birçok yan etki yaratarak yeni sorunlara yol açıyor. Değersizleşen TL karşısında dövize yönelme, bu yan etkilerden biri. Dahası, genişletilmiş para politikası, enflasyonu tırmandıracak rüzgarlar da taşıyor. Dış kaynak bulmada iyice tıkanan rejim, içeriye ve dışarıya güven veremedikçe, bünye daha da güçsüzleşip daha da kırılgan hale geliyor.

-Ekonomik anlamda güçsüzleşmekten mağdur olanların sayısı her geçen gün daha çok artıyor ve genel durum siyasi değişim talebini büyütüyor. Bu siyasi değişim basıncının önümüzdeki günlerde daha çok öne çıkması beklenebilir.