Kapitalizmin kriziyle takipteki krediler artıyor

Batık krediler son 5 yılda sistematik biçimde arttı ve takipteki kredi tutarı Mayıs’ta 150 milyar lirayı geçti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Haziran 2020
  • 16:22

Türkiye kapitalizminin son yıllarda derinleşen krizine AKP-MHP rejiminin aradığı çözüm yollarından biri daha fazla tüketim ve kredi ile ekonomiyi canlandırmaya çalışmak oldu. 2015 yılına kadar ucuza borçlanarak işleyen fakat krizle birlikte tekleyen çarkların, yeniden borçlarla döndürülmeye çalışılması ise krizi farklı bir yönde derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor.

Borçları borçla kapatmaya çalışmak artan batık krediler, hacizler, iflaslar olarak su yüzüne çıkıyor. Bu açıdan yeni verilere dikkat çeken CHP Ankara Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Nihat Yeşil, Mayıs ayı ekonomik verilerini değerlendirdi.

Basın toplantısı düzenleyen Yeşil, KOBİ’lerin kredi borçlarının Mart ayından Nisan ayına kadar yüzde 14,4 arttığını belirterek Nisan ayında toplam 785,2 milyar lira kredi borcu olduğunu ifade etti. KOBİ’lerin takibe düşen kredi borçları da 61 milyar lirayı geçti.

Yurttaşların bankalara olan kredi borçları 29 Mayıs itibarıyla 655 milyar lirayı aşarken, toplam takibe düşen kredi miktarı Mayıs ayı sonunda 150 milyar lirayı geçti. Yeşil’in aktarımına göre, batık krediler son 5 yılda sistemli bir şekilde artış kaydetti.

Gençlik de kredi borcu ve haciz batağında

Kapitalizmin geleceksizliğe mahkum ettiği gençlik de borçlanma sorunlarıyla fazlasıyla yüz yüze kalıyor. Krizle birlikte genç işsizlik ve özel olarak da diplomalı işsizlik tırmanışa geçerken, gençlik öğrenim kredisi borçlarını da ödeme sorunuyla karşı karşıya bulunuyor.

AKP şefleri 2019 yıl sonuna doğru “KYK kredi borçlarını silme” vaatleriyle, gençliği sahte umutlarla oyalamaya çalışmıştı. O dönem itibarıyla ise 5 milyon öğrencinin öğrenim kredisi borcu olduğu ve 280 bin öğrenciye haciz uygulandığı ifade edilmişti.

Kapitalistlerin ve AKP-MHP koalisyonunun tüketim ve yatırım teşvikleri kapsamında kredilerle daha fazla borçlanmayla ekonomiyi canlı tutma girişimleri, Türkiye kapitalizmini adım adım yeni bir iflasa doğru sürüklemektedir. Zira kapitalizmde üretilen değerin belirlediği sınırların çok çok ötesinde bir tutara denk gelecek şekilde şişirilen kredi balonları er ya da geç patlayacaktır. ABD’de Mortgage kredilerinin ödenememesiyle ve finansal sistemin çöküşüyle başlayan ve tüm dünyaya yayılan 2008-2009 krizi bunun yıkıcı örneklerinden biri olmuştur.