TTB’nin deprem bölgesi sağlık raporu

Türk Tabipleri Birliği, 6 Şubat depremlerinin 18’inci ayında sağlık raporunu çıkardı. Raporda sağlık emekçilerinin gelecek kaygısına, kadın ve çocukların alamadığı sağlık hizmetine dikkat çekildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Ağustos 2024
  • 22:30

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Şubat 2023 Depremleri 18. Ay Raporu’nu 17 Ağustos 1999 depreminin 25. yıldönümünde, Antakya’daki TTB-KESK Deprem Koordinasyon Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısı ile paylaştı.

Evrensel’de yer alan habere göre, raporun ilk bölümünde sağlık hizmetlerinin ve sağlık emekçilerinin durumları yer alıyor. Koruyucu sağlık hizmetlerinin ayrıntılı bir biçimde ele alındığı raporda ayrıca tıp eğitimi, kentsel sorunlar, deprem bölgesindeki ikincil felaketler de değerlendiriliyor.

Bebek ölüm hızı bölgede ülke ortalamasından da yüksek

Raporda şu ifadelere yer veriliyor:

“Ne yazık ki en önemli toplumsal sağlık göstergesi olan Bebek Ölüm Hızı deprem bölgesi illerinde ülke geneline göre çok daha yüksektir. Ülke genelinde Bebek Ölüm Hızı bin canlı doğanda 10.0 iken Malatya’da 11,5, Gaziantep’te 17,7, Hatay’da 20,3, Kahramanmaraş’ta 20,8 ve Adıyaman’da 23,0’dir. Bununla birlikte Bebek Ölüm Hızı ülke genelinde artış eğiliminde olduğunu 81 ilimizin 50’sinde artış gösterdiğini not etmeliyiz. BÖH’deki artış ekonomik kriz, pandemi, Şubat depremleri ve Ortadoğu’da uzayan çatışma ortamı gibi yaşanan toplumsal sorunların göstergesi olarak değerlendirilmelidir.”

Kayıp çocuklar hakkında net bilgi yok, istismar arttı

Raporda, kayıp çocuklar ve çocuk istismarının çocuk sağlığında öne çıkan başlıklar arasında yer aldığı belirtilerek şunlar aktarılıyor:

“Çocukların refakatsiz kalması, ailelerinden ayrı düşmesi, istismar ve ihmale maruz kalma risklerini artırmıştır. Kayıp çocuklar hakkında kamu otoriteleri tarafından net bilgi verilmemesi, endişeleri derinleştirmekte, istismar vakalarının artışı ise sorunun ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Özellikle eğitim kurumlarındaki denetim eksiklikleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla yetersiz koordinasyon, çocukların güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Derinleşen yoksulluk ve mutlak yoksulluk çocuk işçiliğin artmasına neden olmakta ve eğitim hakkına erişimi doğrudan engellemektedir.”

Kadınlar için sağlık hizmeti ve güvenlik daha da sıkıntılı

Deprem bölgesinde Aile Sağlık Merkezlerindeki eksiklikler, yetersiz KETEM hizmetleri ve kadınların sağlık hizmetlerine erişim sorunları üreme sağlık hizmetlerinde de ciddi sıkıntılara yol açmaya devam ederken artan şiddet, istismar ve taciz vakalarına rağmen sığınma evlerinin yetersizliği, kadınların güvenliği konusunda ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtiliyor.

Hastanelerde iş yükü arttı

Raporda, yıkılan hastaneler ve artan sağlık hizmeti gereksinimi nedeniyle hastanelerde iş yükünün çok arttığı belirtilerek şu örnekler paylaşılıyor: 

“Örneğin Şubat 2023 depremleri öncesi Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi (HEAH)’nin binin üstünde olan aktif yatak kapasitesi depremin 18’inci ayında Defne Devlet Hastanesinin yatak kapasitesi ile birlikte ancak yüzde 50’lerde kalmaktadır. Üçüncü basamak sağlık hizmetleri sunulması beklenen HEAH’da Tıbbı Onkoloji Uzmanı, Radyasyon Onkoloji Uzmanı, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı, Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı, Çocuk Kardiyoloji, Çocuk İmmünoloji ve diğer bazı branşlarda uzman hekim kalmamıştır. Tıbbı Onkoloji, Onkolojik cerrahi ile Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Üniversite dahil ildeki bütün kamu hastanelerinden sadece İskenderun Devlet Hastanesinde mevcut iken, üniversite dahil ildeki kamu hastanelerinde radyasyon onkolojisi uzmanı bulunmamaktadır. MKÜ’de göğüs cerrahisi ana bilim dalı kapanmıştır.”

TUS kontenjanları düştü

Tıp eğitimi ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri üreten deprem bölgesinde tıp fakültelerinde akademik çalışma ve yaşam koşullarında da ciddi yetersizlik söz konusu olduğu belirtilen rapor şöyle devam ediyor:

“Depremden sonra akademik kadrolarda düşüş (Akademisyenlerin ayrılması, akademik kadroların tercih edilmemesi) kapanan ya da ciddi yetersizlikler içinde olan bölümler deprem bölgesinde yaşam koşullarının zorluğu, TUS kontenjanlarında düşüşe yol açmıştır.”

Sağlık çalışanları için psikososyal destek programı yok

Raporda, çalışma koşullarının ve yaşam koşullarının ağırlığı yanında sağlık çalışanlarına yönelik psikososyal destek programının olmaması da ikinci ve üçüncü basamak sağlık çalışanlarını da tükenmişlik noktasına getirdiği açıklandı. Raporda şunlar denildi:

“Deprem bölgesi acil sağlık hizmetleri toplum için de acil sağlık çalışanları için de sorun yumağına dönüşmüştür. Afet bölgelerindeki koşulların ortaya çıkardığı sağlık sorunları nedeniyle acil servis başvuruları yoğun bir şekilde devam etmektedir.”