Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin 19. ayında Hatay Depremzede Derneği Antakya Uğur Mumcu Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.
Açıklamada basın metnini Hatay Depremzede Derneği Yönetim Kurulu üyesi Servet Alkan okudu. Açıklamada geçen 19 ayda Antakya halkının en temel ihtiyaçlarının giderilmediği söylenerek, eğitimden sağlığa, hukuki belirsizliklerden ulaşıma, elektrik ve temiz sudan barınmaya kadar sorunların çözülmediği vurgulandı. Açıklamada “Çocuklarımız için bir öğün ücretsiz yemek ve içme suyu talebimizi yineliyoruz. Çocuklarımızı bu sağlıksız ve güvensiz koşullara teslim etmeyeceğiz” denildi.
Sağlık konusunda ise 1. Basamak aile hekimlerinin hasta sayıları azaldığı için maaşlarının yarıya düştüğü söylenilen açıklamada şunlar belirtildi:
“Merkezde çalışılan Aile Sağlık Merkezleri’nin neredeyse hepsi konteyner.19 ay geçmesine rağmen yıkılan 66 Aile Sağlık Merkezi’nden sadece 3’ü yapıldı. Son açılan aile hekimliği kurasında 41 birim boş olmasına rağmen nüfuslar düşük olduğundan sadece bir birime yerleştirme yapılabildi. Ayrıca bu boş birimlerin neredeyse hiçbirinde yardımcı sağlık personeli, hemşire veya ebe yok.”
Antakya’da birçok beton santralinin çalışma izni olmadan faaliyete başladığı hatırlatılan açıklamada şunlar denildi:
“Başta zeytinliklerimiz olmak üzere birçok yeşil alanımızın talan edilmesi ve kontrolsüz yıkımların sebep olduğu hava kirliliği; sayıları hızla artan beton santralleri ile de pekiştiriliyor. Beton santralleri yaşam alanlarımızdan ve yeşil alanlarımızdan hızlıca kaldırılmalıdır.”
“Mahkum edildiğimiz koşulları kabul etmiyoruz”
19 aydır barınma sorununun devam ettiği kaydilen açıklama şöyle devam etti:
“Barınmanın türlü sorunlarına mahkum edilmiş durumdayız. Hâlâ çadırda kalanlar var. 21 metrekarelik konteynerlerde yaşamaya da tahammülümüz kalmadı. Bizler kalıcı konutlarımızın teslimini beklerken sağlam olan evlerimiz yıkılmaya çalışılıyor. Kira desteklerimiz kesiliyor. Kalıcı konutların yeri, borçlandırma koşulları tartıştırılmaya başlanmadan önce nitelikli geçici barınmanın sağlanması gerekmiyor muydu? Ne zaman ve ne koşullarda teslim edileceği belli olmayan konutlarımıza erişene kadar mahkum edildiğimiz bu koşulları kabul etmiyoruz.”
Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Yetkilileri uyarıyoruz! Bu kentte, bu memlekette yaşayan biziz, gelecekte de biz yaşayacağız. Bizi yok sayarak inşa etmeye azmettiğiniz kent, bizim değil, sizin ve ihaleleri pasladıklarınızın hayalindeki kenttir. Hatay’ın gerçek sahibi Hataylılardır. Ya bizi muhatap alırsınız ya da bize rağmen yapamazsınız! Buradayız, gitmiyoruz.”