Kobanê davasının 3. duruşması Sincan Hapishane Kampüsü’nde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde polis ablukası altında başladı.
Eski milletvekili ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, eski milletvekili Emine Beyza Üstün, İbrahim Binici, HDP yeni dönem MYK üyesi Alp Altınörs, HDP eski saymanı Zeki Çelik, HDP eski MYK üyeleri Pervin Oduncu, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Berfin Özgül Köse, Bülent Parmaksız, İsmail Şengül, Dilek Yağlı ile Sibel Akdeniz duruşma salonunda hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, duruşmada ilk olarak, avukatlar ve siyasetçilerin reddi hakim taleplerinin reddedilmesine karşı Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın da reddedildiğini duyurdu.
Duruşmada konuşan HDP Hukuk Komisyonu üyesi Kenan Maçoğlu, “Dosyayı incelemek istediğimizde gizlilik kararı olduğunu öğrenmiştik. Bu karara itirazımız reddedildi. HDP yöneticisi Bedriye Yorgun da bu isimler arasındaydı. Kendisinin ifadesinin alınması için yazılı olarak başvurduk ama dönüş yapılmadı. Sonrasında Bedriye Yorgun SES operasyonunda gözaltına alındı ve hakkında ‘gizli tanık’ Ulaş’ın ifadesi olduğunu gördük” dedi. Maçoğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Kobanê dosyasını yürüten savcının elinde sadece bu dava vardı. Başka bir dosya yoktu. Ek olarak bu sendikacıların gözaltına alındığı soruşturma aynı savcı tarafından yürütülüyor. Gizli tanık Ulaş’ın ifadeleri üzerinden de tefrik suretiyle birden fazla dosyanın oluşturulduğunu ve yüzlerce kişi hakkında aynı savcı tarafından soruşturma yürütüldüğünü düşünüyoruz. Buna dair bilgi ve belgeler var elimizde. Savcı devamını getirecek. Zaten savcı özel yetkili olmasına rağmen bir de özel dosyalarla görevlendirilmiş durumda. Tek savcı tek gizli tanık ve 10’larca dosya. Bu şekilde cemaat dönemindeki gibi operasyonlarla tüm toplumsal muhalefetin baskı altına alınmaya çalışılacağını düşünüyoruz.”
Maçoğlu mahkemeye baskı olduğunu gözlemlediklerini belirterek, mahkemenin hemen sorguya geçme planını bozduklarını ifade etti.
“Sokak eylem alanıdır ve bu Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır”
Avukat Zeynep Sedef Özdoğan, AİHM’nin HDP’nin attığı tweetlerle ilgili “düşünce özgürlüğü” kararını hatırlatarak, “Sokak eylem alanıdır ve bu Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Sokağa çıkın demokratik haklarını kullanın çağrısı suç sayılamaz” dedi.
Ardından duruşmaya İstanbul’dan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan avukat Benan Molu, “AİHM kararında bu dosyada tutuklamaya konu edilen deliller nedeniyle dosyada yargılanan herkesi kapsıyor. Bu kararda bazı deliller tartışılmış durumda” dedi. Molu heyet başkanı tarafından engellenmeye çalışılsa da sözlerini söyledi.
Molu’nun ardından diğer avukatların söz almak istediği sırada mahkeme heyeti başkanı, savcıdan belirtilen taleplere ilişkin mütalaasını açıklamasını istedi.
Savcı mütalaasında “Sanık müdafilerin sürekli olarak söz almak suretiyle, kendi ve müdafilik haklarını kötüye kullanarak, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilmediği üzere söz hakkı aldığı görüldü. Daha önce sanık müdafilerine söz verilmiş ve hakimi reddetmişlerdi. Bugün esasa ilişkin savunmaya geçilecekti ancak geçilmedi. Tüm savunmaların yeniden yapıldığı, kötüye kullanmak suretiyle önceki tüm savunmaların yeniden yapıldığını görüyoruz. Savunma aşamasında verilecek beyanların değerlendirilmesi bu aşamada sorgulamanın devamına ve muhakemenin bu şekilde yürütmesine karar verilmesini ve tüm taleplerin reddedilmesine karar verilmesini mütalaa ederim” ifadelerini kullanarak mağdur edebiyatı yaptı.
Savcının mütalaası karşısında heyet başkanı, avukatların mikrofonlarının sesini kapatarak, savcının mütalaasını karara bağladı. Heyet başkanı ara kararında “Avukat Kenan Maçoğlu’nun belirttiği tarihsiz evrakın mahkememiz dosyasıyla ilgisinin bulunup bulunmadığının araştırılmasını, söz hakkı verilen avukatların sözlerinin savunmanın esasına ilişkin talepler olduğundan bir önceki ara kararlarda da reddi hakim taleplerinin reddedildiğinden reddine ve bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, mahkemenin bu aşamadan itibaren sanık savunmalarını almaya başlayacağına, Ayhan Bilgen’in savunmasının alınmasına karar verildi” ifadelerini kullandı. Daha sonra savunmalara geçilmeden önce duruşmaya ara verildi.
Arada, 28’i tutuklu 108 kişi hakkındaki davaya ilişkin, HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın da katılımıyla basın açıklaması yapıldı. Kobanê davasının “kumpas” olduğunun altı çizilen açıklamada “Bu dava sadece HDP'yi, Kürtleri değil, siyaseti ve tüm toplumu hedef alıyor” vurgusu yapıldı. Kararların adil ve demokratik olması beklentilerini dile getiren HDP Eşbaşkanları, buna karşın mahkeme heyetinin, iktidarın etkisinde ve aldığı emirler doğrultusunda davranacağının sinyalini verdiğine işaret ettiler ve adalet mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladılar.
Ayhan Bilgen savunma yaptı
Yerine kayyım atanan ve sonrasında tutuklanan Kars Belediyesi Eşbaşkanı Ayhan Bilgen savunmasında “37 kişinin ölümüne sebebiyet vermek çok ağır bir suçlama. 37 kişiyi karşıma alsalar ve başıma silah dayasalar ‘Ya bu kişilerden birisini öldür ya seni öldüreceğiz’ deseler kendi ölümümü seçerim. Hiçbir ölümü ayırt etmeksizin, hiçbir ölümle ilişkilendirilmeyi kabul etmiyorum. İnsanlar ağlamasın, çocuklar ölmesin diye siyasete başlamış bir insan olarak bu suçlamayı çok ağır bir itham olarak görüyorum” dedi.
Ayhan Bilgen’in savunmasından sonra duruşmaya yarın 09.30’a dek ara verildi.