24’ü tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê davasının 3. duruşmasının 8. oturumu, Sincan Hapishanesi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
8. oturum HDP MYK üyesi Alp Altınörs’ün avukatı Kazım Bayraktar’ın savunmasıyla başladı. Davada delil diye ortaya sürülenlerin hukuksuzluğuna dikkati çeken Bayraktar, “Bu dava gayri resmi bir davadır. Bu iddianame de gayri meşru bir iddianamedir. Yargı kararlarını en başta yargı birimleri yerine getirmek zorundadır. AİHM kararı yargı birimlerini bağlamayacaksa, o zaman bu karara rağmen yapılan tüm soruşturma ve yargılamalar gayrimeşrudur” dedi.
HDP İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın ölümüne ilişkin Bahçeli’nin söylediklerine değinen Bayraktar Bahçeli’nin katliamla iltisaklı olduğunu söyledi.
Altınörs’ün avukatı Cemile Turhallı Balsak Emrah Demir’i katleden sanık sandalyesinde oturması gereken HÜDA PAR’lıların müşteki sandalyelerine oturtulmasının bile yargılama ve mahkeme hakkında yeterince fikir verdiğini söyledi. Balsak, savunmasının sonunda Altınörs için tahliye talep etti.
HDP’ye yönelik linç
HDP eski MYK üyesi İsmail Şengül’ün savunmasında HDP siyasetinin yargılandığını vurgulayarak, “Kolektif bir suç tanımı yapılıyor. Ben de o dönem MYK üyesi olduğum için bu tanıma yerleştirilmiş durumdayım. Mevcut iddianame, suçun şahsilik ilkesini görmezden gelmekte ve hukuken meşru değildir. Bu yargılama başlı başına siyasi bir lince dönüşmüştür. TV ekranlarında sık sık verilen görüntülerimize eşlik eden ‘katiller, caniler’ gibi söylemler ve yine tartışma programlarında resmen hakkımızda yargılama yapıldı, hükümler verildi” dedi.
Deniz Poyraz’ın katledilmesi ve HDP’ye yönelik kapatma davası iddianamesinin kabul edilmesinin HDP’ye yönelik lincin parçaları olduğunu belirten Şengül’e heyet başkanı “MYK toplantısına katıldınız mı?” diye sordu. Şengül, yöneltilen soruya “Sulh Ceza Hakimliği’nde bana bu soru sorulmadan tutuklandım ve 9 aydır tutukluyum. Dolayısıyla bu sorunun bir önemi yok” diyerek yanıt verdi.
Ardından Şengül’ün avukatı Umut Vedat Açar söz alarak davanın Deniz Poyraz’la anılacağını ifade etti.
“HDP’de olmaktan gurur duydum”
2013 ila 2014 yılları arasında HDP MYK’sinde yer alan tutsak Ayşe Yağcı ise, savunmasında faşist Bahçeli’nin Poyraz’a ilişkin sözlerini kınayarak, Kürt sorunu başta olmak üzere tüm sorunların demokrasiyle çözülebileceğine inandığını vurguladı ve şunları söyledi:
“Bu nedenle de HDP’de oldum ve HDP’de olmaktan gurur duyuyorum. Ancak bazı sorunlardan dolayı 2014’ten beri aktif siyaseti bıraktım. 2014’te bahsedilen olaylar sırasında ne parti üyesiydim ne de MYK üyesiydim. Bu iddianameye neden, hangi maksatla dahil edilmiş olduğumu hala anlamış değilim. Bu kadar ağır suçları ne zaman, nerede, nasıl işlemişim? Madem 2014’te işlemiş bir suç varsa ben niye hiç gözaltına alınmadım ve ifade vermedim. Ama 6 yıldan sonra tutuklandım” diyerek, hakkındaki hiçbir iddiayı kabul etmiyorum.”
Yağcı’nın avukatı Cemile Turhallı Balsak savunmasında “Ayşe Yağcı MYK üyesi değil. Yağcı’ya ilişkin iddianamede birkaç saniyelik görüntü dışında bir şey yok” diyerek, tahliye edilmesi talebinde bulundu. Avukat Şevin Kaya da Yağcı’nın 20 yıl önce yargılandığı davanın bu dosya ile ilgisinin olmadığını belirterek, bu dosyanın dava dosyasından çıkarılmasını talep etti.
“Yargı siyasallaşmıştır”
Sırrı Süreyya Önder, Deniz Poyraz’ın katledilmesini protesto ederek savunmaya başladı. Çözüm sürecini hatırlatan Önder şöyle devam etti:
“Daha önce bu işin silahsız çözülebileceği konusunda bir arayış bile yapılmamışken tüm yetmezliklerine rağmen bu memleketin gündemine bu meseleyi barışçıl yollardan çözümlemek, ortak geleceğimizi kurtarmak, bundan sonraki can kayıplarının önüne geçmek için bir adım attık. Bakın dün İspanya başbakanı Pedro Sanchez ceza alan siyasetçilere konulan hapis cezalarını hükümetin önerisiyle meclise getirilip af çıkardı. Onlarca yıl hapis cezası almışlardı. Ömrümün son 6-7 senesi çatışma sonrası çözüm süreçlerinin daha demokratik bir sistem konusunda aktif görev alarak geçti. Ben İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in konuşmasını çok değerli buldum. ‘Sıfırdan başlayamazsınız ama yeniden başlayabiliriz’ diyor. ‘Bundan öncekini beceremedik ama bundan daha iyisini yapabiliriz’ diyor.”
“Yargı siyasallaşmıştır” vurgusu yapan Önder “Bu iddianameye baktığımda, ben yargıç olsaydım bunu ‘gidin kendi aranızda görün’ derdim. ‘Bu siyaseten çözülecek bir mesele, biz burada bunu kriminal bir mesele olarak ele alamayız’ derdim” diyerek artık zulüm aracına dönmüş olan imza uygulamasından vareste tutulmayı talep etti.
Önder’in savunmasının ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi.