21’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobane Davası 5’nci duruşması 7’nci oturumu Sincan Hapishanesi’nde görüldü.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya, avukatların yanı sıra HDP milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Sezai Temelli, Murat Sarısaç, Ayşe Sürücü, HDP Ankara il ve ilçe örgütü üye ve yöneticileri ile Eskişehir ve Kırşehir’den çok sayıda kişi katıldı. Sincan Hapishanesi’nde bulunan tutsaklar duruşma salonunda katılırken diğer tutsaklar ise bulundukları hapishanelerden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
HDP eski MYK Üyesi Pervin Oduncu tahliyesine ilişkin yaptığı savunmada AİHM’nin verdiği kararın uygulanmadığını hatırlatarak Türkiye'nin kara para aklama konusunda gri listeye alınmasına değindi.
Demirtaş: “Tutukluğumuz üzerinden muhalefete saldırmanın aracı yapılmak isteniyor.”
Ardından HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutukluluk durumuna ilişkin söz aldı. Demirtaş şunları ifade etti:
“Mahkemeniz herhangi bir hukuki karar verme yetkisine, gücüne sahip değil. Geçen hafta boyunca bu duruşmanın sonucunun ne olacağı ülkeyi yöneten siyasetçiler tarafından siyaset kürsülerinde ilan edildi. Ülkenin Cumhurbaşkanı hem mütalaayı hem ara kararı hem de hükmü açıkladı. Onun küçük ortağı daha da ileri gitti, ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ diyerek hukuka açık bir müdahale gerçekleştirdi.”
Demirtaş, “Anayasa mahkemesini AİHM’i tanımayan bir yargı mercii kendisine yargı mercii diyen bir mahkeme heyeti bizi hukuk adına nasıl yargılıyor” dedi ve şunları vurguladı:
“Gerekli savunmaları yaptık. Savunmalarımızı da halkımıza karşı sorumluluğumuz gereği olarak yaptık. Yoksa ben dahil hiç bir arkadaşımızı yargılayacağınız somut bir delil bile yok. Ama yalan deliller var, yalan tanıklar var. Ülkenin Cumhurbaşkanı ki kendisi AYM üyelerinin yarısından daha fazlasını atamış durumda, HSK üyelerini belirliyor. HSK üyeleri de sizi de belirliyor. Dolayısıyla buraya sizi atayan Cumhurbaşkanıdır. Tüm devlet mekanizmasında güç sahibi olmuş siyasi kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı, neden durup durup bu davaya bu kadar müdahale eder? Türkiye'de başka dava mı yok? Kendisine sormak istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılaması yapılan bir tek bu dosyalar mı var? Neden bırakmıyorsunuz hukuk işlesin derdin ne? Derdin, bizim tutukluluğumuz üzerinden HDP’yi terörize ederek muhalefete saldırmanın bir aracı olarak kullanmak bu davayı.”
“Bir gün sanık sandalyesinde Kobane’nin gerçek katilleri olacak”
Davanın toplumu korkutma aracı, öç alma aracı olarak kullanıldığını belirten Demirtaş “Yargı üzerindeki siyasi baskı kalktığı zaman burası mahkemeye dönüşecek. Bir gün mutlaka bu olacak o gün sanık sandalyesinde oturanlar Kobanê’nin gerçek katilleri olacak” dedi.
Tahliye talep etmediğini belirten Demirtaş ekonomistlere çağrı yaptığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Doların neden 10 TL olduğunu öğrenmek istiyorsanız, gelin bu duruşmayı, Kobanê kumpas davasını izleyin. İnsanların çöplerden ekmek toplamasının nedenini, gidip ekonomi tablolarından öğrenemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin 2022 bütçesi yaklaşık 170 milyar dolar. Tüm Türkiye Cumhuriyeti devleti kurumlarının mal hizmet bedelleri 175 milyar dolar. Sadece Binali Yıldırım’ın açıklanmış serveti 16 milyar dolar. Çok ağır suçlar işlendi. ‘Biz nasıl bu suçlara ortak olduk’ denilecek. Sadece haksız tutuklama söz konusu değil. Cumhuriyet tarihinin en ağır suçlarına sizi dahil etmek istiyorlar. Az kaldı yakında bu dosyalarda dahil yolsuzluk 15 Temmuz hakikatleri, hendek, barikat hakikatleri, 5 Haziran Diyarbakır patlaması, Suruç, Ankara katliamının gerçekleri ortaya çıktığında ve yapılan hırsızlıkları ortaya çıktığında Türkiye'nin en az 10 katı büyüklüğünde bir servet yapıldığını göreceksiniz.”
Demirtaş savunmasının devamında “Size minnet etmiyorum, meydan okuyorum” dedi ve yargılama sürecinin siyasi olduğunu ifade etti. Demirtaş’ın ardından konuşan avukat Cahit Kırkazak, ilerleyen süreçlerde eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın dinlenmesini talep edeceklerini dile getirdi.
Duruşmada söz alan avukatlar Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun hakkında “yargıya müdahale ettikleri”ne dikkat çekti.
Söz alan Avukat Zeynep Sedef Özdoğan ise şunları söyledi:
“Türkiye’de IŞİD hakimiyeti sağlanmaya, Taliban zihniyeti sağlanmaya çalışıyor. Ülkede gittiğim hiçbir yerde kadın göremiyorum, Bursa’da Ölüdeniz’de, Batman’da orada burada her yerde sadece erkekler var. Burada yargılanan kadınlar bu zihniyete karşı çıktıkları için yargılanıyorlar. Burada bir siyasi anlayış yargılanıyor, somut veriler değil. Ulaş denilen gizli tanığın beyanları dışında müvekkilim Pervin hakkında iddianamede hiçbir şey yok. Nedir Ulaş’ın beyanları, ‘Adının Pervin Oduncu olduğunu ve ara ara yurt dışına çıktığını biliyorum’ demiş. Türkiye’yi IŞİD ve Taliban zihniyetine sürüklemeyin. Müvekkilleri tahliye edin.”