Kobanê Davası’nın 9. duruşması 8. gününde Sincan Hapishanesi’nde devam etti. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına ilk olarak söz alan avukat Mahsuni Karaman, dosyaya eklenen gizli tanığa ithafen şunları söyledi:
“Bu şahıs kim? Sokaktan toplanılan ya da örgütten ayrılan biri mi? Dolayısıyla bu tanığın kimliğini öğrenmeye yönelik bir niyet değil, tanığın güvenirliğini ölçen bir yasa var ortada. Ancak bu tanığın bir kumpasın aracı olarak kullanılmaya çalışıldığı çok açık. Bu yargılamada artık bir karar verilmesi gerekir. 6-8 Ekim olayları ile örgütsel bağ kurmaya ilişkin artık bir karar vermeniz gerekir. Gizli tanık Mahir, talimatın HDP’den verildiğini, Gökalp, 30 Ekim’de Demirtaş’ın Kobane’ye geçtikten sonra talimatın verildiğini söylüyor. Gizli tanığı savcıdan bile kaçırdınız. Dosyada bütün sanıkların fotoğrafları bile yokken dosyada olmayan kişilerin fotoğrafları nereden getirildi?”
Kürt-Pen üyesi Nezir Çakan, ardından söz alan Çakan’ın avukatı Şeyhmus Bayhan, müvekkilinin kaçma şüphesi olduğu belirtilen mütalaaya eleştirerek tahliye istedi.
HDP eski MYK üyesi Zeynep Ölbeci, savunmasını Kürtçe yaptı. Ardından savunmasını yine Kürtçe yapan HDP eski MYK üyesi Zeynep Karaman, Edirne Hapishanesi’nden yeni geldiğini ve kendisine burada herhangi bir hard-diskin gelmediğini söyledi. Meryem Adıbelli ise bu duruşmada konuşma hakkı istemediğini belirterek avukatının konuşacağını söyledi. Pervin Oduncu, tek istediğinin adil ve tarafsız bir yargılama beklediğini vurguladı ve tahliyesini talep etti.
Daha sonra SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlanan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ savunma yaptı. Bu davanın kumpasla davası olduğuna dikkat çeken Yüksekdağ, heyete adaleti çarmıha gerdiklerini söyledi.
Yüksekdağ’ın ardından söz alan Gültan Kışanak ise kumpasın sürdürülmesi için yeni zincirleme kumpasların eklendiğini söyledi.
Söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Başkanı Sebahat Tuncel, mahkeme heyetinin gerçekleri gizleme konusunda başarılı olduğunu belirterek, “Takdiri hak ediyorsunuz. Sizin işiniz Kürt siyasetçilerini, kadınları, demokrasiden yana olanları, iktidarın önünde engel olanları çıkarmak” dedi.
“Kaçacağına yönelik somut deliller var” denilerek tutukluluğuna devam kararı verilen HDP eski MYK üyesi Ayşe Yağcı ise şunları dedi:
“Ben kendi ikametgahımda gözaltına alındım. Sabah işe gitmek üzere alındım. Eğer kaygım olsaydı benden bir ay önce tutuklanan arkadaşlarımın haberini alınca kaçabilirdim. Yargılandığım 9. Ağır Ceza’daki dosyamdaki tanık beyanlarıyla şu andaki tanık beyanları arasında hiçbir fark yok. O dosyadan tutuksuz yargılanıyorum ama siz o dosyayı burası için bir tutukluluk gerekçesi olarak gösterdiniz. O dosyayla bu davanın nasıl bir bağı var? Bu anlamda tutukluluk sürem de göz önüne alınarak tahliyemi talep ediyorum”
Yapılan savunmaların ardından duruşma 28 Şubat tarihine ertelendi.