İklim Adaleti Koalisyonu, Beyoğlu’nda bulunan Çevre Mühendisleri Odası’nda “İklim Adaleti için Harekete Geç” şiarıyla basın toplantısı yaptı. Toplantıda, koalisyon bileşeni 71 çevre ve ekoloji örgütü temsilcilerinin bir kısmı yer alırken, bir kısmı da online olarak açıklamaya katıldı. Açıklamayı 71 çevre örgütü adına Türk Tabipleri Birliği temsilcisi Demet Parlar okudu.
İklim adaletini devletlerden ya da şirketlerden bekleyemeyeceklerini söyleyen Parlar, “Çözüm biziz, biz yaşam savunucuları iklim değişikliğinin sonuçlarından en fazla etkilenenler, ekolojik yıkıma ve iklim değişikliğine etkisi ihmal edilebilir olanlardır” dedi.
İklim değişikliğinin etkilerinin sınıfsal, cinsel, etnik eşitsizliklerle iç içe geçerek gün geçtikçe derinleştiğini belirten Parlar şu şekilde devam etti:
“İnsan emeği dahil doğanın her parçasını metalaştıran kapitalist üretim ilişkileri, ekolojik krizi derinleştiriyor. Ekolojik suçların üstünü örtmeye çalışan hükümetler, iklim krizine karşı da sorumsuzca davranmaya devam ediyorlar. Gerçek tahribatları örtmek için düzenledikleri zirveler, verip tutmadıkları sözler, şirketlerle birlikte ürettikleri sözde ‘yeşil’ projeler ve reklamlarla iklim krizini engelliyormuş gibi yapıyorlar.”
“Türkiye’de de ekolojik yıkım, etkisini gündelik hayatta daha fazla hissettiriyor” diyen Parlar devamında şunları dile getirdi:
“Tüm coğrafya, yerli ya da uluslararası sermayenin yatırım alanları olarak görülüyor. İktisadi fayda temelli anlayışlarla tarım arazileri imara açılıyor, yeraltı ve yerüstü suları doğal yaşamı ihmal ederek tasarruf ediliyor, evimiz olan doğa ve içindeki yaşam tehdit ediliyor. Göller ve nehirler kuruyor, henüz kurumamış olanlar da inşaat projelerinin hedefine konuyor.”
“Sistemin tarihin çöplüğüne gönderme zamanı geldi”
İklim krizinin nedeninin sadece karbon emisyonuna indirgenemeyeceğinin altını çizen Demet, “Yaşam döngülerinde kırılmaların, tehdit altındaki ekosistemlerin, yok olan türlerin nedeni, temelde, içinde bulunduğumuz ekonomi-politik rejimdir. İklim krizinin nedeni antroposenik etkiden öte insanın emek gücü de dahil doğanın her parçasını metalaştıran mevcut rejimdir. Değişimi, krizi yaratanlardan beklemek sistemin işleyişine katkı sağlarken krizi daha da derinleştiriyor. Bu sistemin, yarattığı diğer krizlerle birlikte, tarihin çöplüğüne gönderilme zamanı geldi ve geçiyor” sözlerine yer verdi.
“Glasgow’da bir kez daha gördük ki bizleri; açlık, savaş, yoksulluk, göç, eşitsizlik ve ekolojik yıkıma maruz bırakan mevcut krize dair çözüm, halkların dayanışması ve birlikte mücadelesidir” diyen Demet sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“İklim krizinden en çok etkilenen kadınlar, yaşlılar, çocuklar, gençler, engelliler, yerli haklar, göçmenler/mülteciler, yoksullar, güvencesizler olarak buradayız, temel hak ve ihtiyaçlarımızı da savunarak mücadele edeceğiz. Gezegenimizi, petro-kimya endüstrisinden, inşaat şirketlerinden, maden lobicilerinden, daha da önemlisi bunlara neden olan zihniyetten kurtaracağız. Dünyanın, yaşamın ve insanlığın ihtiyacı olan hızlı ve radikal bir yol değişikliği için, iklim adaleti için harekete geçiyoruz.”
Açıklama sonrasında koalisyon bileşenleri temsilcileri söz aldığı basın toplantısı alkışlar eşliğinde son buldu.