Almanya'da iklim için yol kapatma eylemleri

"Son Neslin İsyanı" grubu tarafından Almanya'nın büyük şehirlerinde yol kesme eylemleri yapılıyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 22 Şubat 2022
  • 10:00
Arşiv

Arşiv

2021 yazının sonlarında kurulan ve hükümetleri iklim krizine karşı harekete geçmeye zorlamak için sivil itaatsizlik eylemlerini kullanan “Son Neslin İsyanı” grubu, günlerdir Almanya’nın büyük şehirlerinde yol kesme eylemleri yapıyor. Grup üyeleri, Berlin, Hamburg ve Münih’te otoyol çıkışlarını defalarca bloke ettiler. Pazartesi sabahı Hamburg’daki Köhlbrand Köprüsü kapatıldı. Aynı gün, eylemciler Stuttgart’ın merkezindeki ana trafik arterini ve Freiburg’daki bir tünelin girişini felç ettiler.

Kendi açıklamalarına göre Son Neslin İsyanı, gıda israfıyla mücadele ve daha fazla iklim koruması için kampanyalar yürütmek istiyor. Grup, hafta sonu, kırmızı-yeşil-sarı federal hükümetten pazar akşamına kadar bir gıda kurtarma yasasını uygulamaya yönelik somut taahhütler gelmeseydi faaliyetlerini limanlara ve havaalanlarına doğru genişleteceklerini duyurmuştu.

Yeşiller’den gerici tepki

İklim aktivistleri tarafından gerçekleştirilen yol blokajlarına karşı Yeşiller Partisi’nin önde gelen politikacıları, eylemcilere karşı gerici açıklamalarda bulundular. Küçük grupların barışçıl eylemlerini demokrasi karşıtı ilan ettiler. Ukrayna krizi üzerinden savaş çığırtkanlığıyla öne çıkan Yeşiller, şimdi de kullanılan demokratik bir hakkı suç gösterip kriminalize etme çabasındalar.

Yeşiller üyesi Tarım Bakanı Cem Özdemir, “Kimin ne istediği önemli değil, demokrasiye şantaj yapılamaz” dedi. “Bu tür eylemlerle” çoğunluğu tehlikeye atan herkesin, “sadece iklim koruması istemeyen gerici güçlerin eline” oynadığı iddiasında bulundu. İklim korumasının acil ve gerekli olduğunu söyleyen Özdemir, “İşte tam da bu yüzden, iklimin korunması için çoğunluğu tehlikeye atmak için çok az insanın gürültü yapması gerçeğini gerçekten istemiyorum.” dedi. Yeşiller Partisi lideri Omid Nouripour, “Biz iklim koruma partisiyiz ve barışçıl, şiddet içermeyen ve kimseyi tehdit etmeyen her türlü protestodan memnunuz” dese de eylemcileri eleştirdi. Yeşiller üyesi Renate Künast ise, Twitter’da iklim aktivistlerinin eylemlerinin “trajik bir şey” olduğunu yazdı. “Kritik altyapıyla mücadele edildiği anda, insanlar tehdit edildiğinde ve ültimatomlar telaffuz edildiğinde, bunun demokrasiyle pek bir ilgisi yok.” diye buyurdu ve neyin meşru neyin suç olarak algılandığına ilişkin örtülü tehditte bulundu.

Gerici partilerden tehdit

CDU ve AfD, ablukaların ardından göstericiler için cezalandırıcı sonuçlar talep etti. Birlik fraksiyonunun iç siyasi sözcüsü Alexander Throm, “(vatandaşlar) bu tür yasadışı ablukaların etkilerinden korunmalı ve eylemler ceza hukuku kapsamında cezalandırılmalıdır” dedi. AfD parlamento grup lideri Tino Chrupalla da suçların “tutarlı bir şekilde cezalandırılmasını” istedi. Birliğin Federal Meclis’teki hukuk politikası sözcüsü Günter Kring ise, pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Yol ablukaları insan hayatını tehlikeye atıyor, engelleyicilerden hesap sorulmalı” tehdidini savurdu.

İçişleri Bakanları Konferansı (IMK) Bavyera Daire Başkanı Joachim Herrmann, konuyu önümüzdeki IMK toplantılarında ele almak istediğini açıkladı. CSU politikacısı, medya grubunun gazetelerine verdiği demeçte, “Bu tür engelleme eylemleri toplanma hakkı kapsamında değildir. Bunlar ceza gerektiren suçlardır ve genellikle başkalarını tehlikeye atabilecek eylemlerdir” açıklaması yaptı.

İklim karşıtı büyüyen eylemlerin de basıncıyla önlemlerin alınacağını iddia edenler ve hareketi düzen için sınırlarda tutmak isteyenler, meşru-barışçıl eylemlerin karşısına gerici kimlikleriyle çıkıyorlar. Dahası elemleri kriminalize etmek için yarışarak, eylemcilerin cezalandırılmasını talep ediyorlar. Her zamanki gibi bunu da demokrasi sahtekârlığıyla yapıyorlar.