Nükleer enerji için “iklim hedefleri” bahanesi

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, nükleer enerji alanında yeni yatırım hedeflerini açıklarken, “çevre dostu” görüntüsüyle, iklim kriziyle mücadelede hedeflerine ulaşmak için bunun şart olduğunu iddia etti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Kasım 2021
  • 21:15

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçtiğimiz günlerde “ulusa sesleniş” konuşmasında “Yeni nesil nükleer santrallerin inşa edileceğini” duyurdu. “Ülkenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamanın tek yolu budur” iddiasında bulunan Fransız sermayesinin temsilcisi, “Yenilenebilir enerjilerin de geliştirilmesine devam edilmelidir” demeyi de unutmadı.

Fransız sermaye devletinin şefi, nükleer enerjiyi çevreci maskesiyle savunurken “iklim değişikliğine karşı mücadele ve güvenilir bir enerji için, bunun gerekli olduğu” iddiasını da öne sürdü. Macron, “Fransa’nın enerji bağımsızlığını sağlamak, ülkemizin elektrik arzını güvence altına almak ve 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü hedefimize ulaşmak için, nükleer reaktörler inşa etmeye başlayacağız” ifadelerini kullandı.

“Güvenilir” olmayan nükleer santrale ruhsat

ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük nükleer enerji üreticisi konumunda olan Fransa, nükleer enerjiyi uzun süredir kullanan ve bunu uzun bir süre daha kullanmak isteyen ülkelerin başında geliyor.

Fransa’da halihazırda 56 nükleer reaktör faaliyette. Bu reaktörlerin bir kısmı “güvenilir” olmanın çok ötesinde. Bu nedenle Almanya, Fransa ve İsviçre üçgeninde Fessenheim’da yer alan ve en eski olmakla ünlü nükleer santral kapatıldı.

Fransa 2007 yılında, Fransa ile İngiltere arasında yer alan Ermel Kanalı kenarında bulunan Flamanville’de bir nükleer santralin yapımına başlamıştı. 3,3 milyar avroya mal edileceği öne sürülen santralin maliyeti 12 milyar avroyu da aşmıştı. Nükleer reaktörün çelik gövdesinde sızma tespit edildiği için ruhsat verilmemişti. En son, ruhsatın 2022’nin sonuna ertelendiği duyurulan, bu tartışmalı santrale kısa süre önce işletme ruhsatı verildiği ortaya çıktı.

“Nükleer santrallere ihtiyacımız var”

21-22 tarihleri arasında gerçekleşen Brüksel’de gerçekleşen AB zirvesi öncesi Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, “İklim değişikliğiyle mücadelede başarılı olmak istiyorsak nükleer enerjiye ihtiyacımız var” iddiasında bulunarak “Nükleer santrallere ihtiyacımız var ve nükleer enerjiye daha fazla yatırım yapmalıyız” demişti.

Macron’un “ulusa sesleniş” konuşmasıyla tekrarlanan bu iddialar ve tartışmalı santrale verilen ruhsat Fransız sermaye devletinin nükleer enerji konusundaki pervasızlığını gözler önüne serdi.  Kuşku duyulmamalıdır ki, Fransa’nın dışında da emperyalist-kapitalist tekeller ve onların egemen olduğu devletler her alanda olduğu gibi nükleer enerji alanında rekabet ediyor. Bu alandaki hedeflerini ve sınırsız kâr uğruna yol açtıkları tehlikeyi örtbas etmek adına “Çevreyi korumak, emisyonu sıfırlamak” gibi söylemler öne sürenler, “çevreci maskeleri” ile gezegeni yok oluşa doğru sürüklüyor.

Fransız devletinin attığı adımlar; felsefesi “kâr, daha çok kâr” olan kapitalistlerin ve onların temsilcisi siyasetçilerin toplumsal sorunlara çözüm üretmesini bekledikçe, dünyanın daha fazla tehditle karşılaşacağını gösteriyor.