İç Anadolu hapishanelerinde hak ihlalleri

İHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu 2020 yılı Ekim-Kasım-Aralık'ta İç Anadolu Bölgesi hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine dair raporunu açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Ocak 2021
  • 19:15

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Hapishane Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi Hapishaneleri Üç Aylık Hak İhlalleri Raporu’nu İHD Ankara şube binasında yapılan toplantıda açıkladı.

Raporu okuyan İHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Nuray Çevirmen Aksaray T Tipi, Amasya E Tipi, Bolu F Tipi, Düzce T Tipi, Karabük T Tipi, Kayseri 1 Nolu T Tipi, Kayseri 2 Nolu T Tipi, Kayseri Kadın, Keskin T Tipi, Kırıkkale F Tipi, Kırşehir E T Tipi, Sincan Kadın, Sincan 1 Nolu F Tipi, Sincan 1 Nolu L Tipi, Sincan 2 Nolu L Tipi, Sincan T Tipi, Sivas Açık ve Sivas E Tipi Kapalı hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdıklarını ifade etti. Raporu Çevirmen'le birlikte İHD Ankara Şube yönetiminden Sevil Turgut okudu.

Raporda yer alan 9 ölümün 4’ünün koronavirüsten, 3’ünün çeşitli hastalıktan, kalan 2’sinin ise “intihar iddiası” sonucu gerçekleştiği belirtilerek İç Anadolu Bölge hapishanelerinde 46’sı kadın olmak üzere en az 284 hasta tutuklu bulunduğu, bunların 98’inin ağır hasta olduğu ifade edildi.

“İşkence ve kötü muamele belirtilenin üzerinde”

Raporda en az 24 mahpusun işkence ve/veya kötü muameleye maruz kaldığı belirtilerek “Ancak, Adalet Bakanlığı’nın bu konudaki verileri paylaşmaması, hapishanelerle haberleşmenin sürekli olarak engellenmesi, haberleşmenin sıkı bir biçimde denetlenmesi, özellikle taşra hapishanelerinden haber alma konusunda yaşanan güçlükler, adli mahpusların yaşadıklarını basına, yetkili makamlara ve insan hakları örgütlerine (çoğunlukla) iletmemesi nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpus sayısının belirtilen sayının çok üzerinde olduğunu ortaya çıkarmaktadır” denildi.

Hasta mahpuslara ilişkin raporda şunlar ifade edildi:

“Fakat büyük bir sorun olan ve kamuoyunun vicdanını kanatan hasta mahpusların yaşamış oldukları sorunlar çözüm üretilmeden ortada durmaktadır. Teşhis ve tedavisi yapılmadan adeta işkence çektirilen, hapishanede hayatını kaybeden ya da ölümüne ramak kala bırakılıp kısa sürede hayatını kaybeden insanların olduğu bir toplum, adalete olan inancını da kaybeder. Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.”

Raporda yer alan hak ihlalleri şöyle:

Hasta mahpuslar ölüme terkedilirken sağlığa erişim hakkı gasp ediliyor

“* Mahpuslar aşırı kalabalık koğuşlarda kalmaktadırlar.

 * Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta, bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir.

* Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır.

 * Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılamamaktadır. Afyon 1 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda memurların mazgaldan bakarak revire çıkmaları gerekip gerekmediğine karar verdiği mahpuslar tarafından aktarılmıştır. Can adlı bir mahpusun yürüyemeyecek durumda olmasına rağmen revire çıkarılmadığı, ancak ayakta sayım alınmaya devam ettiği ve diğer mahpusların onu battaniye ile mazgalın önüne getirdiği öğrenildi.

 * Kanser riski nedeniyle biyopsi yapılması istenmesine rağmen bir hastanın bugüne kadar biyopsisinin yapılmadığı, başka bir rahatsızlığından kaynaklı MR çekiminin gerçekleştirilmedi ve diş tedavisi de yapılmadı.

 * Grip aşısı yapılması gereken hasta mahpuslara bu aşının bulunmadığı gerekçesiyle yapılmadığı bunun yerine zatüre aşısı yapıldığı aktarıldı.

 * Hasta olan mahpuslardan bazılarının infaz erteleme taleplerinin reddediliyor.

 * Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek cezaevinde kalamaz raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin cezaevinde kalamaz raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir.

 * Diyet yemeğine ihtiyacı olan mahpusların talepleri karşılanmamaktadır.

 * Kendi öz bakımını yapamayacak düzeyde psikolojik rahatsızlıkları (şizofreni vb. ) olan mahpuslar tahliye edilmemektedir.

 * Korona riskine rağmen mahpuslara yeterli miktarda hijyen malzemeleri ve maske verilmemektedir.

 * Mahpusların diş tedavileri yapılmamakta, parasını ödemiş olmalarına rağmen implant tedavilerinin de yarım bırakıldığı öğrenilmiştir.

 * Bir kadın mahpus hastane sevkleri esnasında iki kez koronaya yakalanmış, ilkinde hastanede tedavi edilmiş, ikincisinde hastaneye götürülmeden hapishanede tedavi edildi.

 * Bazı cezaevlerinde sıcak su ihtiyaçları karşılanmamaktadır.

 * Sivas Çık Ceza İnfaz Kurumu’nda kadın mahpusların korona olduğu, sıcak su ihtiyaçlarının ve kantin ihtiyaçlarının karşılanmıyor.

 * Bir mahpus hastanede kaldığı 15 gün boyunca yatağa kelepçelenmiş ve bu nedenle bel ağrıları çekmektedir."

Hapishanelerde işkence, kötü muamele, hakaret ve disiplin cezaları

"* Bazı mahpuslar ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hükümlüsü olmadıkları halde tekli koğuşlarda tutulmaktadırlar.

 * Afyon'da iki mahpusun falakaya yatırıldığı ve bir kişinin de bu nedenle açlık grevi yaptığı, Adli mahpuslara kaba dayağın devam ettiği, bazı mahpusların falakaya yatırıldığı aktarılmıştır.

 * İki mahpus hakarete uğradıklarını aktarmıştır.

 * Bir mahpusa; tahliye edileceği için başka bir koğuş tarafına pet şişede kuş atmasından dolayı 2 aylık disiplin cezası verilmiş.

 * Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde dört mahpusun ayakta sayıma zorlandığı ve darp edildiği kaydedildi.

 * Bir mahpusa Diyarbakırlı olmasından kaynaklı olarak darp edildi.

 * Bir mahpusa telefonda Kürtçe konuştuğu için ceza verildi.

 * Kırıkkale'de Serkan Tumay darp edilmiş, daha sonra intihar ettiği iddia edilmiştir. Vücudunda darp izlerinin olduğu ailesi tarafından tespit edilmiştir. Serkan Tumay ile başka bir mahpus daha darp edilmiş ve diğer mahpus başka bir cezaevine sevk edilmiştir.

 * Bir trans, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi'nde erkeklerin bulunduğu yerde tek kişilik odada tutulmaktadır.

 * Bir mahpus, cezaevinde soyunma kabininde şiddet gördüğünü, ayrıca konulduğu koğuşta başka mahpuslar tarafından da şiddete maruz kaldığını ve dilekçeleri gönderilmediği için de 15 gün açlık grevi yaptığını aktardı."

Çıplak arama saldırısı

"* Bir kadın mahpus ağır bir şekilde kaba muameleye tabi tutularak çıplak arama yapıldığı, giysilerini önce alt kısım ya da üst kısmı olarak çıkarmayı istediğini, ancak bu talebin dikkate alınmadan tamamen çıplak soyulduğunu, bu şekilde 5-6 kez oturup kalkılarak ve ıkınma şeklinde arama yapıldığı, yine görevlinin ayrıca elle bedeninde arama yaptığı, bu şekilde uygulamaya maruz kaldığını aktardı.

 * Son bir ayda 4 adli mahpusun intihara kalkıştığı aktarıldı.

 * 1 kadın mahpusun dayağa maruz kaldığı öğrenilmiştir.

 * 2 mahpus, koğuşta iki kişi olmalarına rağmen askeri nizamda ve ayakta sayım dayatmasına karşı çıktıkları için darp edilmişler ve çıplak aramaya maruz bırakılmış.

 * Aslıhan Gençay, Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildiğinde çıplak aramaya maruz kalmış, buna karşı çıkmasından kaynaklı olarak hakkında tutanak tutularak, Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştur.

 * Koğuşlara süreklileşen ani baskın şeklinde aramalar yapıldığı ve eşyalar dağıtılıyor.

 * Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) tamamen durdurulmuştur.

 * İdareye, savcılığa, mahkemelere ve Anayasa Mahkemesi’ne yazdıkları dilekçelere numara verilmediği, dilekçelerin akıbetinin bilinmediği, pullu mektupların kaybolduğunu aktarılmıştır. Bir mahpusun iki adet AYM başvurusunun gönderilmediği; şizofreni hastası mahpus için CIST’e yazdığı başvurunun gönderilmediği, AYM başvurularına el konulduğu, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal’a yazdığı mektup üzerine idarenin çağırdığı ‘bu mektubun içinde uygun bulunmayan şeyler var bunları değiştir’ denildiği, kabul etmeyince de idare tarafından ‘göndermeyeceğiz’ dedikleri ifade edilmiştir."

Yayın ile iletişim yasakları ve diğer hak ihlalleri

"* Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gazeteleri mahpuslara verilmemekte, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı söylenmiştir.

 * Haber alma kaynaklarının engellendiğini, cezaevinde televizyonda yalnızca idarenin istediği kanalları izleyebildiklerini Artı TV, KRT, Halk TV’yi izleyemediklerini aktarmışlardır.

 * Telefon görüşleri tek bir kişiyle sınırlandırılmış, pandemi başlangıcında belirtilen görüntülü görüşme uygulanmamakta, aramak istedikleri kişi çıkmadığında ise arama haktan mahrum kalmaktadırlar.

 * Halit Tunga adında bir mahpusun Türkçe ve Kürtçe bilmediği, koğuşta da kendisi dışında Arapça bilen kimsenin olmadığı, kendisiyle hiç kimsenin iletişime geçemediğini, el kol işaretiyle anlaşmaya çalıştıkları aktarılmıştır.

 * Kitap, dergi ihtiyacı karşılanmamakta, odalarındaki kitap sayısı sınırlanmakta, kendilerine yollanan kitap ve dergiler verilmemektedir. Bir mahpusa Kürtçe kitaplar için kitapları kontrol edecek memurun bulunmadığını söylenerek kitapların verilmediğini, çevirmen ücretini kendisinin karşılaması durumunda çevirmene gönderileceğini, uygun bulunması durumunda kitapların kendisine verileceği söylenmiştir.

 * Üç kişilik ziyaret hakkının karşılanmamakta, yazdırdıkları kişilerin onayı bir yıla yayılmaktadır.

 * Tercüman olmadığı gerekçesiyle Kürtçe yazılmış mektupların verilmediği ve gönderilmediği aktarılmıştır.

 * Tarsus’tan, Aksaray T Tipi Cezaevi’ne sevk edilen mahpusların yanlarında getirdikleri televizyon, ısıtıcı ve radyoları verilmemiş, bin 100 TL’ye televizyon, 163 TL’ye semaver almak zorunda kalmışlardır. Radyonun da hoparlörlü olduğu için verilmediği aktarılmıştır.

 * Aksaray T Tipi Cezaevi’nde mahpuslar koridora çıktıklarında memurların ceketlerinin önünü iliklemelerini, kendilerine zorla saygı göstermelerini istediklerini, telefona dahi gidip gelirken kol saatlerini koğuşta bıraktıklarını aktarmışlardır.

 * Mahpusların ailelerine ve yargılandıkları yerlere yakın cezaevlerine sevk talepleri karşılanmamaktadır.

 * Cezası 1 yılın altına düşenler, ilçe cezaevlerine gönderilmemekte ve tahliye edilmemekteler.

 * Bir mahpus, Kürtçe mektup yazdığını, mektubunun alıcıya gönderildiğini ancak sonrasında çeviri ücreti olarak kendisinden 60 TL istenildiğini aktarmıştır.

 * Amasya’da 3-4 yıldır fotoğraf çektirilmeye izin verilmediği aktarılmıştır.

 * ‘Cezaevlerinde Eşya Bulundurma Yönetmeliği’ kapsamında, başta radyo olmak üzere kağıt makasından tükenmez kaleme kadar birçok eşyaya ‘sakıncalı’ denilerek el konulduğu, günlük, şiir, öykü, makale vb. çalışmalarımızın bulunduğu defterler bile toplandığı aktarılmıştır.

 * Tokat’ta 7 kişi alabilen 3 koğuştan birinin kapatılarak mahpusların diğer iki odaya konulduğunu ve odalarda 20-21 kişi yaşamak zorunda bırakılmışlardır.”

Sonuç ve öneriler

Raporun sonuç ve öneriler bölümünün ilk üç maddesinde gerçekleşen hak ihlalleri toplam olarak özetlenerek şöyle devam edildi:

"4) Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler. Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ebedin Abi/Türkiye (B.No: 10839/09, 13/3/2018) bireysel başvurusunda hasta tutuklu veya hükümlüye diyete uygun yemek sağlanmaması ile ilgili olarak insanlık onuruyla bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetmiştir.

5) Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.

6) Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.

7) Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır. ...

8) Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

9) AİHS'in 14. maddesinde düzenlenen 'Ayrımcılık Yasağı' ilkesine göre 'Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.'

10) Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir. 'Recep Bekik ve Diğerleri'nin' AYM'ye başvuruları (2016/12936): AYM, 27.03.2019 tarihinde ücreti ödenmiş, hakkında toplatma kararı olmayan süreli yayınların verilmemesinin Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan 'ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini' karar vererek şikâyetçilere 500 TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir.

11) Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir. Ancak, İHD'nin belirlemelerine göre, mahpusların bu yöndeki başvuruları halen sonuçsuz kalmakta, Mahpuslar, sevk dilekçelerinin Adalet Bakanlığı'na gönderilmediğini düşündüklerini, sevk isteyenlere Adalet Bakanlığı'ndan gelen herhangi bir cevabın tebliğ edilmediğini, sevk taleplerinin reddedildiğini hapishane idaresinin el yazısıyla yazılmış bir notla ya da sözlü olarak kendilerine bildirdiğini belirtmektedirler. ...

12) Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.

13) Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.

14) Dünya Tabipler Birliği Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi'ne göre (1981): 'Her insan ayrımcılık yapılmaksızın yeterli tıbbi bakım görme hakkına sahiptir.' Dünya Tabipler Birliği Tokyo Bildirge'ne göre: 'Hekim, tıbbi açıdan sorumlu olduğu kişinin bakımıyla ilgili bir karar verirken klinik yönden bütünüyle bağımsız olmalıdır. Hekimin temel görevi, izlediği kişilerin sıkıntılarını azaltmaktır; kişisel, toplumsal ya da politik hiçbir güdü, bu yüce amaçtan daha üstün sayılmayacaktır'."