Hapishanelerde baskı ve saldırılar

Hapishanelerden gelen tutsak mektupları hem yargının saldırılarını, hem de hapishanelerde uygulanan baskıyı ortaya seriyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Mart 2021
  • 14:39

Hapishanelerden gelen tutsak mektupları hem hapishanelerdeki, hem yargıdaki baskıcılığı, saldırganlığı ortaya seriyor. Hüseyin Aykol’un kendine gelen tutsak mektuplarını içeren, Yeni Yaşam gazetesinde yer alan yazısı bu durumu çok net anlatıyor.

***

İzmir-Menemen T Tipi Hapishanesi’nde bulunan Talip Yakışır, 12 Mart 2021 günü kaleme aldığı mektubunda özetle şöyle diyor:

Aslen Bingöl-Gençliyim. Yirmili yaşlarımdan beridir hemen hemen her yıl, yılda iki-üç defa gözaltına alınıp bırakılıyor ve iki yılda bir zindana alınıyordum. 15-16 yıldır da ne devlet bu ısrarından vazgeçmiş ne de ben ‘uslanmayı’ becerebilmiştim. En son 2017 yılında içeri alındım ve devlet bu defa çok gayretkeş davranıp, bir yıl içerisinde aynı örgütten olmak üzere iki ayrı örgüt üyeliği cezası hükmü verdi. Örgüt aynı örgüt, ben aynı ben ama hukuk otoriteleri sanki iki ayrı örgüt arasında transfer yapmışım gibi iki örgüt üyeliğine karar vermiş, doğrusu büyük bir hüner! (Ayıptır söylemesi, hukuken doğru olmamasına -yani yasalara göre iki kez ceza verilmemesi gerekirken- ben de aynı örgüte üye olmaktan iki kez hüküm almıştım. Ancak o zamanlar 12 Eylül Askeri Faşist Rejimi iktidardaydı...)

Bu dördüncü zindan deneyimimdir. Yeni sürprizlerle karşılaşmazsam şimdilik 2027’nin Mart ayına dek içeride kalacağım görülüyor. İçerideki yoldaşların her biri bir şekilde kendisine bir emek alanı yaratma gayretindedir. Benim de böyle bir gayretim var. Kendimi bu anlamda edebiyat alanına yakın hissediyorum. Sanırsam Gregory Jusdanis’in olsa gerek; şöyle bir belirlemesi var: ‘Edebiyat bir halkın günlüğüdür. Onun dünü, bugünü ve yarının hikaye edilişidir’. Çocukluğumdan beri her yılı insanın yüreğinde silinmez izler bırakan gerçek bir günlüğün içinde yaşamaktayım ve gırtlağıma kadar yaşanmışlık doluyum. Bu yaşanmışlıklar güçlü tsunami dalgaları gibi her yeni günde yüreğimin duvarlarını dövüp durmakta. Sanırsam yazmamam durumunda altında ezilip giderim bu yaşanmışlıkların.”

* * *

İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Güven Usta, 8 Mart 2021 tarihli mektubunda özetle şöyle diyor:

Hacı Demir, Remzi Uçucu, Rıza Özçolak, Güven Usta’ya verilen bir ay ziyaretçi yasağı başlatıldı. Bekir Şimşek’in aynı konudaki disiplin cezası devam ediyor. Şerif Turunç, Servet Göçmen’e verilen iki aylık ziyaretçi yasağı başlatıldı. Bekir Şimşek, Hacı Demir, Remzi Uçucu, Rıza Özçolak, Şerif Turunç, Servet Göçmen ve Güven Usta’ya verilen üç aylık bir başka ziyaretçi yasağı ise İnfaz Hakimliği tarafından onaylandı. Bekir Şimşek, Hacı Demir, Remzi Uçucu, Şerif Turunç, Servet Göçmen ve Güven Usta’ya slogan attıkları bahanesiyle yeni bir soruşturma açıldı.”

* * *

Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, 7 Mart 2021 tarihli mektubunda özetle şöyle diyor:

“Talat Şanlı’ya verilen iki aylık ziyaretçi yasağı başlatıldı. Mecit Şahinkaya’ya verilen bir ay ücretli çalışılan işten yoksun bırakma cezası başlatıldı. İdare ve Gözlem Kurulu, açık hapishaneye geçme, denetimli serbestlik ve şartlı tahliye hakkında ‘iyi hal’ incelemesine hızlı başladı. Mecit Şahinkaya, Taner Korkmaz, Murat Kaymaz, Talat Şanlı, Rabbena Hanedar ve Yusuf Kenan Dinçer için ayrı ayrı ‘iyi halli değil’ kararı aldı. Yani tahliye zamanları gelmiş olsaydı, serbest bırakılmayacaklardı.”

* * *

Yaptığı bir haber yüzünden 12 Mayıs 2016 günü tutuklanıp, 15 Aralık 2017 günü 8 yıl 9 ay hapis cezası verilen Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri gazeteci arkadaşımız Nedim Türfent’in 28 Şubat tarihli kartını aldım. Biz de onun Newroz Bayramı’nı kutluyor ve hakkında verilen cezası 9 Ekim 2019 günü Yargıtay tarafından onaylanmış olsa da, özgürlüğüne bir an önce kavuşmasını diliyoruz.

Bolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan kadim mahpuslardan Ramazan Vural’dan iki kart aldım. Biri benim yazdığım karta cevaptı, diğeri ise Newroz bayramımızı kutluyordu. Kendisine teşekkür ediyoruz.