HDK’dan gözaltı terörüne dair açıklama
Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu yaptığı yazılı açıklama ile, HDP’yi hedef alan gözaltı terörüne tepki gösterdi. “HDP halktır, susturmaya gücünüz yetmez!” denilen açıklamada şunlar ifade edildi:
“HDP'yi susturmaya gücünüz yetmez
Türkiye bu sabaha, bir DARBE ortamında girdi. AKP-MHP ve iktidar bloğunun devlet içindeki ortakları; bugünkü rejimin 12 Eylül Darbesi’nin doğrudan devamı olduğunu ortaya koyan bir gözaltı kampanyası başlattılar.
2014 yılının Ekim ayında, DAİŞ katillerinin kuşattığı Kobanê halkıyla dayanışma
eylemlerini engelleyemeyince, provoke eden ve ölümlere yol açan iktidar, daha önce açılan davalar elinde kalmamış gibi, talimatlı savcıları üzerinden sanki yeni bir soruşturma yürütüyor, toplu gözaltılar yapıyor.
Bu girişim, ekonomiyi batırmış, dış politikada girdiği maceralardan kös kös geri adımlar atmış, korona salgını karşısında dünyanın en başarısız hükümetleri arasına girmiş, halkı salgın karşısında terk etmiş; sağlık alanında olduğu gibi eğitimde de okulların açıldığı ilk gün her şeyi eline yüzüne bulaştırmış iktidarın halka karşı düzenlediği bir komplodur.
Bir taraftan halkın dikkatini kendi başarısızlıklarından uzaklaştırmak; bir yandan demokrasi mücadelesinin en önünde yer alan Halkların Demokratik Partisi'ni operasyonlarla, gözaltılarla susturmak hesabındadırlar. HDP Halktır. Susturmaya gücünüz yetmez.
Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu”
KESK’ten açıklama
KESK, HDP’ye yönelik baskınlara ilişkin yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Bu sabah tamamı siyasal faaliyetlerde yer alan HDP’li onlarca siyasetçinin ve muhaliflerin gözaltına alınması ekonomik ve siyasi politikalarına rıza üretememesi ve biriken öfkeyi zorla bastırmak istemesinin, kendi iktidarını sürdürmek ve krizi yönetilebilir kılmak için zora başvurmasının ifadesidir.
… Demokrasi, barış ve laiklik gibi taleplere yönelik çağrılara kulak tıkayan, şiddeti tırmandıran, temel hak ve özgürlükleri askıya alan, devletin zor aygıtlarını siyasal amaçları için kullanan iktidar bilmelidir ki, hukuk bir gün kendilerine de lazım olacaktır! Emek ve demokrasi güçleri olarak bu hukuksuzluklara cevabımız her zamankinden daha fazla dayanışma ve birlikte mücadeleyi yükseltmek olacaktır”
İHD’den açıklama
İnsan Haklar Derneği (İHD), HDP’ye yönelik Kobane soruşturması gerekçesiyle yapılan operasyona ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Birkaç gün önce Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu soruşturmada iddianame düzenlenmemesini eleştirmesi ve Ankara Başsavcılığı ili ilgili yaptığı eleştiriler nedeniyle hakkında TMK 6/1 maddesi uyarınca yeni bir soruşturma açılmış ve iddianame düzenlemişti. Hemen akabinde 2014 tarihli bu soruşturma kapsamında HDP’li siyasilere yönelik gözaltı kararı verilmesini, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirtmek isteriz.
Kişi güvenliği hakkı ve özgürlüğü hakkı, başta Demirtaş ve Yüksekdağ olmak üzere gözaltına alınanlar bakımından açıkça ihlal edilmiştir. Bu soruşturma kapsamında tutuklu olan Demirtaş ve Yüksekdağ ile gözaltına alınanların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz”
ESP’den açıklama
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) adına yapılan açıklamada ise, AKP iktidarının her anlamda bir krizin içinde olduğu belirtilerek, HDP ile dayanışma çağrısı yapıldı. Açıklamada şunlar ifade edildi:
"Faşist diktatörlüğün Halkların Demokratik Partisi’ne ve İsimsizler Hareketi’yle beraber Toplumsal Özgürlük Partisi’ne yönelik polis operasyonlarında sayısız ilerici, devrimci ve demokrat gözaltına alındı…
HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu dosya kapsamında başlatılan soruşturma sonrası ‘Kobane Olayları’ gerekçe gösterilerek başlatılan polis operasyonunun hiçbir meşruluğu yoktur. Operasyon kararı doğrudan Ankara Cumhuriyet Başsavcısının düğünü sonrası ziyaret ettiği Saray’da ve dünkü MGK toplantısında alınmıştır…
İlerici, devrimci ve demokratik güçleri faşizmi yenmek, antifaşist cephede buluşmak için bir adım öne çıkmaya, bize ait olan sokakları kuşatmaya çağırıyoruz."
TİP’ten açıklama
Türkiye İşçi Partisi (TİP) adına açıklama yapan Erkan Baş, HDP'nin siyasal sürecin dışında bırakılmasının, etkisizleştirilmesinin ve direncinin kırılmasının amaçlandığına vurgu yaptı. Baş şunları söyledi:
"Daha önce defalarca kez denenmiş bu ve benzeri hamlelerle Kürt halkının teslim alınması mümkün değildir. Bu kapsamda HDP ile dayanışma içinde olacağımızı ifade etmek isterim. Bununla birlikte meseleyi sadece HDP'ye karşı bir operasyon olarak değerlendirmiyoruz. Bu saldırı hepimizedir. Amaç iktidar karşısındaki tüm güçlerin etkisizleştirilmesi, yalnızlaştırılması ve bir araya gelişlerinin engellenmesidir. İktidar kendi karşısındaki güçleri bölmek, içeride oluşan çatlakları örtmek için siyasi bir saldırı planını hayata geçirmektedir. Tüm toplumsal muhalefet güçlerini meselenin ciddiyetine uygun bir karşı duruşun örgütlenmesi için göreve çağırıyoruz."
SMF’den açıklama
Sosyalist Meclisler Federasyonu yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Faşizmin; baskı, gözaltı, tutuklama, terör ve siyasi operasyonlar/komplolar olmaksızın artık yönetemeyeceği ortadadır. İç-dış politikada her geçen gün batağa batan ve ekonomik çöküşlerini engelleyemeyen AKP/Erdoğan liderliğindeki hakim sınıflar; devrimci, demokratik, yurtsever ve sosyalist güçleri ezmeye çalışarak toplumda yükselen tepkileri bastırmak istemektedir. Devrimci ve demokratik muhalefetin sindirilmesi ve ezilmesine yönelik, AKP/Erdoğan iktidarı ve iktidar ortaklarının plan ve saldırılarına karşı birleşik mücadeleyi yükseltmek, sürecin ihtiyacı olandır. Zira AKP/Erdoğan iktidarı nezdinde tedirginliğe ve paniğe neden olan da tam olarak bu gerçekliktir. Saldırıları durdurmak ve gerçek bir alternatif yaratmak için faşizme ve her türden gericiliğe karşı güçlerimizi birleştirmekten, birleşik mücadeleyi yükseltmekten başka geçerli bir yol yoktur.”
Sol Parti’den açıklama
Sol parti tarafından yapılan açıklamada ise “Çöken iktidar tüm muhalefet kanallarını kapatmaya çalışıyor” denilerek şunlar ifade edildi:
“Bu operasyonlar iktidarın zorbalığının sınırı olmadığını bir kez daha kanıtladığı gibi çaresizliğinin ne kadar derinleştiğini de ortaya koyuyor. AKP iktidarının tüm politikaları çöktü. Suriye’de, Libya’da ve son olarak Doğu Akdeniz’deki tüm iddiaları yerle bir oldu. Yurtiçinde pandemi ile mücadelede tam bir fiyasko yaşanıyor. Büyük bir kamu sağlığı riski tüm toplumu tehdit ediyor.
Tarikatların karanlığı bir bir ortalığa dökülüyor. Tarikatlar iç savaşında 2 bin Selefi yapının silahlandığı bilgileri TV ekranlarında konuşuluyor. Ekonomide işsizlik ve yoksulluk yaygınlaşırken döviz kuru ve enflasyon kontrolden çıkmış durumda. Cumhurbaşkanı’nın ‘faiz enflasyonun anasıdır’ iddiasını hiçe sayarcasına faizler artırıldı”
EMEP’ten açıklama
EMEP yaptığı açıklama ile operasyonun salt HDP’ye yönelik olarak değerlendirilemeyeceğini, aynı zamanda siyaset yapma hakkına yönelik bir operasyon olduğunu belirterek HDP’ye yönelik gözaltı operasyonunu kınadı ve şunları ifade etti:
“Yine güne bir operasyonla başlandı ve içerisinde seçilmişlerin de bulunduğu 82 HDP üye ve yöneticisi hakkında gözaltı işlemi yapıldı. Gözaltı uygulamasının 5-9 Ekim 2014 tarihlerinde düzenlenen Kobane eylemleri için yapıldığı açıklandı. HDP eski eşgenel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın bu dosyadan tutukluluk halleri devam ettirilmektedir. Selahattin Demirtaş’a verilen tahliye kararından sonra acilen yeniden soruşturma açılıp, tutuklama kararı verilerek tahliyesinin önünü kesen yargı, bugün operasyonların yolunu açmıştır. Aradan 6 yıl, bu kapsamda yapılan soruşturmanın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra yeniden yürütülen soruşturma ve gözaltıların yargıyla, hukukla açıklanacak hiçbir yanı yoktur. Yürütmeyle ilişkisinin başsavcının saraya düğün ziyaretiyle sembolleştiği yargıdan hukuk ve adalet çıkmayacağı açıktır. Hiçbir dönem tam olarak yargı bağımsızlığından söz edemiyorken bugün açıktan siyasi iradenin vesayeti altına girmiş bir yargı ile karşı karşıyayız”
Devrimci Parti’den açıklama
Devrimci Parti adına yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
"Bu operasyonu AKP-MHP iktidar blokunun son çırpınışlarının yansımaları olarak görüyoruz. Son zamanlarda artan gözaltı ve tutuklama saldırılarının HDP ve sosyalistleri yıldıramayacak. Bu süreçte de tüm gücümüzle HDP'nin yanında olacağız. Operasyonun amacının HDP'yi yok etme olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca hepimize uygulanan bir siyasi soykırımdır. Çünkü bizler de HDP'nin birleşenleriyiz. HDP'ye yapılmış bir soykırım girişimi hepimize yapılmıştır"
SYKP’den açıklama
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) adına yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
"Amaç HDP'nin şahsında 'korku iklimi' yaratarak, her türden hak arama girişimine gözdağı vermektir. Böylece korkuyu toplumsal dokunun bütün hücrelerine hakim kılacak, hak arama girişimlerini başlamadan boğacaklar."
Halkevleri’nden açıklama
Halkevleri yaptığı açıklama ile saldırıyı "muhalefete yönelik bir pusu" olarak nitelendirdi. Açıklamada şunlar söylendi:
" Fırat'ın doğusu ile batısının yakınlaştığı, bir araya geldiği ve faşizme karşı birlikte mücadele ettiği bir anlam taşıyor Kobanê eylemleri. AKP bunu unutmuş değil. Bu yakınlaşma olduğunda bize nasıl cevap vermiş olduğunu hatırlatıyor. Bunların hatırlatmalarının karşısında da bizim sözümüz her zamanki gibi faşizme karşı dayanışma ve birlikte mücadele olacaktır. Aynı zamanda Sarayda poz veren Ankara Cumhuriyet Başsavcısının bu operasyonu başlatmış olması da ayrıca önemli bir nokta. Herhangi bir gerekçe bulamadıkları için 6 yıl önceki uydurma gerekçelere sarılıyorlar bugün. Hukuksuzluğu kendilerine hukuk olarak belirlemiş bir iktidardan söz ediyoruz. HDP daha önce de sistematik operasyonlarla karşılaştı ve bunlara karşı direndi. HDP'nin bunu da atlatacağını biliyoruz. Biz her zaman yan yana mücadele etmeye devam edecek ve dayanışma içerisinde olacağız."
TKP’den açıklama
TKP yaptığı açıklama ile “saldırıları boşa çıkarmanın tek bir yolu vardır: Örgütlü olmak birlik ve dayanışmaya sahip çıkmak” dedi. Açıklamada şunları ifade etti:
“Baskıyla, korkuyla, faşizmle insanları sindirmeye çalışan iktidarların sonu bellidir. İktidar, attığı her adımda bu sona doğru ilerlemekte, ülkeyi de aynı karanlığa sürüklemektedir.
Bu saldırıları boşa çıkarmanın tek bir yolu vardır: Örgütlü olmak, birlik ve dayanışmaya sahip çıkmak. Halkımıza çağrımızdır, safları sıklaştırma zamanıdır!”