İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün yaptığı açıklamayla hasta mahpusların koronavirüs (covid-19) salgınından dolayı büyük risk altında olduğunu belirterek serbest bırakılmalarını istedi.
HRW, bu hafta meclis genel kurulunda görüşülecek infaz düzenlemesi paketinde yargılaması devam eden siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılmalarını eleştirdi. Risk altında olan hasta mahpusları örnek veren, HRW siyasi mahpusların da serbest bırakılmasını istedi.
Türkiye’de yargılmanın da adaletli olmadığı vurgulanan açıklamada HRW’nin iki eski mahpusla, halen cezaevinde bulunan mahpusların avukat veya aile üyeleri olan 28 kişiyle ve hapishaneler konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle görüştüğü belirtildi. Açıklamada, henüz hüküm giymemiş tutuklu mahpusların infaz düzenlemesinde gözardı edildiği ifade edildi.
Hapishaneler kapasitelerinin çok üzerinde
Adalet Bakanlığı’nın Mart 2020 verilerine göre hapishanelerin 235 bin 431 kişilik bir kapasitesi var. Buna karşın 2019 Kasım’ı verileriyle hapishanelerde 286 binden fazla mahpus var. Bu verilerin hatırlatıldığı açıklamada, “İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne hapishanelerin aşırı kalabalık olduğuna, mahpusların yer döşeklerinde yattıklarına ve sınırlı tuvalet ve yıkanma imkanlarını paylaşmak zorunda kaldıklarına ilişkin çok sayıda şikayet ulaştı” denildi.
CPT, İHD ve ÖHD’nin hapishane koşulları üzerine hazırlanan raporlarını da HRW’nin incelediği belirtilen açıklamada hastalığın ölüm riski vurgulandı. Devamında, bakanlığın aldığını söylediği önlemler sıralanarak bu önlemlerin alınmadığına işaret eden açıklamalar hatırlatıldı.
Hapishanelerden örnekler
Açıklamada, hapishanelerde önlemlerin alınmadığına dair örnekler şu şekilde aktarıldı:
“Urfa 2 No’lu T-tipi Cezaevinde tutulan bir mahpusun eşi, kocasıyla 29 Mart günü yaptığı telefon görüşmesinde, kocasının kendisine 8 kişilik koğuşta 20 kişi kaldıklarını, kendi koğuşlarında herkesin yatağı olmasına rağmen, başka koğuşlarda yer döşeklerinde yatan mahpusların bulunduğunu söylediğini aktardı.
Hatay T tipi cezaevindeki bir mahpusun eşi, kocasının ‘12-14 kişilik koğuşta, 20’den fazla kişiyle’ kaldığını, ‘birçok mahpusun yer döşeklerinde yattıklarını’ anlattı. Müvekkili Karaman M-tipi kapalı cezaevinde tutulan bir avukat, müvekkilinin 8 kişilik bir koğuşu, 28 kişiyle paylaştığını söyledi.
Aileler ve avukatlar mahpuslar ve personel için yeterli temizlik malzemesi, sabun ve maske bulunmaması ile ilgili endişelerini de dile getirdiler. Gaziantep H-tipi hapishanesindeki bir mahpus 19 Mart günü bir akrabasıyla yaptığı telefon görüşmesinde şunları söylemiş: ‘Bize hijyen malzemesi vermiyorlar. Hapishane personelinin çoğu maske takmıyor; sadece bir iki tanesi takıyor. Çok umursuyormuş gibi görünmüyorlar. Bize de maske vermediler. Biz elimizdeki kısıtlı imkanlarla alabildiğimiz kadarıyla kendi önlemlerimizi alıyoruz.’
Diyarbakır D-tipi hapishanesindeki bir mahpus, 20 Mart günü bir akrabasıyla yaptığı telefon görüşmesinde şunları söylemiş: ‘Burada hiçbir önlem almıyorlar. Kimse maske takmıyor. Bize hiç hijyen malzemesi verilmedi.’ İzmir Aliağa kadın hapishanesinden 24 Mart günü tahliye edilen bir mahpus İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne şunları anlattı:
Hapishane yönetimi bize yarım litre çamaşır suyu verdi ve Adalet Bakanlığı’ndan gönderildiğini söyledi. Bütün koğuşa yetmeyeceği açıktı, biz de hijyen malzemelerini hapishane kantininden kendimiz satın aldık. Hapishane yönetimi tüm koğuşlara hijyeninin nasıl sağlanacağını, ellerimizi nasıl yıkamamız gerektiğini gösteren posterler dağıttı. Ayrıca hapishanenin özel tv kanalında bilgilendirici videolar da gösterildi.”
“Yaşamları tehdit altında”
Açıklamanın devamında hasta hükümlü olanlar 81 yaşındaki Mehmet Emin Özkan, 45 yaşındaki İdris Başaran, 49 yaşındaki Soydan Akay, 32 yaşındaki Ergün Aktaş, 53 yaşındaki Abdullah Kalay, 44 yaşındaki Fatma Tokmak, 48 yaşındaki Dilek Öz, 60 yaşındaki Hasan Alkış, 52 yaşındaki Camal Aydoğan sıralandıktan sonra hastalıkta risk altında olan tutuklu mahpuslar sıralandı.