Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’da mevkidaşı Heiko Maas ile görüştü. İkili, görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Heiko Maas ile “verimli bir görüşme” gerçekleştirdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye’deki gelişmeler gibi birçok önemli gelişmeleri ve bölgesel konuları ele aldıklarını belirtti.
Libya’da çok sayıda “yabancı savaşçının ve paralı askerin” bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bunların çekilmesi konusunda hemfikir olduklarını söyledi. Fakat iki egemen ülke arasındaki bir anlaşma gereği “buraya verilen askeri eğitim ve danışmanlık desteği gibi ülkenin ihtiyacı olan desteklerin sona ermesi Libya’nın yararına değil.” dedi. AKP şefi bu sözleriyle Libya’ya nüfuz etme kirli emellerini de dışa vurdu.
“Salgına rağmen ikili ticaretimiz artıyor. Bu sene 40 milyar doların üzerine çıkacağımızı şimdiden görebiliyoruz.” diyen Çavuşoğlu, tedarik zincirlerini korudukları iddiasında bulundu ve Almanya ile ticareti arttırmak istediğini belirtti. Türkiye-Almanya göç anlaşmasının 60. yılı olduğunu hatırlattı.
Türk sermaye devletinin son dönemde AB ile ilişkilerinde “Almanya’nın katkısına” işaret eden Çavuşoğlu, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için müzakerelerin ön koşulsuz şekilde başlaması dileklerini ifade etti. “18 Mart Mutabakatı da tüm boyutlarıyla gözden geçirilerek daha etkin bir şekilde hayata geçirilmelidir, vize serbestisi de buna dahil.” ifadeleriyle emperyalist efendilerinden beklentilerini dile getirdi.
Pandemi politikalarında turizm hedefi itirafı
Türkiye’de salgının seyrine ve aşılama sürecine dair de konuşan Çavuşoğlu, turizm sektöründeki çalışanların öncelikli olarak aşılanacağını duyurdu. Halk sağlığını hiçe sayan rejimin şefi, pişkin bir şekilde “Dostlarımızın tatillerini güvenle geçirebilmeleri için tüm önlemlerin alındığı” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, sözde “tam kapanma” gibi sınırlı pandemi tedbirlerini de turizm sektörü ve kapitalistlerin çıkarları için aldıklarını itiraf ederek şu ifadeleri kullandı:
“Turizm sezonuna güvenli bir şekilde girebilmek ve vatandaşlarımızın güvenliği için bazı tedbirler aldık. Otel ve restoran çalışanları, tur rehberleri, şoförler, havaalanında çalışanlar dahil, turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız.”
Çavuşoğlu ayrıca, güvenli turizm için 15 yataklı otellerin bile sertifikasyona tabi tutulacağı, güvenli tatil için çalışmalara devam edildiği, PCR testi uygulamalarını genişlettikleri vb. söylemlerle kapitalistler ve emperyalist efendileri için her türlü hizmete hazır oldukları görüntüsü vermeye çabaladı.
AKP şefinin bu söylemleri karşısında Heiko Maas ise boş vaatler ve söylemler eşliğinde her iki ülkenin de geçen yıl tartıştıkları ve “başarıyla uyguladıkları” temelde çalışacağını duyurdu.
Alman hükümeti, korona salgını nedeniyle geçtiğimiz yıl Türkiye’ye turistik seyahat uyarısını korumuş, ancak Ağustos ayında kimi koşullarla ve bazı turistik kentlerle sınırlı tutarak uyarıyı kısmen kaldırmakla yetinmişti. Sonrasında da Kasım ayında seyahat uyarısı tekrar yürürlüğe girmişti. Türkiye, 100 bin kişide haftalık görülen vaka sayılarının 200’ü geçmesi nedeniyle Nisan ayında yeniden yüksek riskli ülkeler arasına alınmıştı.
AKP-MHP rejimi, pandeminin başından beri sağlık meslek örgütlerinin ve bilim insanlarının yeterli tedbir alınması yönündeki uyarılarını hiçe sayarak yalnızca sermayenin çıkarlarını korumaya odaklandı. Çavuşoğlu bu açıklamalarıyla birlikte bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.