Çorlu tren katliam davasının 2. duruşmasında dün ifade veren sanıklar katliamın önlenebileceğine işaret eden beyanlarda bulundu, TCDD yönetimi ve devletin sorumluluğu bir kez daha gözler önüne serildi. Duruşma bugün müştekilerin beyanlarıyla başladı.
Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde dün sabah polis ablukası altında, kimlik toplama dayatmalarıyla açılan duruşma, ailelerin avukatlarının itiraz ve eleştirilerini sunmasıyla başladı. Polisin kimlik tespiti şeklindeki dayatmalarının “kimlik tespiti olmadığı”nı öne sürerek bu yöndeki itirazı reddeden mahkeme, avukatların iddianamenin iadesi yönündeki talebini de “iade süresinin geçtiği” bahanesiyle reddetti. 3 avukat sınırlamasına yapılan itiraz kabul edilirken, davanın ilk duruşmasındaki saldırıyla ilgili suç duyurusu talebi reddedildi. Mahkeme, iddianamede adı geçmeyen müşteki ve mağdurların çok olmasını gerekçe göstererek bunların tespitinin “bu aşamada” reddedilmesine karar verdi.
Sonrasında iddianamenin okunmasıyla devam eden duruşmada, TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde görevli sanıkların ifadeleri alındı. İlk olarak, Demiryolu Bakım Müdürü Turgut görevine ilişkin bilgi verdikten sonra “aşırı yağış” iddiasıyla ilgili bir uyarı almadığını belirtti. Ayrıca katliamın yaşandığı bölgeyle ilgili raporları üstüne aktardığını, yol bekçisi eksikliği olduğunu ve bölgenin denetlenmediğini ifade eden Kurt, bu nedenle yazılar yazdığını ama atama yapılmadığını belirtti. “Yol bekçisi olsa kaza olmazdı” diyen Kurt, teknolojik denetim ve uyarı sinyalleri olmadığının, bunlarla ilgili çalışma yapılmadığının da altını çizdi. Balast tutucu duvarın ancak kazanın ardından yapıldığını sözlerine ekleyen Kurt, bölgedeki önlemlerle ilgili talepleri nedeniyle Bakım Daire Başkanı Fahrettin Yıldırım’dan azar işittiğini belirtti.
Yol Bakım Onarım Şefi Özkan Polat kazanın olduğu gün havanın gayet sıcak olduğunu belirterek menfezin durumuyla ilgili 6 ayda bir yaptıkları kontrolden bahsetti. Menfezde tıkanıklık olmadığını iddia eden Polat’a avukatlar tepki göstererek aksinin tespit edildiğini dile getirdi. Göreviyle ilgili eğitim almadığını, iş güvenliği eğitimi aldığını ifade eden Polat da yol bekçisi olmadığına değinerek kontrol imkanının kısıtlılığına dikkat çekti.
Hat Bakım Memuru Celalettin Çabuk, Özkan Polat’ın emirleri doğrultusunda çalıştığını ve kendisinin sorumlu olduğu 5 işçi olduğunu belirtikten sonra katliamın yaşandığı gün yağmur yağmadığına değinerek “Yağmur ihbarı almadık” dedi. Kazanın ertesi günü Polat’ın talimatıyla balast doldurduklarından bahsederek yolu bir an önce açmaya çalıştıklarını söyleyen Çabuk, yol bekçisinin önemine işaret etti. Çabuk’un ardından söz alan avukatı ise iddianamenin olayın faillerini bulmak yerine olayı birilerine yıkmaya çalıştığını ifade etti. Avukat, Çabuk’un “amele başı” olduğunu ve hiçbir sorumluluğu bulunmadığını savundu.
Sonrasında beyanda bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, köprü ve menfezlerin bakımını ve kontrolünü yapacak personel olmadığını anlattı. 2016’dan beri tek başına çalıştığını, diğer sanıklarla hiyerarşik ilişkisi olmadığını belirten Yıldırım, kazaya neden olan menfezle ilgili yazdığı raporlar olduğuna dikkat çekti ve “Hiçbiriyle ilgili işlem yapılmadı” dedi.
4 sanığın beyanlarının ardından avukatlarının savunmalarıyla devam eden duruşma bugün katliamda yaralananların ve yaşamını yitirenlerin yakınlarının beyanlarıyla başladı.