Çorlu tren katliamında yakınlarını kaybeden aileler ve avukatları bugün basın toplantısı düzenleyerek adalet arayışlarını sürdüreceklerini vurguladı.
İstanbul Barosu Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında avukat Mürsel Ünder katliam ve dava sürecine ilişkin açıklama yaptı.
“Dava başlamadan bitti”
Ünder ilk olarak, 25 kişinin hayatını kaybettiği en az 328 kişinin yaralandığı tren katliamının ihmaller zinciri sonucunda meydana geldiğini ve bu nedenle ‘kaza değil katliam’ olduğunun altını çizdi. Katliamla ilgili davanın ilk duruşmasında yaşananlara değinen Ünder, ailelerin ve avukatların uğradığı saldırıyı, heyetin davadan çekildiğini, valilik ve basının aileleri hedef gösterdiğini, sonunda da bazı avukatlara “kamu malına zarar vermek”ten dava açıldığını anlattı. Duruşmaya haftalar kala yaptıkları başvuru ve taleplerin hiçe sayıldığından bahseden Ünder, 350 müştekinin olduğu dava için 135 kişilik salonda ısrar edilmesini, polisin ailelere saldırısını teşhir etti ve saldırıda yaşananları anlattı.
“Valilik, AA ve İHA’nın amacı manipülasyon”
“Duruşma sonrasında 4 Temmuz 2019 tarihinde Tekirdağ Valiliği tarafından yapılan açıklamada kolluk görevlilerinin görevlerini eksiksiz yaptığı, bazı marjinal şahıs ve grupların provokasyon yaratmaya çalıştığı ifade edilmiştir” diyerek valiliğin bu açıklamasının manipülasyon olduğunu belirten Ünder, 8 Temmuz’da katliam yerindeki anmayla ilgili şunları söyledi:
“9 Temmuz 2019 tarihinde AA ve İHA tarafından servis edilen haberlerde katliamın yıl dönümü nedeniyle 8 Temmuz 2019 günü katliam yerinde yapılan anma sırasında geçmekte olan trene taş atılmak istendiği ve jandarma tarafından engellendiği ifade edilmiştir. Anma görüntüleri her açıdan ortadadır. Ailelerin tabi ki sessizce ağlamasını kimse beklemesin ancak taş atıldığı iddiası alçakça, bilinçli bir yalandır, manipülasyon amaçlıdır.”
“Sorumluları korumak ve aklamaktan vazgeçin”
Avukatlara dava açıldığına değinerek sözlerini sürdüren Ünder, katliam davasında esas faillerin ve üst düzey bürokratların ‘takipsizlik’ kararıyla korunmasını teşhir etti. Etkin bir yargılama yapılmadığı belirtilen açıklama şu vurgularda bulundu:
“Sorumlusu kamu görevlileri, bakan ve üst düzey bürokratlar olan bir cinayetin üstünün kapatılması için Valilik, bazı partiler, bir kısım milletvekilleri, hakim, savcı, bilirkişi ve onların sesi haber ajanslarınca gösterilen bu organize refleksi, yaratılmaya çalışılan karatma ve manipülasyonu anlıyoruz ancak izin vermeyeceğimizi belirtiyor, kabul etmiyoruz. Kamu görevlilerinin sorumluları aklama, gizleme ve koruma refleksinden vaz geçmelerini, katliamın aydınlatılması için ailelere ve hukuk mücadelesi yürütenlere yardımcı olmalarını, görevlerini yapmalarını bekliyor, herkes için adalet istiyoruz.”
Açıklamanın ardından ailelerin konuşmalarıyla devam eden basın toplantısında Mısra Öz Sel, Zeliha Bilgin, Ekrem Tuna, Hüseyin Şahin, İsmail Kartal söz aldı. Adalet arayışından asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan aileler, sürece dair manipülasyonlara, kendilerine yönelik saldırılara ve hedef göstermelere, katliamın sorumlularının korunmaya çalışılmasına tepkilerini bir kez daha dile getirdi.