İHD, TİHV, Metal İşçileri Birliği ve çok sayıda sanatçı yazılı yaptığı açıklamalar ile Boğaziçi Üniversitesi'nde polis saldırısıyla gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) yazılı yaptığı ortak açıklamasında, Boğaziçi Üniversitesi'nde polis saldırısıyla gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi.
Ortak açıklamada kayyım rektör ataması eleştirilerek ona karşı tepkilerin meşruluğu savunularak şunlar ifade edildi:
"İstanbul Valiliği’nin, 5 Ocak’ta ilan edilen Sarıyer ve Beşiktaş ilçeleri ve çevresinde toplantı, miting, yürüyüş, oturma eylemi, forum, açık hava toplantısı, gösteri, basın açıklaması, konser, bildiri dağıtımı ve benzeri faaliyetlerin yapılmasını bir ay süreyle yasaklayan kararı yeniden hatırlatması ve sonrasında 159 öğrencinin kolluk güçlerinin işkence ve diğer kötü muamele niteliğindeki şiddetine maruz kalarak gözaltına alınması, OHAL ve savaş koşullarında dahi korunması gereken haklarımıza pandemi gerekçesi ile getirilen sınırlar insan haklarına, anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır.
Devleti yönetenleri hukuka ve insan haklarına uygun davranmaya, halkı kutuplaştıracak ve düşmanlaştıracak politikalardan vazgeçmeye, öğrencilerin haklı itirazları doğrultusunda YÖK kanunu ve üniversitelerin özerkliğine aykırı uygulamaların sonlandırılması noktasında adım atmaya, öğrenciler ve üniversiteler üzerinde kurulan baskıya son vermeye çağırıyoruz.
Tutuklanan ve gözaltında tutulan öğrenciler derhal serbest bırakılsın!
Öğrencilere yönelik işkence ve kötü muamele uygulamaları ile ilgili etkili soruşturma başlatılsın."
“Kayyım rektör istemiyoruz”
Metal İşçileri Birliği yaptığı açıklama ile Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek açıklaması yaptı. Açıklamada şunları ifade etti:
“Günlerdir, kayyum rektöre karşı mücadele eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri birçok saldırıya maruz kaldı.
İstedikleri; demokratik bir seçimin olması, öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversite personellerinin söz-yetki-karar sahibi olduğu bir üniversiteye sahip olmak.
Ancak ülkeyi tek adam diktatörlüğü ile yöneten anlayış, öğrencilerin haklı mücadelesine tahammül etmedi.
Polis saldırdı, evleri basıldı, kapıları, duvarları kırıldı. Sesini çıkaran işçiye, emekçiye, hakkını arayan muhalif her kesime dedikleri gibi öğrencilere de "terörist" dediler.
Valilik, bakanlar, AKP-MHP iktidarının temsilcileri her fırsatta kara propagandalarına devam ettiler. Yine de öğrencilerin mücadelesini engelleyemediler.
Haklı ve onurlu mücadeleyi engellemek için her türlü kirli yola başvurmaktan geri durmayan AKP-MHP iktidarı, son günlerde de üniversitedeki maşaları üzerinden ayrımcı, kutuplaştırıcı politikalarını ve saldırılarını hayata geçirdi.
"Milli ve dini hassasiyetler" bahane edilerek öğrencilerin sergisine saldırdılar.
Rektörlük binası önündeki çadıra saldırdılar. Öğrencileri tekrar gözaltına aldılar. Yine düşmanlık kokan, nefret içeren söylemlerine bazı öğrencilerin kimlikleri üzerinden devam ettiler.
AKP- MHP iktidarının bakanlarının direktifleri sonucu 2 öğrenci tutuklandı. 2 öğrenci ev hapsiyle serbest bırakıldı.
Boğaziçi öğrencileri mücadeleyi bırakmadı. Kindar bir nesil yetiştirmeye çalışan iktidarın gerici söylemlerine karşı, taleplerinden vazgeçmediler.
Bugün arkadaşlarının serbest bırakılması için biraraya gelen öğrencilere polis saldırmış, 100' e yakın öğrencinin gözaltına alındığı açıklandı. Akademisyenlere saldırdılar.
Bilimin merkezi olması gereken üniversiteler polis işgali altında.
Katiller, tecavüzcüler, nefret suçu işleyenler serbest kalırken, hak arayan, ses çıkaran, muhalif olan toplumun tüm kesimlerine yönelik saldırıları korkularını gösteriyor. İktidarını baskıyla, zorbalıkla ayakta tutan bir iktidar, işçiden emekçiden, kadınlardan, gençlerden korkar.
Ezilen kesimlerin yan yana gelmesinden korkar. Toplumu kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı politikalar ile iktidarını ayakta tutmaya çalışır.
Bugün hakkını arayan işçiyi ücretsiz izne çıkaran, 25/2' den işten atan, kadın tacizcilerini, tecavüzcülerini serbest bırakan, gençleri işsizlik sopasıyla sınayan, demokratik -özerk bir üniversite isteyen öğrencileri tutuklayan aynı iktidar.
İzin vermeyelim!
Sendikalarda, ülke yönetiminde işçilerin söz -yetki -karar hakkı talebimiz gibi, öğrenciler de özerk -demokratik bir üniversite istiyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin mücadelesi haklıdır, meşrudur. Mücadeleleri, mücadelemizdir.
Gözaltına alınan, tutuklanan öğrenciler derhal serbest bırakılsın.”
Boğaziçi eylemlerine sanatçılardan destek
Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine dönük saldırganlığa tepki büyürken, birçok sanatçıdan da destek açıklama geldi.
Bülent Şimşek Parlak “Aşağıdan yukarıya, yolun sonu görünüyor-Musa Eroğlu.” paylaşımını yaparken, Hazal Kaya, Gökhan Özoğuz ve Mert Fırat, Ahmet Mümtaz Taylan, Can Bonomo, Füsun Demirel, Hasibe Eren, Hayko Cepkin, Mabel Matiz, Onur Saylak, Rıza Kocaoğlu, Sarp Akkaya, Sıla Gençoğlu, Şevket Çoruh, Tilbe Saran, Bartu Küçükçağlayan, Derya Kocaoğlu, Leman Sam, Gaye Su Akyol ve Gonca Vuslateri Tweet atarak eylemlere destek verdi.