Boğaziçi Üniversitesi’de dün yapılmak istenen eyleme katılmak isterken gözaltına alınan DGB ve DLB’liler yaşadıklarını gazetemize anlattı.
“Destek olmaya geldik dedik saldırıya ve dövmeye başladılar”
“Boğaziçi Dayanışmasının yaptığı çağrı üzerine dün eyleme gittik” diyen DGB’li “Metrodan çıktığımızda etrafımız çevik kuvvet tarafından sarıldı. Ve Boğaziçi öğrencisi olup olmadığımız soruldu. Bizde bu soruya “Demokratik eylem hakkımızı kullanmaya ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek olmaya geldik” diyerek yanıt verdik. Bunun üzerine bize saldırdılar ve dövmeye başladılar.” dedi.
Devamında gözaltında gördükleri işkenceden bahseden DGB’li, bu saldırı karşısında direndiklerini şöyle ifade etti:
“Ters kelepçe takılırken arkadaşlarımızla beraber ‘İşkenceci polis hesap verecek’ sloganı ile işkenceye karşı direniş sergiledik. Gözaltı aracına götürülürken yolda sürekli olarak polisin hakaretine ve dayağına maruz kaldık. Bu sırada ‘İşçi gençlik el ele mücadeleye’ sloganını attık. Boğaziçi öğrencileri bize ‘Yaşasın öğrenci dayanışması’ sloganı ve alkışlarla destek verdiler. Araca bindirilirken direndik. Yumruk, tekme ve hakaretlere maruz kaldık.”
“Psikolojik işkence sürdü”
Gözaltına alındıktan sonra da işkencenin devam ettiğini vurgulayan DLB’li, “10 saat boyunca psikolojik şiddet devam etti” dedi. DLB’linin “Gözaltı sırasında nasıl muamele gördünüz?” sorumuza yanıtı şöyle oldu:
“Aracın içinde hakaret ve işkence devam etti. Araç yola çıktığında ve basın kameralarından uzaklaşıldığında psikolojik işkenceye uğradık. Bize işkence yapanlar sürekli bizi ikna etmeye çalıştılar. Bu amaçlı yıldırma içerikli konuşmalar sürekli sürdü. Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde gözaltına alınan diğer arkadaşlarımızla karşılaştık. Onlara araçta işkence yapılıyordu. Bizler de destek amaçlı ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganı attık. Adli tıp kontrolünden sonra ters kelepçelerimizi ‘Daha da sıkın kangren olsunlar’ diyerek sıkılaştırdılar. Bu nedenle bileklerimize kan oturdu ve ellerimiz uyuştu. Bu tutuma karşı itiraz ettik ve izin vermedik. Vatan Emniyetine geldiğimizde bizleri bekleme alanına götürdüler ve avukatlar ziyaretimize geldi. Biz tüm bu tutumlara karşı açlık grevi yaptık. İfade vermeyi reddettik. Daha sonrasında tekrardan araçlara bindirdiler ve burada yaklaşık 10 saat boyunca psikolojik şiddet devam etti. Pandemiye rağmen saatlerce havasız ortamda bırakıldık. Bu sırada bizimle görüşmeye gelen avukat ve milletvekillerine izin vermediler. Sabaha karşı Eyüp Sultan Devlet Hastanesi’nden yapılan kontrol ardından bizleri serbest bıraktılar. Çanta vb eşyalarımızı ise geri vermeyerek gasp ettiler. Baş eğmeyeceğiz Aşağı bakmayacağız, direneceğiz.”
Kızıl Bayrak / İstanbul