Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne tepeden bir kararla atanmasına karşı 4 Ocak’ta başlayan Boğaziçi direnişi çeşitli biçimlerde devam ediyor. 4 Ocak’ta başlayan ve “özerk-demokratik üniversite” talebiyle devam eden direniş 52. gününde üniversite içerisinde yapılan eylemlerle sürüyor.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, sırtlarını rektörlük binasına dönerek alkışlarla kayyım rektörü protesto etti. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ise bugün için hazırladıkları eylem programları çerçevesinde saat 12.00’da kampüste nöbete başladı.
Saat 14.00’da Zoom programı üzerinden Şebnem Korur Fincancı ile Açık Ders: Türkiye'de Akademi ve İnsan Hakları yapıldı. Şebnem hoca öncelikle “Kelepçesiz akademi Girişimi’ni” selamlayarak söze başladı. Ardından özellikle geçmekte olduğumuz zor dönemde akademinin özgürleşmesi için gençliğin attığı adımların umut ışığı olduğunu ifade etti. Dünyanın her yerinde örgütlü mücadelenin yükselmesinin, başta akademiye olmak üzere vurulmuş tüm kelepçelerin sökülüp atılması vesile olacağını ifade etti. Verdiği derste üniversitelerin YÖK tarafından özerkliğinin yitirilmesi üzerine konuşma yaptı. Devamında rektör atamaları üzerinden, atamaların nasıl yapılması gerektiği üzerinde durdu. 2016 yılıyla birlikte 6 binin üzerinde akademisyenin KHK’lar ile akademiden ihraç edildiğini aktararak, bunun atanmış rektörler ile bağlantısının olduğunu vurguladı. Görseller eşliğinde verdiği derste üniversitelere vurulan kelepçeler ile anlatılmak istenen üzerine sunum gerçekleştirirken, dersin devamında ise şunları ifade etti:
“Ters kelepçenin uzun yıllardır işkence uygulaması olduğunu söylüyor insan hakları mücadelesini yürütenler. Özellikle THİV olarak bizim bu pozusyonel işkenceye ilgili çalışmalarımız var. İnsan bedeni üzerindeki etkilerini tartıştığımız araştırmalarımız var. (Üniversiteye vurulan kelepçe resmi) Burada ise tam da işkence uygulamasının görünür olma halini izliyoruz hep beraber.”
Ardından çıplak arama üzerine konuşma yaparken, bunun işkence yöntemi olduğunu, bu dönemde bu uygulamanın çok yaygın bir biçimde Türkiye’de uygulandığını vurguladı. Üniversitelere, akademiye yönelik devletin yaptığı saldırılar üzerinde durdu. Son olarak şunları ifade etti:
“Hak mücadelesi bitmeyecek ve haklarınızı elde edene kadar bağımsız bir bilim ortamında doğru temelde gelişim sağlanana kadar da hep birlikte mücadele edeceğiz.”