Irak topraklarında bulunan PKK gerillalarına karşı saldırı başlatan dinci-faşist AKP-MHP rejiminin, kimyasal silah kullandığının saptandığı belirtildi. Barzani liderliğindeki KDP’nin de Saray rejimiyle suç ortaklığı yaptığı ifade edildi.
ANF’nin yayınladığı Kürt hareketinin açıklamasında konuyla ilgili şu bilgiler de yer aldı:
“…Türk devleti NATO’nun kendisine sağladığı desteğe dayanarak her türlü insanlık dışı suçu işlemektedir. Uluslararası kuruluşların sessiz kalan veya destekleyen bu tutumundan cesaret alan AKP-MHP hükümeti, 2022 yılında Başûrê Kurdistan’ı işgal saldırısında tamamen bu yasaklanmış bomba ve kimyasal silah kullanmaya dayanan yeni bir konsept geliştirmiştir. Türk ordusu geçmişte yasaklı bomba ve kimyasal silahları farklı yer ve tarihlerde münferit olarak kullanmışsa da bu, 2021 ve özellikle 2022 yılında sistematik bir hal almıştır. 2022 yılının 14 Nisan–14 Ekim tarihleri arasındaki 6 aylık savaş sürecinde, 2467 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullandığı tarafımızdan tespit edilmiştir…”
Onlarca gerillanın bu silahlarla öldürüldüğü belirtilen açıklamanın yayınlandığı 18 Ekim’de Avrupa’nın birçok ülkesinde yapılan gösterilerle kimyasal saldırılar protesto edildi. Kürt örgüt ve kurumları tarafından gerçekleştirilen eylemlerde kimyasal silah kullanımının insanlık suçu olduğuna dikkat çekildi. Bazı eylemlere farklı kurumlar da katılarak destek verdi.
Paris, Londra, Viyana, Kopenhag, Bern gibi başkentlerin yanı sıra Basel, Cenevre, Zürih, Münih, Düsseldorf, Frankfurt, Hamburg ve başka birçok kentte gerçekleştirilen eylemlerde, “Katil TC!”, “Barbar TC, işbirlikçi Avrupa!”, “Katil Erdoğan!”, “Kahrolsun faşist sömürgeci Erdoğan!", "Yaşasın Werxelê ve Avaşîn'ın direnişi!”, “Kimyasal silah kullanmak suçtur!”, “Sessiz kalmak suçtur-ortak olma!”, “Kürdistan faşizme mezar olacak!" gibi sloganlar atıldı. Benzer sloganlar içeren pankart ve dövizler taşındı.
Yasaklanmış silah kullanan Türk sermaye ordusuna karşı harekete geçmeleri için uluslararası kurumlara çağrı yapan göstericiler, kimyasal saldırılara karşı “tüm Kürdistanlıları alanlara çıkmaya” çağırdı.
Aynı gün farklı ülkelerde ve birçok kentte yapılan eylemler, Kürt halkında kimyasal saldırılara karşı yaygın bir öfke olduğunu gösteriyor.