İngiltere Maliye Bakanı, bir süre ertelediği sonbahar bütçesini açıkladı. Ülkede uzun sürecek bir resesyon ve 1950’lerden bu yana yaşam standartlarında en büyük gerilemenin beklendiği koşullarda, reel ücretlerin 2008’deki seviyelerine dönmesinin de 2027’den önce mümkün olmayacağı belirtiliyor.
Katar’daki dünya kupası başlarken, bu uluslararası spor etkinliğine yönelik güvensizlik azalmıyor. Boykot çağrıları ve sahte taraftar şüpheleriyle bir dünya kupası hiç bu kadar tartışmalı olmamıştı. Emmanuel Macron tepkilere yanıt olarak sporun siyasallaştırılmaması gerektiğini söyledi. Kendisine göre spor politik değil. Tarihin yalanladığı bir tutum.
Polonya’ya roket düşmesi sonrası ilk tepkiler bu işi Rusya’nın yaptığı ve NATO’ya savaş açtığı şeklindeydi. Daha sonra Biden bile sağduyu çağrısı yaptı, Polonya “Rusya yapmadı” dedi, NATO Genel sekreteri Stoltenberg de yanlışlıkla atılan Ukrayna roketlerinden söz etti. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy Rusya’yı suçlamaya devam etti.
İngiltere’de işçiler “önümüzdeki beş yılda 15 bin Sterlin değerinde ücret artışından mahrum olacak”
Guardian
Başyazı
Maliye Bakanı Jeremy Hunt’ın sonbahar bütçe açıklaması, vergi ağırlıklı bütçenin “sıkışmış orta sınıf” üzerindeki baskısı nedeniyle, Britanyalı işçilerin önümüzdeki beş yıl içinde 15 bin sterlin değerinde ücret artışından mahrum olacakları anlamına geliyor.
Perşembe günü Jeremy Hunt’ın açıklaması sırasında Bütçe Sorumluluk Ofisi tarafından yayımlanan rakamlar, İngiltere’nin sekiz yıllık büyümeyi silip süpürecek bir durgunluğa girdiğini ve İngiliz hane halkının kayıtlarının tutulmaya başladığı 1956-57’den bu yana yaşam standartlarındaki en büyük düşüşle karşı karşıya kalacağını gösteriyor.
Resolution Foundation cuma günü yaptığı açıklamada, ekonomideki vahim görünümün reel ücretlerin 2027 yılına kadar 2008 seviyelerine dönmesinin beklenmediği anlamına geldiğini belirtti.
Eğer ücretler kriz öncesi zirvede artmaya devam etseydi, çalışanlar önümüzdeki beş yıl içinde haftada 292 sterlin ya da yılda 15 bin sterlin daha iyi durumda olacaklardı.
Düşünce kuruluşu, Hunt’ın “sıkışmış orta kesim” üzerinde daha fazla baskı yarattığını ve sonbahar bütçesinin tipik hanelere yüzde 3.7’lik kalıcı bir gelir darbesi getireceğini belirtiyor.
Resolution Foundation, gelecek yıl enflasyona paralel olarak sosyal yardımların artırılması hamlesinin 1991’den bu yana en büyük artışı temsil ettiğini ve düşük-orta gelirliler için büyük bir fark yaratacağını söyledi. Sosyal yardım alan haneler önümüzdeki yıl ortalama 244 sterlinlik bir artış görecek.
Bununla birlikte, önümüzdeki nisan ayında artan enerji faturaları için verilen desteğin azaltılması, hükümetin hane halklarına önümüzdeki iki yıl içinde beklenen artışların yalnızca yüzde 30’unu dengelemelerine yardımcı olacağı anlamına gelecek.
Yaklaşık her sekiz aileden biri -toplamda 3.3 milyon hane- enerji için geçen yıla göre 2 bin sterlinden daha fazla ödeme yapacak.
Bununla birlikte, Britanya’daki hanelerin en yoksul beşte birinde, hükümetin hedeflenen toplu ödeme planı nedeniyle beklenen artışların yüzde 48’i karşılanmış olacak.
Resolution Foundation Araştırma Direktörü James Smith şunları söyledi: “Bir enerji fiyat şoku sırasında enerji ithalatçısı olan İngiltere daha da yoksullaşıyor. Ne yapılacağı konusunda bakan bir tercihle karşı karşıyaydı. Hane halkları için daha yüksek enerji faturaları, daha yüksek vergiler ve beklenenden daha kötü kamu hizmetleri yönünde seçim yaptı. Bu seçimleri yapmada ne kadar zorlandı bilinmez ama önümüzdeki birkaç yıl boyunca yaşanacak gerçeklerin zor olacağı kesin.”
Çeviri: Dış Haberler Servisi
Macron’a göre spor politik değildir
Emilio MESLET
L’Humanité
Katar Dünya Kupası şantiyelerinde 6 bin 500’den fazla insan öldü, kadınların, yabancıların ve LGBT bireylerin hakları çiğnendi, çölün ortasında onca klimalı stadyumlar inşa edildi... ama bunların hiçbiri siyasi olmayacaktı. Fransa milli takımının yarı finale çıkması halinde Katar’a gitmeyi planlayan Emmanuel Macron, konuyu sadece sahada 4-4-2’mi 4-3-3 taktikleri mi kullanılacak tartışmalarının dışına çeken polemikçilere “Sporu siyasallaştırmamalıyız” yanıtını verdi.
Mesele popüler bir sporcunun yanında görünmek olduğunda pek de çekingen davranmayan Cumhurbaşkanı, herhangi bir soru varsa, “Etkinliği bir ülkeye atfettiğinizde bunları sormanız gerekirdi” diye ekledi. Yani “Artık çok geç, bunu daha önce düşünmeliydiniz” demenin bir yolu. Çünkü Macroncular dünyasında alınan bir karar üzerine geri dönülmez. Yani kupaya ev sahipliği yapacak olan ülkenin seçildiği 10 Aralık 2010 tarihinden sonra siyaset kapıda kalmalıydı. Tıpkı FIFA Başkanı Gianni Infantino’nun şimdi söylediği gibi: “Lütfen futbolun var olan tüm ideolojik ya da siyasi tartışmaların içine çekilmesine izin vermeyin.”
Elbette, herkesin bildiği gibi, siyasetin toplumdan soyutlanmış tarafsız bir alan olarak kalması gereken sporla hiçbir ilgisi yoktur. Mesela dört kez Amerikan Olimpiyat Şampiyonu olan Jesse Owens, 1936’da Nazi Berlin’indeki ırkçılığa sadece kazanarak bir tokat atmadı. Tommie Smith ve John Carlos atletleri 1968’de Mexico City’de yumruklarını kaldırarak ayrımcılığa karşı olimpiyat tarihindeki en etkili protestoya imza atmışlardı. Brezilyalı Siyahi Futbolcu Carlos Alberto, Seleçao’da oynamak için daha beyaz görünmek amacıyla yüzüne asla pirinç tozu sürmedi. Amerikan Futbolcu Colin Kaepernick, polis şiddetini protesto etmek için asla diz çökmedi. Ve tam tersine, PSG’nin sahibi olarak Katar, Fransız siyasetçilerin desteğiyle futbolu hiçbir zaman uluslararası sahnede bir etki aracı olarak kullanmadı. Daha doğrusu, sporun siyasetle hiçbir ilgisi olmadığı kanıtı sadece Emmanuel Macron’un alternatif gerçekliğinde var. Çünkü sporun siyasetle herhangi bir bağlantısı yok.
Çeviren: Diyar Çomak
NATO temkinli davranıyor
Reinhard LAUTERBACH
Junge Welt
Bir füzenin Polonya topraklarını vurmasının ardından, NATO liderleri çarşamba günü ortamı en azından sözlü olarak yumuşatmaya çalıştı. ABD Başkanı Joe Biden, füzenin büyük olasılıkla Rusya’dan fırlatılmadığını söyledi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, askeri ittifakın Moskova’nın ittifaka saldırma niyeti görmediğini bildirdi.
Salı günü öğleden sonra Ukrayna sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki doğu Polonya kasabası Przewodow’a bir roket isabet ettiğinde iki kişi öldü. NATO liderliğinin açıklamaları aynı zamanda, bazı Doğu Avrupa üyesi ülkeler ve Kiev’in daha geniş kapsamlı taleplerinin, örneğin savaş ittifakının en azından batı Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge ilan etmesi gibi, zımnen reddedildiğini gösteriyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy salı akşamı yayımladığı videoda NATO’yu Rusya’ya karşı daha doğrudan eylemde bulunmaya çağırdı. Polonya, çarşamba sabahı katılım anlaşmasının 4. maddesi kapsamında NATO istişarelerine başvurmasına rağmen, öğle saatlerinde bunu kısmen geri çekti ve ayrıca kamuya açık siyasi açıklamalarda daha temkinli hale geldi. Başbakan Mateusz Morawiecki başlangıçta Rusya’yı suçlarken (“Rus yapımı roket”), Cumhurbaşkanı Andrzej Duda çarşamba günü roketi kimin ateşlediğinin bilinmediğini ve bunun muhtemelen “talihsiz bir kaza” olduğunu açıkladı.
Şimdi derinlemesine bir soruşturma yapılmalı. Federal hükümet, örneğin “Eurofighter” jetleri ile, doğu sınırı boyunca hava sahası gözetimi için Polonya’ya Alman desteği teklif etti. Savunma Bakanı Christine Lambrecht’e göre bu “kanıtlanmış bir model”. Ancak Varşova, Alman birliklerinin Polonya’da veya Polonya üzerinden NATO görevlerinde konuşlandırılması konusunda temelde şüpheci.
Ne olursa olsun, genel olarak NATO siyasetçileri bu etkiden siyasi olarak Rusya’yı sorumlu tuttu. Şansölye Olaf Scholz, savaşı başlatanın Moskova olduğunu ve bu nedenle savaş sırasında meydana gelen tüm kazaların sorumluluğunu nihai olarak üstlendiğini söyledi. Hâlâ nüanslar vardı: Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron sağduyu çağrısında bulundu ve Çin’in tepkisinden pek farklı tepki vermedi.
Füze olayı, Rusya’nın Ukrayna’nın enerji arzına yönelik şimdiye kadarki en büyük füze saldırısıyla aynı zamana denk geldi. Ukraynalı kaynaklara göre 90 ile 100 arasında roket atıldı. Ancak Kiev, isabet oranı ve dolayısıyla dolaylı olarak kendi savunmasının performansı hakkında çelişkili açıklamalar yaptı: Genelkurmay, 90 füzeden 77’sinin zararsız hale getirilebileceğini, bu nedenle en fazla 13 isabetin mümkün olacağını söyledi. İçişleri Bakanı Denis Monastirsky ise çarşamba günü 30 enerji altyapı tesisinin hasar gördüğünü söyledi.
Her halükarda, ülke genelinde ve giderek artan bir şekilde batı Ukrayna’da saatlerce süren elektrik kesintileri yaşandı ve bunlar ancak çarşamba sabahı kademeli olarak giderildi.
Çeviren: Semra Çelik
Evrensel / 20.11.22