Toplam kapasitesi 100 binin üzerinde olan 355 hapishanede, Adalet Bakanlığı’nın son verilerine göre 294 bin kişi kalıyor. Bunların 3 bin 100’ünü çocuklar, 11 binini de tutuklu ve hükümlü kadınlar oluşturuyor. 780 çocuk ise anneleri ile birlikte hapishanelerde tutuluyor. Hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere 1.333 hasta var. Özelikle politik tutsaklara hasta raporunun verilmesinde çıkarılan zorluk ve engeller dikkate alınırsa, hasta tutsak sayısının resmi rakamların çok daha üzerinde olduğunu tahmin etmek zor değildir.
AKP-MHP koalisyonu uzunca bir zamandır amaçladığı, MHP-Ülkü Ocakları bağlantılı uyuşturucu, fuhuş ve çek-senet suçlarından tutuklu bulunan katileri serbest bırakmak için kolladığı uygun zemini nihayetinde buldu. Koronavirüs salgınının yarattığı puslu ortamı kirli amaçlarına ulaşmanın aracı yaptılar.
Gazeteci M. Sarıkaya’nın haberine göre cezalarda indirim yapan “3. Yargı Paketi”ni, AKP ve suç ortağı MHP, burjuva muhalefet partileriyle yaptıkları görüşmeler sonrasında kesinleştirdiler.
Düzenlemeye göre, 1 Mart 2020’den önceki suçlarda infaz kurumunda geçirilmesi gereken süreden 1/2 oranında indirim yapılacak ve denetimli serbestlik de bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıl olarak uygulanacak. Böylece, Cumhur İttifakı arasında yapılan uzlaşı sonucu denetimli serbestlik, MHP’nin 5 yıl önerisi yerine 3 yıla bağlanmış oldu.
Öte yandan daha önce istisna suçlar arasında yer bulan “uyuşturucu kullanma ve bulundurma ile uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” suçu da MHP’nin önerisi ile kapsam içine alındı. Bu suçu işleyenler de indirimden yararlanacak.
Yapılan bir diğer düzenleme ile örgüt lideri olmamak kaydıyla 60 yaşından büyük hasta her mahkum denetimli serbestlikten yararlanacak ve denetimli serbestlik bu kişilere 4 yıl olarak uygulanacak.
Ayrıca yargılamada reform yapılarak evde infaz uygulamasına geçilecek ve yaşlılar ile hamileler cezalarını evlerinde çekebilecekler.
Pakette daha önce yer alması beklenen bazı maddeler de ayıklandı. Terörle Mücadele Yasası’nın 7. maddesinin 2. fıkrasında yer bulan “terör örgütlerini övme” suçuna ilişkin cezaların da temyize götürülmesine olanak sağlayan düzenleme paketten çıkarıldı.
Kapsam içine alınmayan mükerrer suçlara ilişkin indirim oranı da tüm eleştirilere karşın düzenlemede aynı kaldı.
İyi hal uygulaması baştan uygulamak yerine, 6 aylık denetimler sonucu yerine getirilecek. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun “dışarıda yeniden suç işleme yatkınlığı”na dair raporları iyi hal konusunda belirleyici olacak. Devrimcilerin ve Kürt özgürlük hareketi taraftarlarının “iyi hal” kağıdı almalarını imkansız kılan düzenleme, genelde devrimci ve Kürt özgürlük hareketi taraftarlarının yargılandıkları, “Terör suçları, örgütlü terör suçları, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik fiiller, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs” maddesine göre cezalandırmaya konu edilen fiilleri ise kapsam dışında bırakıyor.
Avukat Çiğdem Koç, söz konusu düzenlemeyi, “Meclis gündemindeki yargı paketinde terör suçları kapsam dışı tutulmuş. Bizim ülkemizde terör suçu dediğiniz şeyin içine her şey girer. Bir tweet atarsın, yazı yazarsın, gazetecilik yaparsın terör suçu olur” sözleriyle eleştirdi.
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Anayasa’da yer alan “Herkes kanun önünde eşittir” ilkesini hatırlatarak, ayrım yapmaksızın cezaevlerinin boşaltılması gerektiğinin altını çizdi:
“Bugüne kadar infaz uygulamaları hep eşitsiz oldu. Her zaman ayrımcılık uygulandı. Siyasi mahpuslar her zaman, her türlü iyileştirmeden yoksun bırakıldılar. Şu an bir kez daha aynı şey uygulanıyor. Burada ucunda ölüm olan bir şeyden bahsediyoruz. Eğer ucunda ölüm varsa şu kalsın bu çıksın demek idam cezasından farklı bir şey değil. Bu nedenle biz insan hakları savunucuları olarak cezaevlerinin boşaltılmasını talep ediyoruz. Gereken önlem neyse bunları devlet almak zorunda. Yeni yöntemler bulunabilir. Bazı suçlar için evde hapis uygulanabilir, şehir dışına, yurtdışına çıkış yasağı uygulanabilir. Ama çok acil bir şekilde cezaevlerinin boşaltılması gerekiyor.”