Gençlik Örgütleri, tarikat yurdunda bir gencin katledilmesine karşı Beyazıt’ta eylem gerçekleştirdi ve “Parasız, nitelikli, ulaşılabilir barınma haktır!” dedi. Antalya’da Mehmet Sami Tuğrul’un Alim Derneği’nde vahşice öldürülmesinin “münferit bir olay” olmadığına dikkat çekilen açıklamada “Dinci-gerici tarikat, cemaat ve vakıf yurtları kapatılsın!” talebi yükseltildi.
Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Bizler bu katliamın münferit olmadığını, sorumlunun yalnızca eli satırlı o katil olmadığını biliyoruz! Mehmet Sami’nin katledilmesindeki sorumluları tanıyoruz! Bugün Mehmet Sami’yi katledenler, aynı zamanda 2016 yılında Aladağ’da bir tarikat yurduna mahkûm edilen 12 yoksul çocuğun yanarak öldürülmesinden, Ensar Vakfı’nda 40 küçük çocuğun istismar edilmesinden, daha geçtiğimiz Ekim ayında Muş’ta yatılı bir Kur’an kursunda 12 yaşındaki Mehmet Halit Yavuz’un katledilmesinden sorumludur. Mehmet Sami Tuğrul’un katilleri, eğitim başta olmak üzere toplumsal yaşamın tamamına dönük dinci-gerici uygulamaları hayata geçiren, yoksul işçi ve emekçi çocuklarını, sıra arkadaşlarımızı tarikat, cemaat ve vakıf yurtlarına mahkûm eden gerici-faşist Saray rejimi ve kapitalist sömürü düzenidir!”
Eğitimin, tek adam rejiminin inşası kapsamında gerici-piyasacı temellere dönüştürülme çabasının 20 yıldır sürdüğü belirtilen açıklamada şunlar vurgulandı:
“İşçi ve emekçi çocuklarının parasız, nitelikli, ulaşılabilir eğitim hakkını çeşitli yol ve yöntemlerle gasp etmeye devam ediyor. Yoksul işçi ve emekçi çocuklarını eğitim alanında ilkokuldan üniversite sıralarına kadar dinci-gerici tarikat, vakıf ve cemaatlerin eline teslim etmek istiyor. İlkokulları, liseleri, üniversiteleri ve öğrenci yurtlarını dönüştürerek, çeşitli protokoller ve anlaşmalar imzalayarak gerici vakıf, cemaat ve tarikatların arka bahçesi haline getiriyor”
Sorumlusu kapitalistler ve dinci-gerici rejimdir
Açıklamanın devamında Van’dan İstanbul’a kadar öğrencilerin barınma sorununa ilişkin eylemler gerçekleştirdiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
“Kapitalistler ve dinci-gerici rejim bizzat sorumluluğunu taşıdığı ekonomik, toplumsal ve siyasal krizin faturasını toplumun ve dolayısıyla gençlerin omuzlarına yıkmaya çalışıyor! Eğitim alanında yaşanan piyasacı-gerici dönüşüm ile eğitim hakkımızı, sağlık hakkımızı ve tıpkı Mehmet Sami’nin katledilişinde olduğu gibi yaşam hakkımızı pervasızca hiçe sayılıyor!
Mehmet Sami’nin katledilmesinden sorumlu olanlar bu katliamı münferit gibi gösterip yayın yasağı getiriyorlar. Tıpkı Ensar Vakfı’nda 40 çocuğun istismara uğramasını “bir defadan bir şey olmaz” diyerek savundukları ve yayın yasağı getirdikleri gibi! Ancak bu çabaları boşuna! Bizler birliğimizle, örgütlü gücümüzle baskıya, gerici-faşist saldırılara ve sömürü düzenine karşı sokakta, kampüste, yurtlarda, her yerde mücadeleyi yükselteceğiz! Parasız, nitelikli, ulaşılabilir eğitim hakkımıza, barınma hakkımıza sahip çıkacağız!”
Dinci-gerici tarikat, cemaat ve vakıf yurtları kapatılsın!
Açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:
“Parasız, nitelikli, ulaşılabilir barınma hakkımızdır!
Parasız, bilimsel, nitelikli, ulaşılabilir, anadilde eğitim hakkımızdır!
Dinci-gerici tarikat, cemaat ve vakıf yurtları kapatılsın!
Eğitimde ve toplumsal yaşamın her alanında dinci-gerici kurumlar lağvedilsin!”
İmzacı kurumlar şu şekilde:
“Devrimci Gençlik Birliği, Devrimci Gençlik Dernekleri, DEV-GÜÇ, Kaldıraç Üniversite, Özgürlükçü Gençlik, Öğrenci İnisiyatifi, Öğrenci Kolektifleri, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu.”
Kızıl Bayrak / İstanbul