Saraylılardan "yurtlara yerleştirme" yalanı

Tablo bu kadar karanlıkken, utanıp sıkılmadan ne kadar çok yurt yaptıklarını anlatan, yurt kapasitelerindeki ‘artışla’ övünen Saraylılar, eğitim alanını tarikatlar için adam devşirme, sermayedarlar için kârlı bir pazar olarak görüyorlar.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 17 Eylül 2022
  • 08:00

Üniversiteler eğitimde yaşanan bir yığın sorunun koyu gölgesinde açılacak. Milyonlarca üniversiteli için “barınma” sorunu temel bir gündem olarak karşımıza çıkıyor. Kalacak yer bulamadığı için eğitim hakkı gasp edilen öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor. Bu sene YKS'de 86 bin 975'i devlet ve 18 bin 977'si vakıf üniversitesi kazanan, toplam 105 bin 772 öğrenci kayıt yaptıramadı. Hiç kayıt yaptıramayanlara eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan binlercesi eklendiğinde sayının çok daha fazla olduğu ve sürekli arttığı görülüyor.

Saray rejimi ise uydurduğu yalanlarla bu temel sorunun üzerini örtme telaşına düştü. AKP şefi Tayyip Erdoğan geçtiğimiz yıl barınma hakkı için eylem gerçekleştiren öğrencileri “sözde öğrenci” ilan etmiş, “Yurt sorunu diye bir şey söz konusu değil” zırvasını ortaya atarak milyonlarca öğrencinin barınma sorununu pervasızca inkar etmişti. Bununla da yetinmemiş, barınma hakkı gibi en insani talepleri bile histerik bir üslupla karalamaya çalışmış, kolluk kuvvetlerine talimat vererek öğrencileri gözaltına aldırmıştı. 1100 odalı sarayında sefahat süren AKP şefi ve onun rejimi sorunun çözümü için kılını kıpırdatmadığı gibi ev kiraları ve yurt fiyatlarındaki fahiş artışlar durumu daha da vahim hale getirdi.

Tarihin en büyük yalanı

Sarayın Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, yurtlara yapılan başvuru sonuçlarına dair, “Yerleştirmede tarihimizin en yüksek yerleştirme oranını yüzde 80 ile gerçekleştirdik” palavrasını ortaya attı. Türkiye’de sağlanan yurt hizmetlerinin eşi benzeri olmadığını öne süren Kasapoğlu, 36 ülkenin nüfusundan daha fazla kapasiteye sahip yurt altyapısı olduğu safsatasını ortaya atıp bununla gurur duyduğunu söyledi.

2021 verilerine göre ise devlet yurtlarının kapasitesi yalnızca 695 bin 834. Bakan Kasapoğlu’nun iddiasına göre bu sayı bu yıl 800 bine çıkmış. Ancak yeni kayıtlarla birlikte üniversiteli öğrenci sayısı 9 milyonu aşmış bulunuyor. Bu durumda Bakan Kasapoğlu’nun iddiasına göre bile 9 milyon üniversiteli öğrencinin yalnızca yüzde 8’i yurtta kalabiliyor. Başka bir ifadeyle yeni eğitim-öğretim döneminde en az 8 milyon 200 bin öğrenci kalacak yer sorunu ile karşı karşıya bulunuyor. Adam sarayın bakanı olunca bu rezalet tablosuyla övünmekte sakınca görmüyor.

KYK yurtları

Temizlik, güvenlik, sosyal aktivite, yemek, sürekli zamlanan ücretler gibi pek çok alanda başka sorunların olmasına rağmen, KYK yurtları halen öğrencilerin kalabileceği en ucuz yerlerden biri. Ancak KYK yurtlarında kalabilmek şarta bağlanmıştır. Kaldı ki, yurtların kapasitesi ile öğrenci sayısı arasındaki uçurum, zaten ezici çoğunluk için yurtta kalma şansını ortadan kaldırıyor.

Bu arada MEB’in Örgün Eğitim İstatistikleri raporlarına göre, 2019-2020 eğitim ve öğretim döneminde Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı 793 yurt bulunurken, 2020-2021 döneminde ise bu sayı 773’e düşmüştür. Yani MEB’e göre KYK yurtlarının sayısı azalmıştır. MEB verilerine göre 2016’dan bu yana yurt sayısında kayda değer bir artış olmamış. Devlet yurtlarının sayısı özel yurtlara göre yıllar içinde daha düşük oranda arttı.

Nitekim ülke genelinde KYK yurtlarının sayısı 793 iken vakıf, dernek, şahıs, ticari, kamu üniversitesi yurtları ve özel işletmelere ait olduğu belirtilen yurtların sayısı 4 bin 406’dır. Yani öğrenciler cemaat, tarikat, vakıf yurtları ile özel yurtlara mecbur bırakılıyor. Özel yurtlara mahkûm bırakılan öğrencilerden ise yılda yaklaşık 100 bin TL isteniyor.

Yurt kapasitelerini odalara yeni yataklar ekleyerek ‘arttıran’ Saraylılar, barınma krizi derinleşirken öğrencilerin “nitelikli” barınma hakkını da gasp ediyorlar. Kendileri 1100 odalı sarayda şatafat içinde yaşarken öğrencileri 8 kişilik koğuşlara mahkûm ediyorlar. Üstelik son dönemde KYK yurtlarındaki fiyat kategorizasyonu da dikkat çekiyor. Son zamlarla birlikte 3. tip yurt fiyatı aylık 290 TL'den 522 TL'ye, 6. tip yurt fiyatı ise aylık 390 TL'den 702 TL'ye çıkarıldı. Ayrıca yeni kayıt döneminde öğrencilerden depozito ücreti alındığı da ifade ediliyor.

Tablo bu kadar karanlıkken, utanıp sıkılmadan ne kadar çok yurt yaptıklarını anlatan, yurt kapasitelerindeki ‘artışla’ övünen Saraylılar, eğitim alanını tarikatlar için adam devşirme, sermayedarlar için kârlı bir pazar olarak görüyorlar. Eğitim döneminin her aşamasında öğrencileri “müşteri” olarak görüyor, en temel insani ihtiyaçlar bile kârlı şekilde öğrencilere satılıyor. “Paran kadar eğitim” anlayışı ile milyonların eğitim hakkı pervasızca gasp ediliyor. Rejimin ördüğü bu karanlık ablukayı ise, ancak öğrenci gençliğin örgütlü mücadelesi parçalayabilir.