Koronavirüs salgını nedeniyle uzaktan eğitime geçildi fakat birçok üniversite öğrencisi altyapı eksikliğinden kaynaklı eğitime erişemiyor. Bununla birlikte üniversitelerin kendi uygulamalarında da sorunlar bitmiyor. Örneğin Dokuz Eylül Üniversitesi uzaktan eğitimi yapboz tahtasına dönüştürerek öğrencilerin eğitim hakkını gasp ediyor.
Üniversite, 23 Mart’ta “Microsoft Teams” uygulaması kullanılarak uzaktan eğitim yapılacağını açıklamıştı. Üç haftanın ardından altyapı ve donanım eksikliği nedeniyle uzaktan eğitimin “Sakai” sistemi ile devam edileceği duyuruldu. Üniversite, yaptığı yazılı açıklama ile “Her türlü verinin üniversitemiz kontrolünde/bünyesinde tutulması gerekliliği ve özellikle öğrencilerin internet kota kısıtlamaları nedeniyle” yeni bir öğretim portalına geçişin zorunlu hale geldiğini belirtti. Bu süreçte yaşanan sıkıntılar nedeniyle Uzaktan Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Çavaş da görevinden alındı. Ancak yeni sisteme geçilmesiyle sorunlar bitmedi.
Gazete Duvar’dan Nuray Pehlivan’ın haberine göre, öğrenciler ve akademisyenler sisteme erişemediği için derslerin canlı yürütülmesi imkânsız hale geldi. Öğrenciler yaşadıkları sıkıntıları duyurmak için 17 Nisan’da #DeuSiniftaKaldi etiketiyle kampanya başlattı. Bu etiketle binlerce gönderi paylaşılarak sosyal medyada ülke gündemine yerleşti. Öğrencilerin seslerini kamuoyuna duyurmalarının ardından 18 Nisan’da üniversite yönetimi tüm dekan ve müdürlere konuyla ilgili görüntülü mesaj yayımlattı. Rektörlüğün hazırladığı matbu metin üniversitenin kurumsal hesaplarından yayınlandı:
“Değerli Öğrencilerimiz, sağlığımızı öncelediğimiz bu Covid-19 pandemi sürecinde YÖK’ün zorunlu olarak almış olduğu uzaktan eğitim kararı doğrultusunda Dekanı/Müdürü olduğum …..Fakültesinde/Enstitüsünde/yüksek okulunda uzaktan eğitime ilişkin sorunları en kısa sürede çözmek için tüm çabayı sarf etmekteyiz.”
Yayımlanan görüntülü mesajların ardından öğrencilerin tepkisi devam etti. Üniversite yönetiminin sorunları çözmek yerine sorumluluğu YÖK’e yüklemeye çalıştığı belirtildi. Ayrıca, aynı metnin birer “bilim insanı” olan tüm yöneticilere ezberletilerek okutulması eleştiri konusu haline geldi.