“Eğitim alma hakkımız engellenmiş durumda!”

Uludağ Üniversitesi öğrencileri ile salgın süreci ve eğitim alanına yansımaları üzerine konuştuk.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 19 Nisan 2020
  • 09:02

-Koronavirüs salgını sonucunda üniversiteler dönem sonuna kadar kapatıldı. Öğrenci olarak üniversitelerin kapatılması sonucunda yaşadığınız sorunlardan bahsedebilir misiniz?

UÜ öğrencisi: Bir üniversite öğrencisi olarak okulların dönem sonuna kadar kapatılması özellikle maddi olarak beni zorluyor. Ailemin yanına dönmediğim için kendi evimde kalıyorum ve gıdanın pahalı olması fazlasıyla bütçemi zorluyor. Çünkü ne kadar evde zaman geçirirsem o kadar yiyecek tüketmek durumunda kalıyorum. Koronavirüs, söylendiği üzere bağışıklık sistemi düşük olan bireyler için büyük tehlike oluşturuyor.

Bağışıklık sisteminin kuvvetli olabilmesi için ise düzenli uyku ve sağlıklı beslenme gerekiyor. O halde sizlere şu soruyu sormak istiyorum: Türkiye’de kaç öğrenci yarışa sokulduğu eğitim sistemi içerisinde düzenli uyku uyuyabiliyor ve onca zehirlenmelerin yaşandığı yurtlarda ya da hangi koşullarda üretildiği belli olmayan market yiyeceklerinden aldığı besinlerle sağlıklı beslenebiliyor? Şu anın koşullarında ‘’karnım doysun yeter’’ diyen öğrenciler için en son düşünülecek şey sanırım sağlıklı yiyecektir. Tabi burada bahsettiğim problemler sadece öğrencilerin yaşadığı problemler değil. Türkiye nüfusunun büyük bir bölümünün yaşadığı, özellikle de fabrikalarda kölece çalıştırılan işçilerin, emekçilerin ve ailelerinin yaşadığı problemler bunlar.

Diğer UÜ öğrencisi: Üniversitelerin kapatılması sonucu, zaten hali hazırda yarım yamalak aldığımız eğitim de neredeyse tümüyle kesintiye uğradı. Örgün olarak eğitim görürken bile nitelikli bir eğitimden söz edemezken, şimdi öğrenciler tümüyle kendi hallerine bırakıldı. Bu süreçte birçok öğrenci (mezun konumundaki ve okulu uzayan öğrenciler) her anlamda mağduriyet yaşıyor.

-Birçok üniversite online eğitim vereceğini açıkladı. Sizin üniversitenizin açıkladığı eğitim programını değerlendirir misiniz?

UÜ öğrencisi: Pandemi haline gelen koronavirüs sebebiyle neredeyse tüm dünyada ilköğrenimden yükseköğrenime kadar tüm eğitim-öğretime ara verildi. Bir üniversite öğrencisi olarak eğitim-öğretime verilen aranın sonucunda akademik olarak yaşadığım sorunlardan kısaca bahsetmek istiyorum. Verilen aranın ardından Türkiye’deki çoğu üniversite internet ağı aracılığıyla uzaktan eğitim uygulamasına geçti. Bu üniversitelerden birisi de benim öğrenim gördüğüm üniversite oldu. Fakat uzaktan eğitim sadece akademisyenlerin not atmasıyla sınırlı kaldı. Çoğu üniversite internet ağı üzerinden yüzyüze eğitim sunarak öğrencilerin bir nebze de olsa açıklarını kapatma fırsatı verdi. Fakat öğrenim gördüğüm üniversitenin otomasyon sistemi, ders seçimi yaparken bile yoğunluktan dolayı anında çökme noktasına geliyor. Bu rahatsızlığımı attığım maillerle gerekli yerlere bildirdim. Fakat maalesef otomasyon sisteminin yetersizliğinden dolayı videolu eğitim uygulamasının yapılamayacağını söyleyerek başlarından savdılar.

Diğer UÜ öğrencisi: İmkânı olan üniversiteler online eğitim veriyor ama üniversitemizde birkaç seçmeli ders dışında hiçbir ders online olarak verilmiyor. Bunun nedeni üniversitenin alt yapısının yani otomasyonunun buna uygun olmaması, yetersiz kalması. Bu nedenle UKEY denilen tabanda sadece ders notları yayınlanıyor. Kaldı ki online eğitim denilen şey de her öğrencinin alabileceği bir şey değil. Kimi öğrenci gerekli materyali ve bilgisayar, internet gibi imkanları sağlayacak güçte değil. Yani fırsat eşitliği olmayan bir eğitim sistemi, salgın nedeniyle daha eşitsiz, adaletsiz bir hal aldı.

-Sınavlarınıza dair bir açıklama yapıldı mı? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

UÜ öğrencisi: Yukarıda bahsetmiş olduğum rahatsızlıklarımdan ve sistem eksikliklerinden dolayı aklıma takılan diğer bir problem ise sınavlara dair neler olacağı ya da neler düşünüldüğü idi. Akademisyenlere attığım mailler sonucunda bana verilen cevaplar aynıydı: “Vizeler ve finaller hakkında ne olacağına dair herhangi bir programlama ve bilgi yok.” Bu belirsizlik ben dahil çoğu öğrenciyi tedirgin bir duruma soktu. Olağanüstü bir durumda sistemin sınıfta kaldığını tekrar ve tekrar görüyoruz. En temel hakkımız olan eğitim alma hakkı bir zümre tarafından engellenmiş durumda.

Diğer UÜ öğrencisi: Sınavlar belirsiz durumda, sadece biz değil hocalarımız da ne olacağı, nasıl yapılacağı konusunda bir belirsizlik içerisinde.

-Birçok arkadaşınız evlerine geri döndü. Bir kısmı yerleşkede kaldı. Barınma konusunda mağduriyet yaşıyor musunuz?

UÜ öğrencisi: Benim gibi birçok arkadaşım ailelerinin yanına dönemedi. Sözde alınan önlemler kapsamında çoğu öğrenci öğrenim gördüğü üniversitenin yerleşkesinde kalmak durumunda kaldılar. Yurtlarda kalan öğrenciler ise zorunlu olarak ailelerinin evinin yolunu tuttu. Birçok öğrenci mağduriyet yaşadı. Ben dahil evde kalan birçok öğrenci ailesinin yanına dönememesinin sonucunda zorluklarla karşı karşıya kaldı ve kalmaya devam ediyor.

Başlıca problem gelir gider dengesinin bulunmaması. Devletten alınan 550 TL’lik öğrenim kredisi kirayı bile karşılamamakta. Bunun için virüs öncesinde gidilen günlük işlerde bile gelir gider dengesi sağlanamıyorken pandemik bir hal alan koronavirüs durumunda, evlere tıkılı kaldığımız bu günlerde bunu sağlamak hiç de mümkün görünmüyor. Bunun üzerine ev sahiplerinin de kira için ekstra baskı yaptığı bu zamanlarda bir öğrenci için en zor durumla karşı karşıya kalınıldığını söylemek yanlış olmaz. Bunun yanında artan gıda fiyatları da ben dahil çoğu öğrencinin canını sıkan diğer bir problem. Bu problemlerden öğrenciler olarak birçok sonuç çıkarmak mümkündür.

Yaratılan her zorlukta, yürütülecek mücadelenin sınıfsal olması gerektiğinin bilincinde olmak ve bu bilincin ışığında diğer insanları bilinçlendirmek hem bir görev hem de bir zorunluluktur.

Diğer UÜ öğrencisi: Birçok öğrenci ilk günden ailesinin yanına döndü. Fakat kalıp çalışmak zorunda olan öğrenciler ise gidemedi. Genel olarak işyerlerinin kapanışı da seyahat yasağıyla hemen hemen aynı zamana denk geldiği için, ailesinin yanına dönme imkânı tamamen ortadan kalktı. Ve ne işçilere ne de öğrencilere bir sosyal yardım yapılmadığı için, varolan mağduriyet daha da arttı. İnsanlar ödenmeyi bekleyen faturalar ve kiralarla, hayatlarını idame ettirme mücadelesinde yalnız bırakıldı.

-Önümüzdeki sürecin belirsizliği ve eğitiminiz hakkında ne söylemek istersiniz?

UÜ öğrencisi: Yapılan açıklamalara göre bahar dönemi eğitim ve öğretim yarı yılı tamamiyle son buldu. Yukarıda da bahsettiğim gibi gerek uzaktan eğitim sisteminin yetersizliği gerekse sınavlara dair belirsizliğin devam etmesi, öğrencilerin kafasındaki soru işaretlerinin artmasına sebep oldu. Örgün öğretim sürecinde sürekli eleştirdiğimiz eğitim sistemi (niteliksiz akademisyen kadrosu, yetersiz ders materyalleri, derslik yetersizliği, kantin fiyatlarındaki pahalılıklar vb.) biz öğrencilere bir gelecek vadetmezken, pandemi sürecinde sistem daha da dibe batmış durumda. Eğitim sisteminin bir hayli dibe vurduğu bu günlerde çözüm üretemeyen “eğitimciler”den medet ummayı bırakıp, evde kaldığımız bu süreci kendimizi geliştirmek için değerlendirmeliyiz.

Ailemizin yanına dönememeyi kendi tercihimiz gibi düşünüp demoralize olmadan okumalar yapmalı ve bu yolda kendimizi geliştirmeliyiz. Karl Marx’ın da söylediği gibi tarih sınıfların mücadelesidir. Biz çoğunluğuz. Bir sınıf bilincine kavuşmak istiyorsak okumalarımızı bu yönde yapmalı ve bu sınıf bilincinin ancak Marksist-Leninist teorilerle kazanılacağını bilip bu yönde hareket etmeliyiz.

Diğer UÜ öğrencisi: Sürecin belirsizliği ve genel olarak yaşanan mağduriyetler can sıkıcı. Özellikle öğrenciler geleceğiyle ilgili çok kaygılı. Kriz giderek tırmanıyor ve işçilerin, öğrencilerin mağduriyetleri giderilmek şöyle dursun, daha da artıyor.

Kızıl Bayrak / Bursa