Sermaye iktidarı eğitim sistemi ile gençliği sorgulamayan, itaatkâr ve gerici bir nesil olarak yetiştirmek istiyor. Bu hayallerini gerçekleştirmek için buldukları her fırsatı değerlendiriyorlar. Okulların koronavirüs nedeniyle tatil edilmesinin ardından, eğitim-öğretim devam etsin diye Eğitim Bilişim Ağı (EBA) TV üzerinden dersler verilmeye başlandı. Derslerin başlaması ile eğitimin ne kadar niteliksiz ve gerici olduğu da bir kez daha gözler önüne serildi. Öğrenciler derslere girmekte aksaklıklarla karşılaştı. Derse girebilen öğrenciler ise bir kez daha iktidarın gerici propagandasıyla karşı karşıya kaldı. Ders aralarında etkinlik adı verilen videolarda Adnan Menderes’in idamı gösterildi. Öğrencilere ara nağmeler adıyla ilahiler dinletildi. Üstelik ders zamanlaması olarak ise temel dersler yerine en fazla süre din eğitimine ayrıldı.
Örgün eğitimin verildiği dönemde de öğrencilerin ders programları cuma günleri camiye gidecek şekilde ayarlanıyor, bilimsel derslerin içeriği boşaltılarak süreleri kısaltılıyor, dinsel eğitim müfredatta daha fazla yer buluyor ve gençlik gerici bir nesil haline getirilmek isteniyordu. Eğitim eşit olmayan koşullarda ve niteliksiz olarak veriliyordu. Çoğu işçi emekçi çocuğu eğitimden uzak kalıyor, küçük yaşlarda çalışma yaşamına başlıyordu. Bugün uzaktan verilen eğitimde de değişen hiçbir şey yok; eğitim niteliksiz, gerici ve eşit olmayan koşullarda veriliyor.
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk EBA TV’den yapılan gerici propagandaya karşı oluşan tepkilerin ardından uzaktan eğitim ile ilgili görev verdiği ekipteki kişilerin yanlış etkinlikler tercih ettiğini iddia etti. Kendisinin de bunları hoş bulmadığına ve değiştirileceğine dair açıklamalarda bulunsa da şunu unutmamız gerekiyor: Ziya Selçuk bugün AKP iktidarının istediği gençliği yaratmak için gençliğin eğitimiyle sorumlu bakanıdır. Yani eğitimin dinci-gerici ve piyasacı bir hâl almasında onunda birinci dereceden sorumluluğu vardır. O yüzden yaptığı tüm bu açıklamalar iki yüzlücedir
Şu an bizlere verilen uzaktan eğitimde, normal koşullarda verilen örgün eğitimde bizlere nitelikli ve eşit koşullarda verilmiyor. Sermaye ve AKP iktidarı kendi hayalleri için bizlerin hayallerini ve geleceğini çalıyor. O yüzden onların yalanlarına aldanmayalım. Geleceğimize de eğitim hakkımıza da sahip çıkalım. Eşit, parasız, bilimsel, anadilde, nitelikli ve sağlıklı koşullarda bir eğitim için dayanışmamızı güçlendirelim ve mücadelemizi büyütelim.
K. Sönmez
