Koronavirüs dünya çapında hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Dünyanın bir çok yerinde salgına karşı alınan bir dizi önlemden biri de örgün eğitim kurumlarında eğitime ara vermek oldu. Türkiye’de de ilk vakanın görülmesinin ardından her düzeydeki okullarda 16 Mart itibariyle eğitime ara verildi. İlkokul, ortaokul ve liselerde ilk açıklamalara göre 2 haftalık ara verilirken, üniversitelerde süre daha uzun tutularak verilen ara 3 hafta olarak belirlendi. Ardından bütünüyle bahar dönemi boyunca eğitime ara verildi.
Eğitimde ara verilmesi ile birlikte Milli Eğitim Bakanı ve YÖK başkanı yaptıkları açıklama ile bu ara süresince altyapısı olan üniversitelerde ve diğer eğitim kurumlarında uzaktan eğitim gerçekleştireceklerini duyurdu. İlkokul, ortaokul ve liselerde TRT Eba TV ve Eğitim Bilişim Ağı üzerinden dersler verilmeye başlanırken, hiçbir altyapısı olmayan bir çok üniversitede bu dahi yapılamadı. Yetersiz altyapı sonucu Eba Tv ve Eğitim Bilişim Ağına girmekte ise bir çok öğrenci sorunlar yaşadı. Üstelik Eba TV üzerinden yapılmak istenen uzaktan eğitimin bile dinci gerici- anti-bilimsel, niteliksiz olduğu gözler önüne serildi. Ortaokul öğrencilerine Adnan Menderes’in idam sahnesi sözde “animasyon” ile tüm detayları ile gösterilirken, lise öğrencilerine ders video aralarında ilahiler dinletildi. Bu durum işçi ve emekçiler başta olmak üzere toplumun geniş bir kesiminde tepkiyle karşılandı.
Eğitime salgın kapsamında ara verilmesi yerinde bir önlem ve tedbir olarak değerlendirilebilir. Ama verilen bu aradan en çok yoksul işçi ve emekçi çocuklarının etkileneceği de apaçık ortada. Halihazırdaki eğitim sistemi zaten büyük sorunlar içeriyor. İşçi ve emekçi çocuklarının eğitim hakkı paralı eğitim uygulamaları, dinsel, gerici ve niteliksiz müfredat ile gasp ediliyor. Eğitimde verilen ara ile birlikte bu hak gaspı daha büyük bir kaosa yol açacak. En başta sınav gerçekliği üzerinden.
Piyasacı ve elemeci eğitim/sınav sistemine göre önümüzdeki aylarda üç milyona yakın öğrencinin gireceği başta Liselere Geçiş Sınavı (LGS), Yükseköğretim Kurumlarına Geçiş Sınavları (AYT, TYT) gibi sınavların tarihinde belirsizlik uzun bir süre devam etti. Bir dizi sınav ertelense de Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk verdiği bir röportajda liseye geçiş ve üniversiteye geçiş sınavlarının ertelenmesinden yana olmadığını ifade etmişti. Bilim Kurulu’nun 26 Mart’ta gerçekleştirdiği toplantı ile üniversite sınavları (AYT, TYT) 25-26 Temmuz’a ertelendi, okullarda ise örgün eğitime Nisan sonuna kadar ara verildi. Liselere Geçiş Sınavı (LGS) için bir erteleme dahi yapılmayarak, ilk dönemki konulardan bir sınav yapılacağı açıklandı.
Elbette özel okullar zinciri sahibi olan Ziya Selçuk için sınavların ertelenmesinin ve örgün eğitimde verilecek uzun aranın bir önemi yok. Çünkü bir çok sermayedar gibi kendi çocukları için özel okullar zincirinde sağlayabildiği daha özel ve ayrıcalıklı bir eğitim imkanına sahip. Yoksul işçi ve emekçi çocuğu içinse çarpıklıklarla dolu eğitim sistemi ve okullar tek seçenek. Öte yandan AKP iktidarı eğitimde kayıp zamanın telafisini insan aklı ile alay edercesine Eba Tv olarak gösteriyor.
Eğitimde yaşanan bütün bu gelişmeler eğitim sisteminin sınıfta kaldığını, çöktüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Bu çöküş yalnızca böyle olağanüstü zamanlarda değil olağan zamanlarda da kendisini gösteriyordu. Fakat salgının eğitim alanda yarattığı etki, durumu daha açık bir şekilde gözler önüne serdi
İşte bütün bu kaos içinde üç milyon öğrenci hala büyük bir belirsizlik içinde lise ve üniversiteye geçiş sınavlarının akıbetinin ne olacağını kaygı içinde bekliyor. Her sene değişen eğitim ve sınav sistemi ile işçi emekçi çocuklarına geleceksizlik ve büyük bir belirsizlik dayatılıyor. Şimdi de ertelenen ve ertelenmeyen sınavların, sınavlarda çıkacak konuların ve okul, kurs gibi kurumlar olmadan sınavlara nasıl hazırlanılacağının kaygısı yüz binlerce genci bu süreçte derinden etkiliyor. Öte yandan, salgın koşullarında yapılacak sınavların toplum sağlığı açısından tehlikeye yol açacağı da apaçık ortada duruyor.
İşte bütün bunlara karşı işçileri, emekçileri ve temelde gençliği eğitim hakkımıza sahip çıkmaya, mücadeleyi yükseltmeye ve aşağıdaki taleplerimiz doğrultusunda kampanyamıza destek olmaya çağırıyoruz! Koronovirüs tehdidi ortadan kalkana ve eğitimde kayıp zaman telafi edilene kadar;
-Üniversiteye giriş sınavları, Temel Yeterlilik Sınavı (TYT) ve Alan Yeterlilik Sınavları (AYT) iptal edilsin!
-İlk öğretim düzeyinde öğrencilerin girdiği Liselere Geçiş Sınavı (LGS) iptal edilsin!
-Ön lisans, lisans ve yüksek lisans eğitimlerinde tüm sınavlar iptal edilsin.
Devrimci Gençlik Birliği
Mart 2020