Fransa’da faaliyet gösteren Grev ve Direnişlerle Dayanışma Komitesi koronavirüs salgınıyla ilgili açıklama yaptı.
Virüsün herkese eşit davrandığı fakat kapitalist tekellerin ve devletlerin salgını fırsata dönüştürmeye ve faturayı işçi ve emekçilere yüklemeye çalıştığı teşhir edilen açıkalmada, bu yapılanlar karşısında birçok ülkede gelişen grevlere işaret edildi.
Sağlığımız, yaşamımız için greve, iş bırakmaya!
Koronavirüs (COVID-19) hayatlarımızı altüst etti. Dünyanın dört bir yanında binlerce insan öldü ve ölmeye devam ediyor.
Savaşta olduğumuzu söylüyorlar. Evet, bu, insanın doğa üzerindeki ekosistemi bozucu, yıkıcı kapitalist etkinliği sonucu dört kıtaya yayılmış bir virüsle bilimin savaşı. Yaşamak ve güvenceli çalışmak için bizim savaşımız.
Çünkü ücretli köleler ile kapitalistler, mülk ve işletme sahipleri hiç de aynı gemide değiliz! Bir kere bu ölüm dalgasının gelişini gizleyen dünyanın her yerinde kapitalist devletler oldu. Fransa’da Champs-Élysées’nin trafiği durmasın, Lafayette’in ışıltılı vitrinleri solmasın, Renault’nun, PSA’nın, Airbus’ün, turizm, silah, giyim, parfümeri, inşaat, spor, eğlence... sektörlerinin azami karları işlesin diye gelen virüs dalgasını bizden gizlediler, alabilecekleri önlemlerin hiçbirini zamanında almadılar.
Sonra bazı kararlar aldılar: Eve kapanma, sosyal mesafe koyma, mağazalara sıra ile girme, evin çevresinin 1-2 km ötesine gitmeme, uzaktan çalışma... Ama milyonlarca işçi her gün işe gitmek için evden çıkıyor. Metrolara, trenlere biniyor. Kilometrelerce ötedeki işyerine kalabalıklar halinde gidiyor. Onlarca, yüzlerce işçi bir arada, dip dibe, burun buruna çalışıyor. İşyerlerinde sosyal mesafe, hijyen, dezenfekte çalışmaları yapılmadı, yapılmıyor. Çünkü üretim durmasın, aynı hızla devam etsin, kapitalist karlar zarar görmesin!
Bu virüsün herkese eşit davrandığını söylüyorlar ama bizi her gün işyerlerine göndermekten geri durmuyorlar. Eğer işe gitmezsek işten çıkarma kılıcını tepemizde sallıyorlar. Sosyal güvencesizlik, işsizlik, en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamama korkumuzu bize karşı kullanıyorlar! Kâğıtsız ve kontratsız işçileri kolayca ücretsiz izne çıkartıyorlar. Neyle yaşayacağımız, kira, elektrik, doğal gaz faturalarını neyle ödeyeceğimiz umurlarında bile değil. Kapitalist tekellere büyük fon destekleri sağlarken bize işsizlik yardımlarından söz ediyorlar. Açtıkları olağanüstü paketle haftalık çalışma süresini kamu sektöründe 60 saate çıkarmaya hazırlıyorlar.
Buna karşı İtalya’da, İspanya’da, Fransa’da grevler oldu, oluyor. İtalya’da metal işçileri 8 saatlik genel grev kararı aldılar. Nisan ayı Fransa'da grev ayı olacak. Kapitalistlerin felaketten fırsat çıkarmasına, bizi kendi lanetlerine gömmelerine izin veremeyiz! Yaşamımız ve sağlıklı çalışma için biz göçmen işçiler için de şimdi grev zamanı! Sağlık, gıda ve toplumsal iletişimi sağlayan işler dışında her yerde üretimi durduralım! İşten çekilme hakkımızı kullanalım!
İşten çekilme hakkı çalışma koşullarının işçiler için ölümcül ve ağır risk oluşturduğu koşullarda çalışmama hakkıdır. Bunu kullanalım! Can güvenliğimiz, yaşama hakkımız için grev, genel grev!
Yaşam hakkımız, toplumsal sağlık için taleplerimiz:
- Sağlık, gıda ve toplumsal iletişimi sağlayan işler dışında üretime son verilsin!
- Tam işsizlik sigortası!
- İşten atmalar yasaklansın!
- İşyerlerinde sosyal mesafe, hijyen, dezenfekte çalışmaları, işçi sağlığı güvenceye alınsın!
- Ücretsiz test!
- Herkese eşit, parasız, nitelikli sağlık hizmeti!
- Elektrik, su, doğal gaz faturaları, kiralar ertelensin!
- Gıda ve diğer temel ürünler için mali destek sağlansın!
- Yaşlıların ihtiyaçları karşılansın!
