Covid-19 salgınını bahane eden sendika bürokratları işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı internet üzerinden kutlayacaklarını açıklamışlardı. Böylece, 1 Mayıs’ın sokaklarda kutlanmasını baştan önleyebileceklerini zannediyorlardı. Sendikaların başına çöreklenmiş uzantılarıyla birlikte sermaye cephesinin hesapları tutmadı. Almanya’nın birçok yerinde olduğu gibi Bielefeld’de de 1 Mayıs sokaklarda ve coşkuyla kutlandı.
Öncesinde kentteki kutlamalar için yapılan başvurularda oldukça zorluklar yaşandı. Katılımın belli bir sayıyla (20-50 kişi) sınırlandırılmasından katılanların isimlerinin listelenmesine dek bir dizi zorluğa rağmen yedi ayrı başvuru gerçekleştirildi. Fakat başvuruların sonuçlarında son ana kadar netlik sağlanamadı. Buna rağmen Bielefeld şehrinin birçok alanında 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştirildi.
Bielefeld Demokratik Güç Birliği’nin çağrısıyla merkez tren istasyonu önünde toplanan kitle, en baştan uygun fiziki mesafe kuralıyla yürüyüş düzeni aldı. Daha sonra gelenler de gerekli mesafe kuralına uygun olarak korteje dahil oldular ve saat 15.00’te yürüyüş başladı.
Yürüyüşe Bielefeld Demokratik Güç Birliği bileşenleri dışında Devrimci Gençlik Birliği (RJ) temel talepleri içeren dövizlerle katılırken, yerli örgütlerden Die Linke ve Antifa’lar kendi flamalarını taşıdılar. Sınıf devrimcileri ise TKİP imzalı “Bütün ülkenin işçileri birleşin!” pankartı ve flamalarıyla katılım sağladılar.
Yürüyüş boyunca Almanca ve Türkçe olarak sık sık, “Banka ve tekellerin hegemonyasını kıralım!”, “Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!”, “1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!” “Eşit işe, eşit ücret!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Tek çözüm devrim!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “A, A, Anti kapitalista!”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma!”, “Dayanışmanın adı direniş!” gibi sloganlar atıldı.
Yürüyüşün sonunda Almanca ve Türkçe konuşmalar gerçekleştirildi. RJ (Devrimci Gençlik Birliği) adına yapılan konuşmada şunlar söylendi:
“1 Mayıs’ta, yani bugün sokaklara çıkmamız her zamankinden çok daha önemli, çünkü sermaye düzeni işçi ve emekçilere yönelik saldırılarını asıl korana zamanında yoğunlaştırıyor. Bu krizi bahane ederek işçi sınıfının zorlu mücadeleler ile elde ettiği haklarını bir çırpıda gasp etmeye kalkıyor. Diğer taraftan zenginler tatil yerlerine, adalara ve yatlarına kaçarken, işçileri önlem alınmayan dar fabrikalara gönderiyor. Korona krizinin yarattığı sonuçların faturası böylece her zaman olduğu gibi işçi ve emekçilerin sırtına bindirilmek isteniyor.
Tüm Almanya’da sendikalar 1 Mayıs’a ihanet ediyorken, bu sorumluluğu ilerici ve devrimci güçler sahipleniyor. Yoksulluk ve zenginlik arasındaki uçurum çok daha net göze çarptığı bu dönemde RJ olarak bu düzene karşı yürüttüğümüz mücadeleyi daha büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz ve bu kararlılıktan taviz vermeyeceğiz...”
Kızıl Bayrak / Bielefeld