ABD’deki Kongre baskını Almanya’yı harekete geçirdi

ABD Kongre binasındaki baskının ardından Alman devleti, polisiye uygulamalar için harekete geçti. Federal Meclis’te “güvenlik önlemleri” sıkılaştırılırken, ABD’de yaşananlardan “hangi sonuçlar çıkarılabileceği” değerlendirilecek.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 11 Ocak 2021
  • 13:05

Alman sermaye devleti, ABD Kongre binasına gerçekleşen baskını, polis devleti uygulamalarının yenilerini hayata geçirmek için bahane etti.

Almanya Federal Meclis Başkanı Schäuble, ABD Kongre binasına gerçekleşen baskını “korkunç saldırı” diye tanımlayarak, Federal Meclis binasının Berlin eyalet polisi tarafından daha “iyi korunması için” talimat verdiğini açıkladı. CDU’lu Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble’ın bu baskın öncesinde de Federal Meclis’teki polis uygulamalarının arttırılması için girişimlerde bulunduğu belirtildi.

Bild gazetesinin, Schäuble’nin milletvekillerine gönderdiği bir mektuba dayandırdığı haberinde “Washington’daki ABD Kongre Binası’na yapılan saldırı sonrası, Berlin polisinin Federal Meclisi korumak için varlığını arttırdığı” ifade edildi. Mektupta, “Berlin Eyalet Polis Teşkilatı, meclis binası çevresindeki güçlerin takviye edilmesi emrini verdi” denildi. Ayrıca Wolfgang Schäuble’ın, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir rapor talep ettiği ve bu doğrultuda “Federal Meclis’in güvenliği için ABD’de yaşananlardan hangi sonuçların çıkarılabileceğinin değerlendirileceği” ifade edildi. Bir polis sözcüsü “başkentteki ABD elçilik binası ve Reichstag dahil, önemli mekanlardaki koruyucu tedbirlerin arttırıldığını” duyurdu.

Düzen partilerinden koro halinde destek

Bavyera Eyalet Başbakanı CSU’lu Markus Söder, Washington’daki olaylarla ilgili olarak Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte, “Kötü düşünceler kötü sözlere, kötü sözler de kötü kalkışmalara yol açar” demagojisiyle ABD’deki olaylardan duyduğu korkuyu itiraf etti. Söder “Bu nedenle, Almanya sadece demokratik kurumları korumak için güvenlik önlemleri almakla kalmaz, tehlike odaklarının da üzerine gider” diyerek tehdit savurmayı da ihmal etmedi.

Yeşiller Partisi parlamento grubu sözcüsü Britta Haßelmann, “Federal Meclis’in çalışanlarının, parlamento üyelerinin güvenliği güvenceye alınmalıdır. Parlamentoyu yıkıcı ve parlamento karşıtı saldırılardan korumalıyız” açıklaması ile polis devleti uygulamalarına destek verdi.

Adalet Bakanı SPD’li Christine Lambrecht ise Avrupa demokrasilerini korumak için internet platformlarının da daha sıkı denetleneceğini açıkladı.

Augsburger Allgemeine gazetesine konuşan Almanya Federal Meclisi FDP ve Yeşiller başkan yardımcıları Wolfgang Kubicki ve Claudia Roth, bir yandan “Reichstag’daki güvenlik önlemlerinin ABD Kongresi benzeri saldırıların yaşanması şüphesine bile olanak tanımayacak seviyede olduğuna”, yani adeta bir kale olduğuna dikkat çekerken; diğer yandan, “Federal Meclisi bir kale haline getirmeyeceğiz, çünkü bu, demokrasi düşmanlarının parlamentomuzun halka açıklığını yok etme hedefidir” gibi birbirleriyle çelişen ikiyüzlü açıklamalarda bulundular.

ABD ve Avrupa dahil, bütün emperyalist, faşist ve kukla rejimler, dünyanın en güvenli ve korunaklı binası olarak lanse edilen ABD Kongresi’nde gerçekleşen baskının ardından “aşılmaz kalelerini” daha da aşılmaz kılma telaşındalar.

Faşistlere göz yumuluyor, devrimcilere terör estiriliyor

Daha dün Berlin’de Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i anmak için LLL yürüyüşünü polis terörüyle dağıtmaya çalışan Alman devletinin “meclisi koruma” telaşının kime karşı olduğu ortadadır. Irkçı-faşist çetelerin, “korona salgınının komplo olduğu” yalanıyla, meclis önü de dahil sokaklarda boy göstermesi onları rahatsız etmiyor. Zira aylardır gösteriler düzenleyen ırkçı-faşist güruhlar, Ağustos ayında Federal Meclis önünde de toplanmış, yol verilen bir grup faşist meclise girmeye çalışmıştı.

ABD Kongre binasının saatlerce basılması gibi, Almanya federal meclisinin kapısına Nazi bayraklarıyla dikilme cüreti gösteren faşist çeteler, bu cüretlerini polis teşkilatının ve polisiye önlemlerin zayıflığından değil, devletin bizzat arkalarında olmasından alıyor. Alman İmparatorluğu ve Nazi Almanyası’nın sembolleri olan siyah-beyaz kırmızı renkli Reich bayraklı ırkçı faşistlere göz yuman, “her an her yerde olmayan” polis, işçi gösterilerinden kadın eylemlerine, savaş karşıtı eylemlerden anti-faşist gösterilere, ilerici, devrimci her hareketi nedense (!) hiç boş bırakmıyor; kolluk güçleriyle, TOMA’larla, panzerleriyle terör estiriyor.

Dolayısıyla Alman devletinin ABD’de yaşananları bahane ederek yeni polis devleti uygulamalarını hayata geçirmesi de; yeni dönemde yükselebilecek bu gibi örgütlü ilerici, devrimci kitle hareketlerine karşı duyduğu korkudan ve onlara karşı hazırlık ihtiyacından kaynaklanıyor.