Emperyalist şefler, kapitalist hükümetler ve sermayenin siyasi temsilcileri, D. Trump destekçisi faşistlerin Kongre binasını basmalarından dehşete düşmüş görünüyor. Zira baskın, emperyalist burjuvazinin lideri komundaki ABD’nin sözde “demokrasi”sinin imajını sarstı. Çok övündükleri sahte burjuva demokrasisinin maskesi parçalandı. “Hukuk devleti” safsatasına ise koyu bir gölge düştü.
Kapitalist dünyanın efendileri, polisin yol verdiği faşist çetelerin Kongre işgalini “bunaltıcı”, “yıkıcı”, “korkunç”, “şok edici” gibi ifadelerle değerlendirdiler. Koro halinde “şiddet olaylarını” kınadılar ve demokrasiye bağlılığın önemi üzerine hamaset yaptılar. ABD’de yaşananların başka kötü örnekleri tetikleyebileceği belirtildi ve uluslararası etkisinin yıkıcı olacağına dikkat çekildi.
***
*Alman başbakanı Angela Merkel, Trump’ı “ayaklanmadan” sorumlu tuttu. Trump’ın Kasım seçimlerindeki yenilgisini hala kabul etmediğini ifade eden Merkel, “Bu tür şiddet olaylarının mümkün olduğu atmosferi yarattı.” dedi. Gelişmelerin ve yansıyan manzaraların kendisini “kızdırıp üzdüğünü” belirtti. “Demokrasinin temel kuralı, seçimlerden sonra kazananlar ve kaybedenlerin olmasıdır” diyen Merkel, Washington’daki olayların, dünyanın diğer bölgelerini de etkileyeceğine atıfla "iyi demokratik süreçler için bir örnek değil" dedi.
*Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ise, ABD Kongresi’nin işgalini kınadı ve olayı “demokrasinin kalbinde bir fırtına” olarak nitelendirdi. “Görevdeki bir başkan tarafından kışkırtılan silahlı bir kalabalıktan" söz eden Steinmeier, olaylardan Trump’ı sorumlu tuttu ve “Demokratik seçimlerden sonra barışçıl iktidar değişikliği, demokrasinin temel taşlarından biridir” dedi.
Biden’ın seçim zaferinin Kongre tarafından onaylanmasıyla biraz sakinleştiği görülen Steinmeier, “Amerikan demokrasisi nefret ve ajitasyondan daha güçlüdür… Demokrasi meşalesi yeniden parlayacak” diyerek kendini rahatlatmaya çalıştı.
* Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble (CDU), Alman parlamento binası için sonuçlar çıkarılması gerektiğini belirtti. Federal Meclis, parlamento gruplarının güvenlik görevlilerinin yanı sıra Berlin eyaleti ve Federal İçişleri Bakanlığı ile koordineli olarak, Federal Meclis’in korunması için hangi sonuçların çıkarılacağının incelenmesi gerektiğini savundu. Bu amaçla, Washington’daki Alman Büyükelçiliği’nden, Kongre binasının işgali sırasında yaşanan şiddet olaylarının nasıl ortaya çıktığına dair bir rapor talep etti.
*Eski Federal Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ise (SPD), Donald Trump’a karşı yasal işlem yapılması gerektiğini savunarak, “Bu eski cumhurbaşkanına karşı, darbeyi kışkırtmak için bir iddianame uygun olacaktır” dedi ve olayların uluslararası etkisini “yıkıcı” olarak nitelendirdi. Bu zat, "Vladimir Putin, Xi Jinping ve Kim Jong-Un, Batı demokrasilerinin geleceği olmadığı yönündeki görüşlerinde kendilerini teyit edecekler" ifadeleriyle dert yandı!
*Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz ise, Trump’ın insanları kışkırttığını ve olaylardan sorumlu olduğunu belirterek olayı “iç karartıcı ve korkutucu” olarak nitelendirdi.
*AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yayınladığı Twitter mesajında ABD demokrasisine güvendiğini söyledikten sonra şu ifadeleri kullandı: “Barışçıl bir iktidar değişimi odak noktasıdır. Joe Biden seçimi kazandı. Bir sonraki ABD başkanı olarak onunla çalışmayı dört gözle bekliyorum.”
*AB Dışişleri Temsilcisi Josep Borrell, “Dünyanın gözünde Amerikan demokrasisi bu gece kuşatma altında görünüyor” diye yazdı. Yaşananları, ABD demokrasisine, kurumlarına ve hukukun üstünlüğüne bir saldırı olarak nitelendirdi.
*Hollanda Başbakanı Mark Rutte Trump’a doğrudan hitap ederek, “Washington’da korkunç fotoğraflar var. Sevgili Bay Trump, Joe Biden’ın bugünkü seçim zaferini kabul edin” ifadelerini kullandı.
*Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ise yayınladığı Twitter mesajında, “Washington’daki sahneler karşısında şok oldum” dedi.
*İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, şiddetin “siyasi hakların ve demokratik özgürlüklerin kullanılmasıyla bağdaşmadığını” söyledi.
*İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel de BBC’ye verdiği demeçte, “Trump’ın yorumları bu şiddete yol açtı. O, bu şiddeti körükledi ve şiddeti azaltmak için hiçbir şey yapmadı” ifadesini kullandı. Trump ile her zaman iyi ilişkileri olduğunu söyleyen İngiltere Başbakan Boris Johnson ise, Washington’da “utanç verici sahneler”den söz ettti.
*İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da kervana katılarak “Bu, mümkün olan en güçlü şekilde kınanması gereken utanç verici bir eylemdi” dedi. İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi ise Twitter paylaşımında “Büyük ve gerçek dostumuz Amerika, bağımsızlığından bu yana demokrasinin işaretçisi olmuştur ve özgürlük, adalet ve bağımsızlık değerlerini temsil etmektedir” ifadelerini kullanarak Trump’a dalkavukluk yaptı.
*Trump gibi faşist olan Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda ise olayları “ABD’nin iç meselesi” olarak nitelendirdi. Twitter mesajında “Polonya Amerikan demokrasisinin gücüne inanıyor” ifadelerini kullanarak Trump’a yaranmaya çalıştı.
*İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise, huzursuzluğu batı demokrasisinin başarısızlığı olarak nitelendirdi. TV’de yaptığı konuşmada Ruhani, “Popülist bir adam ülkesinin itibarına zarar verdi” dedi.
*BM Genel Sekreteri António Guterres, Kongre binası işgalini kınadı ve bu gibi durumlarda siyasi liderlerin takipçilerini şiddet içermeyen davranışlara teşvik etmeleri, demokratik sürece ve hukukun üstünlüğüne saygı duyulması gerektiğine işaret etti.
*Alman Gazeteciler Derneği de (DJV), baskın sırasında medya temsilcilerine yönelik saldırıları şiddetle kınadı. DJV Başkanı Frank Überall, "Donald Trump taraftarlarının, seçilmiş ABD Başkanını ve halkı, demokrasi ve basın özgürlüğünü ne kadar hor gördüğünü bir kez daha gösteriyor” dedi.
*Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Twitter'dan yayımladığı video mesajında “Dünyanın en eski demokrasilerinden birinde görevi bırakan başkanın destekçilerinin seçimin meşru sonuçlarına meydan okumak için şiddete başvurduğunu” söyledi.
*NATO Genel Sekreteri John Stoltenberg, “Washington'daki görüntüler şok edici. Demokratik seçimin sonucuna saygı gösterilmeli” ifadesini kullandı.
*Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying "sükunet" çağrısında bulunarak “Çin, ABD vatandaşlarının en kısa sürede barış, istikrar ve güvenliğe kavuşmasını umuyor” dedi. Bununla birlikte Çin'e bağlı yayın organları ise iki yıl önce Hong Kong'da yaşanan ve Pekin'in sert tepki gösterdiği eylemler ile Washington'daki olaylar arasında benzerlik kuran paylaşımlar yaptı.