ABD başarısızlığının suçunu DSÖ ve Çin'e attı

Dünya Sağlık Örgütü’nün krizin yönetimine ne kadar katkı sunduğu tartışılabilir. Bu sağcı-ırkçı yönetimin tek derdi, içine yuvarlandığı başarısızlık bataklığından suçu dışarı atarak kurtulmaktır.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 17 Nisan 2020
  • 12:58

ABD Başkanı Trump, Amerika’nın içinde bulunduğu dramatik durumun sorumluluğundan kurtulmak için her fırsatta Çin’e saldırmaktan geri durmadı. Salgına çok yavaş tepki göstermekle, uzun süre virüsün yarattığı tehdidi küçümsemekle, başlangıçta durumun kontrol altında olduğu yalanını söylemekle ve krizi yönetememekle suçlanan Trump, Çin düşmanlığına Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) düşmanlığını ekledi. Her ikisine karşı da savaşı tırmandırmaya başladı.

Trump’ın son hamlesi, koronavirüs pandemisinin ortasında, Dünya Sağlık Örgütü’ne ödemeleri durdurmak oldu. Hükümete verdiği direktifte, DSÖ’nün “koronavirüsün kötü idare edilmesini ve yayılmasını gizleme” konusundaki rolünün incelendiğine işaret etti. DSÖ’nün salgının başında açıkladığından daha fazlasını bildiğini ve bunu “muhtemelen” açıklamadığını ileri sürdü. Bunun da salgını büyük ölçüde ağırlaştırdığını ve dünyaya hızla yayılmasında rol oynadığını iddia etti.

Trump, örgütün sayısız hatasından dolayı “çok fazla ölüm”den sorumlu olduğunu, ayrıca Çin hükümeti tarafından verilen bilgileri eleştirel olarak gözden geçiremediğini söyledi. DSÖ’nün daha hızlı ve daha kararlı müdahale etmesi durumunda salgının sadece birkaç ölümle sınırlı kalabileceğini öne sürdü. 

ABD Başkanı Trump geçen hafta da DSÖ’yü Çin’e çok fazla adapte olmak ve korona krizinde yanlış önerilerde bulunmakla suçlamıştı. “DSÖ gerçekten berbat davrandı” diyen Trump, örgütün büyük ölçüde ABD tarafından finanse edildiğini ancak onun Çin merkezli hareket ettiğini iddia etmişti. Ayrıca DSÖ’yü virüsün yayılmasıyla mücadele etmek için “yanlış bir tavsiyede bulunmakla” suçlamış ve “Neyse ki, Çin ile olan sınırımızı açık bırakmak için DSÖ’nün tavsiyesini erkenden reddettim.” demişti. Trump, Ocak ayı sonunda Çin’den gelen yolcuların ülkeye girmesini yasaklamıştı. Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio ise, Çin hükümetinin “dünyayı aldatmak için DSÖ’yü kullanmasına” izin verdiği için DSÖ Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus’un istifa etmesini istemişti.

DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, ABD Başkanı Donald Trump’ın eleştirilerini koronavirüsü siyasallaştırmanın tehlikeli olduğunu söyleyerek yanıtlamış ve bunun “ateşli bir oyun” olduğunu ileri sürmüş, “küresel düzeyde dürüst dayanışma ve ABD ve Çin açısından dürüst liderlik” talep etmişti. DSÖ başkanı, örgütün üye ülkeleri ve dünya kamuoyunu Çin’deki yeni hastalık hakkında çok erken bilgilendirdiğini vurguladı. Ayrıca Trump’ın DSÖ’nün “Çin merkezli” olduğu yönündeki eleştirisini de reddetti. 

DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge ise, “Hala pandeminin akut fazındayız bu yüzden şimdi fonları kısma zamanı değil” diyerek Trump’ı eleştirdi.

Birleşmiş Milletler de ABD’nin ödeme yapmayı durdurmasını eleştirip kınadı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Şimdi uluslararası toplumun bu virüsü ve onun yıkıcı sonuçlarını ele almak için dayanışma içinde birlikte çalışma zamanı, onu durdurmak için çalışılmalı.” açıklaması yaparak, Trump yönetimine tepkisini dile getirdi.

Dünya Sağlık Örgütü’nün krizin yönetimine ne kadar katkı sunduğu tartışılabilir. Ancak Trump’la adamlarının derdi o değil. Bu sağcı-ırkçı yönetimin tek derdi, içine yuvarlandığı başarısızlık bataklığından suçu dışarı atarak kurtulmaktır. ABD’de her gün binlerce kişi bu başarısızlıktan dolayı hayatını kaybederken, Trump’ın rezil emellerine ulaşması kolay görünmüyor.